Kral ölünce, onu unutmayız. Gönlümüzdeki tahtından indirmeyiz. Ama yenisini ararız. Metin Oktay’ı Tanju Çolak’ın, Tanju Çolak’ı da Hakan Şükür’ün izlediği gibi yeni gol krallarını buluruz.
Futbolda krallık, golün dışında farklı alanlara da yayıldı.
Asist krallığı gibi... Hem gol, hem de asist krallığını kazanan Alex de Souza da gönlümüzde çok özel bir tahta oturmadı mı?
Kralların peşinden yürürken, gözümüzden kaçan bazı gerçekler var.
Dünyanın her yerinde krallar, prenslerin içinden geliyor. İş aleminde de, sanatta da sporda da gelecek vadeden bir yeteneğe sahip olmanız, iyi bir eğitim almanız, o yeteneğin karşılığını vermeniz ve sizden beklenen başarıları fazlsıyla gerçekleştirmeniz, prens olmanın ön koşulları. Öğrenmeye devam etmeniz, kendinizi geliştirmeniz, desteklenmeniz de şansınız varsa eğer- kralın yerini alacak “veliaht prens” olmanıza yeter!
Türk futbolunun prenslerine gelince...
Maalesef, hemen her kademede yanlışlarla, yetersizliklerle, yalnızlıklarla mücadele etmek zorundalar. Yetenekliler ama, o yeteneklerin gelişmesi rastlantılara ya da şansa endeksli...
Kralların yolunu gözlerken, prensleri unutuyoruz.
Örneğin, Spor-Toto Süper Lig’de 20 yaşın altında çok az futbolcumuz var. Bunların çoğu, 22-25 yaş aralığında ancak kendini kanıtlayabiliyor.
Arda Turan, şanslı prenslerimizden biri... 18 yaşında Manisa’ya kiralandı, bir yıl sonra Galatasaray’a geldi ve hepimizin gözbebeği oldu. Takım kadrolarına baktığımızda 20 yaşının altında pek az futbolcu var Süper Lig ’de... Bazı kulüplerin kadrolarında zorunluluktan göstermelik olarak yer bulabilmişler kendilerine. Galatasaraylı Semih Kaya gibi şansın kapıyı çalacağı günü bekliyorlar. Türk futbolunun prenslerini yetiştirmek konusunda en içten davranan kulüplerimiz Bursaspor ve Kayserispor... Sercan Şen (17), Barış Öncü (19), Cemal Kaldırım (19), Emre Pehlivan (18), Musa Çağıran (19), Okan Deniz (17) Bursaspor ’un prensleri... Kayseri’de forma şansını yakalayan Okay Yokuşlu (17), Engin Bekdemir (19), Nadir Çiftçi (19), Okan Alkan (19) Şota’nın gözünün içine bakıyor, fırsat bekliyor.
Türkiye gençlerini eskiten yaşlandıran ve yıpratan bir ülke...
Oysa Nuri Şahin, Dortmund formasıyla Bundesliga’da ilk maçına çıktığında 16 yaş, 334 günlüktü. Wayne Rooney, Everton’da ilk Premiership maçında formayı 17 yaşında giydi, 19’unda Manchester United’a transfer oldu. Christiano Ronaldo da 18 yaşında Sporting’den Manchester United’a geçti. Mesut Özil, 18’inde Schalke, 20’sinde Werder, 22’sinde Real’in formalarını giydi.
Bizimkiler bırakın transferi, kendi takımlarının formasını beklerken...
Neyse ki, Gaziantepli Muhammet Demir gibi parıltılar, zihinlerimizin bir yerinde uyuyakalmış genç futbolcu (prens) kavramını yeniden taşıdı futbolumuza...
Yine de yapılacak çok iş var.
Yabancı sayısındaki artışın yanı sıra, kulüplerin sezonluk kadrolarında ve 18 kişilik maç ekiplerinde 20 yaşın altında daha çok futbolcu bulundurma zorunluluğu konabilir.
Kralları alkışlarken, prensleri de sevgiyle, şefkatle, eğitimle ve destekle kucaklayabilmeliyiz!
Ayda Uluç’a tebrik, Hıncal Uluç’a soru
Tenis Federasyonu Başkanı Sayın Ayda Uluç,
WTA Championships organizasyonunda Sinan Erdem Spor Salonu’na topladığınız 70 bin seyirci için sizi 70 bin kere kutlarım.
Saygılarımla.
