Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Aslı’dan Gamze’ye... Önümüzdeki günlerde olimpik bir madalya devir teslimi yapılabilir. Hayır, bunun için bir tören yapılmasını, törenin canlı yayınla ekranlara getirilmesini beklemeyin.
Sadece kuru ve soğuk bir açıklama ile olabilir bu iş.
Cehennem sıcağı bir yazın ortasında bu buz gibi girişi neden yaptım.
Biraz serinleyesiniz diye değil. Çünkü haber buz gibi ama... Yine de yürek yakıcı...
Üstelik utandırıcı.
Biliyorsunuz, Aslı Çakır Londra 2012’de kadınlar 1500 metre yarışını baştan sona önde götürerek 1. bitirmiş, 2. sırayı da kızımız Gamze Bulut almıştı. TRT’de spiker Cüneyt Kıran’ı ağlatan hepimizin yüreğini hoplatan bu çifte zafer, memleketimizde büyük mutluluk rüzgarları estirmişti.
Hatırlayalım... Aslı Çakır o büyük zaferden sonra yere kapanarak pisti öpmüş, yurda dönüşünde de aylar önce evlenmiş olmasına rağmen bir düğünle kalbindeki mutluluk zincirini tamamlamıştı.
Oysa, Aslı ile ortak olduğumuz macera giderek zorlaşıyor ve hepimizi korkutuyordu.
Aslı Çakır Alptekin’in biyolojik pasaportu kan değerlerinin olağanın dışında farklılık taşıdığını gösteriyor açıkça doping kuşkusu yaratıyordu.
Hukukta, geçerli kuraldır; kuşku kanıt gerektirmez!
Uluslararası Atletizm Federasyonu (IAAF) biyolojik pasaportun yarattığı doping kuşkusundan hareketle Türkiye Atletizm Federasyonu’na yazı yazarak daha önce de doping cezası alan atletimizin yeniden cezalandırılmasını istedi.
Aslı Çakır ve antrenörü, Kenya’da özel çalışmalar yaptıklarını, hatta bir oksijen çadırında özel bir program uyguladıklarını anlatarak kendilerini savundular. Türkiye Atletizm Federasyonu, Ekim 2012’de açtığı dosyayı, ancak Ocak 2014’te tamamladı ve bu uzuuun değerlendirme sürecinden sonra şampiyon atletimize ceza verilmesine gerek duyulmadığı kararını verdi.
Bu karar, IAAF’i tatmin etmedi. Kan değerlerinin anormalliğinden yola çıkarak CAS’a başvurdular ve atletimizin cezalandırılmasını istediler.
Öğrendiğime göre, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) kararını verdi. Şu anda, kararın yazım aşamasının bitmesini bekliyoruz. Bugüne kadar, biopasaportla ilgili 80 dava CAS’a gitmiş. 30’u sporcuların aleyhine sonuçlanmış, gerisi duruşma aşamasında. CAS’ta kendini savunarak kazanan atlet yok. Umarım yanılırım! Ama aldığım haberler hiç de iç açıcı değil. Korkarım ki, CAS’ın kararı ile Aslı’nın madalyası elinden alınacak ve yarışı 2. sırada bitiren Gamze Bulut, olimpiyat şampiyonu ilan edilecek.
Peki, Cüneyt Kıran’ın gözyaşları, bizim mutluluğumuz, gururumuz ve coşkumuz ne olacak? Ne yapacağız?
Tarihi çöpe mi atacağız?

Haberin Devamı

Doping tartısı: İstanbul ve Tokyo

Haberin Devamı

Doping illetinin bize verdiği zararın muhasebesini tam yapamıyoruz.
Size küçük bir örnek vereyim : Türkiye, dopingden onlarca sporcusuna ceza verir ve bu sporculardan önemli bir kısmı da uluslararası federasyonlar tarafından müsabakalardan men edilirken...
Japonya’nın dopingden yakalanan ve ceza gören sporcu sayısı kaç, biliyor musunuz ? Ben de duydum, inanamadım : Sıfır.Evet, 0!
Peki, İstanbul’un da aday olduğu 2020 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nın ev sahipliğini hangi kent kazandı ? TOKYO!

Haberin Devamı

Melo ve Volkan

Galatasaraylı Melo, hemen her sezon bitiminde yaptığı huysuzlukları bu yıl daha da çirkinleştirerek tekrarlıyor. Artık Galatasaray’daki misyonunu tamamladığını belirterek Avrupa’ya gitmek istediğini dile getiriyor. Oysa sözleşmesi devam ediyor. Bu durumda kendisine talip olan kulüp varsa, Galatasaray’la anlaşması, bonservis bedelini ödemesi ve Brezlyalı’yı alması gerekiyor.Bakıyoruz, bir seri palavradan sonra ortada ciddi bir alıcı yok. Melo da gönülsüzlüğünü katlayarak Galatasaray’ı soğutmak istiyor. Sanırım küçük bir fiyat düşürme oyunu bu. Melo saha dışında da biliyor ayak oyunlarını. Peki Galatasaray yer mi? Hiç sanmam, yemez!
Aynı biçimde Volkan Şen de Bursaspor’u gönlünden ve kafasından sildiğini beyan etmiş. Şimdilik kadro dışı. Ama sözleşmesi devam ediyor. O da Melo gibi fiyat düşürmeye çalışıyor ve gidiciyse... Böyle bir hesabı Volkan’ a yakıştırmam... Futbolu bıraktıktan sonra yine bu ülkede yaşayacak. İnsanların yüzüne bakacak. Başı öne eğilsin istemem!

Sponsorlara saygı

Öncelikle Fenerbahçe ve Yıldız Holding’i kutlarım. Şükrü Saracoğlu’nu kaldırmadan Şükrü Saracoğlu Ülker Stadı adıyla yaptıkları 90 milyon liralık anlaşma çok güzel bir örnek...
Sırası gelmişken... Spora destek veren tüm sponsorların anlaşmalarına etik kodları ve ahlakla ilgili maddeleri de eklemeleri gerektiğini öneririm yıllardır.
Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu Koordinatörü Prof.Dr. Rüştü Güner, de etkin bir yöntem öneriyor: “Dopingden ceza alan sporcu, sponsorun yaptığı her türlü destek ya da ödül ödemesini aynen iade etmeli!” Cezalar yetmiyor, önlemler de olmalı Rüştü Hoca’nın önerisine aynen katılıyorum.