Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Popüler kültür böyledir. Güzel ve olumlu bir gelişme görüldüğünde kitleler halinde bir gönüllüler ordusu devreye girer. Destek verilir, alkış tutulur, övgü üstüne övgü yazılır. Hiç itiraz etmeden Jorge Jesus ve takımı Fenerbahçe’ye futbolsever ahalimizden adanan şarkılara ben de eşlik ediyorum. İyi, güzel ve heyecanlı bir durum. Kimsenin şikayet ettiği yok!
Ne var ki gönül gözü, parlak ve renkli Fenerbahçe manzaralarını adeta okşayarak temaşa ederken, oyunun gerçeklerine de kapanıyor zaman zaman.
Dün en azından ilk yarıda Fenerbahçe’nin görünmeyen, ihmal edilen gerçekleri ön plandaydı. Daha ilk çeyrek saat dolmadan, 14. dakikada Güray Vural’ın soldan ortasına iki adım atıp alçak uçuşla kafayı yapıştıran Haji Wright golünü çakıverdi. O gole rağmen Fenerbahçe beklenen reaksiyonu gösterebildi mi? Hayır. Serdar Aziz ve Szalai dahil takımca hücum oynadılar ama, etkili bir pozisyona giremediler. Orta alanda yaratıcı oyun ve pozisyonlar sergileyemediler.
Jesus bu statik duruma devre sonuna kadar sabretti. İkinci yarıya başlarken Lincoln’le Emre Mor’u değiştirip daha koşucu ve yorucu ekip kimliğine döndüler. Sonrasında Crespo Zajc değişikliği de yaşanacaktı ama takım hocanın kafasını okuduğundan peş peşe iki golü araya sıkıştırıverdi. 55’de Batshuayi King’in direkten dönen vuruşunu tamamlarken, 62’de Güray’ın topa elle temasından gelen penaltıyı yine Batshuayi kullandı ve Fenerbahçe maçı hem eline hem de ayağına alıverdi. Sakatlık geçiren Belçikalı’yı Alioski ile değiştirirken, oyunun senaryosunu hafta sonundaki Fenerbahçe-Galatasaray derbisine göre sahnelemeye başladı. Serdar Aziz’in de hücumda sık sık rol alması, iştahla gol arayışı acaba bu senaryonun gereği miydi bilmiyoruz. Şurası kesin ki Fenerbahçe üç puanı elinde ve cebinde tutarken, fazlasını da üretmeye çalışıyordu.
Takımların oyuna kattıkları gayret ve enerji bir yana, Dünya Kupası’ndan sonra oyuna eklenen “oynanmamış süreler” de bizim için sorun yaratmaya başladı. Dünkü maç ilk yarıda 5 dakika, ikinci yarı sonunda 11 dakika uzadı. Tamam, anladık da… Doha’da futbolcular böylesine naz ve sızlanma ile yerde yatmıyordu, bizde uzanıp yatıveriyorlar sere serpe… Tedavi süreleri uzuyor. VAR’a gidiş dönüşler de zaman alıyor. Çark ağır işliyor. Yerde yatıp zaman çalmaya, arkadaşlarına nefes aldırmaya çalışan futbolculara da bir dur demek gerek. Bazı sarı kartlar da böyle gösterilmeli.
Maçın son dakikaları Antalyaspor’un çılgın beraberlik arayışlarına da sahne oldu. Yapamadılar. Fernando ile ofsayttan kaçamadılar. Antalyaspor’da bazı saha dışı koşulların oyunu etkilediğini öğrendim. Bu sorunu çözecek olan Nuri Şahin değil yöneticiler.