Canım Abim, meslek ustam Hıncal Uluç,
Hani Türkiye olimpiyat falan yapamazdı, hani Türkiye’de spor seyircisi
yoktu.
Hâlâ aynı görüşte misin?
Sevgilerimle.
Bravo TRT!
Kamu yayıncısı TRT, sporda çok önemli bir organizasyona imza atıyor:
“Türkiye, Futbol Prensini arıyor”
TRT ile Liverpool kulübünün işbirliği, 16 ilimizde 14-16 yaş arasındaki binlerce çocuğumuzun hayallerine kapı açıyor.
Perşembe ve cumartesi günleri TRT Spor kanalında yayınlanacak yarışmalarda kaleci hariç her mevkiden futbolcu, jüri önünde yeteneklerini gösterme fırsatı bulacak.
Yarı finaller ve finalden sonra seçilecek “Futbol Prensi”, Liverpool’da 1 yıl süre ile futbol eğitimi alacak. Dünyanın en seçkin futbol hocalarının elinde futbolun en ince ayrıntılarını öğrenecek.
Jüride kimler mi var ?
Liverpool teknik direktörlerinden Ian Butterworth ve Paul Jones...
Türkiye’den keskin dilli, keskin görüşlü Ahmet Çakar...
...Ve Galatasaray izin verdiği takdirde Tugay Kerimoğlu!
Doğrusu bu jüri, kral olacak futbolcuyu topa vurmadan anlar.
Kimbilir, dikkat çeken çocuklarımızdan bazıları da Süper Lig kulüplerimizde beklediği fırsatı bulur.
Umut, tüm çocukların hakkı.
Bu ciddi projeye tüm enerjisiyle destek veren TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’i de kutluyorum.
TFF’de iktidar ekseni kayıyor
Geçen hafta toplanan Futbol Federasyonu, dikkat çekici atamalar yaptı.
Metin Tekin’in Genç Milli Takımlar sorumluluğuna getirilmesi, Tolunay Kafkas’ın Ersun Yanal’dan boşalan futbol direktörlüğüne getirilmesi, beklenen doğru kararlardı.
Asıl sürpriz, TFF genel sekreterliğinde yaşandı.
Faruk Süren döneminde Galatasaray’ın kapısından içeri giren ve bugüne kadar 5 başkanla çalışan, kulüp şirketlerinin CEO’su Ebru Köksal, genel sekreterliğe getirildi.
Levent Bıçakçı,Haluk Ulusoy, Hasan Doğan, Mahmut Özgener ve Mehmet Ali Aydınlar ’la birlikte 5 başkanı eskiten, eskitmekte olan Lutfi Arıboğan, genel sekreter vekilliği görevini bıraktı.
Bu atamada Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın Ebru Köksal’la çalışmak istememesinin rolü olduğu konuşuluyor. Köksal, aldığı tekliften sonra Aysal’dan izin istemiş. Başkan da “Bu senin için harika bir fırsat, kutlarım. Hayırlı olsun!” demiş. Kalması için ısrar etmemiş.
Ebru Köksal çok iyi eğitim almış, çok başarılı bir spor yöneticisi. Yurt dışında kazandığı ödüller de var. Galatasaray’daki kariyeri, AIG tartışmaları, mali operasyonlar, borç ve banka kredileri gibi hep sert tartışmaların yaşandığı bir döneme rastladı.
Şimdi hem güncel, hem de yapısal sorunlar yaşayan Futbol Federasyonu’nda yapacakları merakla bekleniyor.
Lutfi Arıboğan’a dönersek. Yakın çevresine, artık kenara çekilme zamanının geldiğini, kendisine zaten bir şey sorulmadığını söylüyormuş.
Anlaşılan o ki, federasyondaki futbol iktidarının ekseni kaymaya başladı.
Futbol dünyasında çok kişiyi tanımayan Aydınlar, Ebru Köksal’ı nasıl buldu?
İş dünyasından! Anlatıldığına göre, Ebru hanımın eşi Atilla Köksal, yakın geçmişte Aydınlar’la çok başarılı operasyonlar gerçekleştirmiş. Firmasına yeni ortaklar bulmuş. Ebru Hanım’ı eşi dolayısıyla tanıyor.
Bu atama kadın futbolu konusunda çok şey yapması beklenen bir federasyona bir kadın elinin de değmesi bakımından olumlu.
Sonrası ? Bekleyip göreceğiz.