Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir turnuvayı ayıpsız, kavgasız, kazasız, kargaşasız ve olanca masumiyetiyle bitirmek de son yıllarda bizim pek de alışık olmadığımız bir başarıdır


Bırakalım Zürih protokolünü diplomatlar, siyasetçiler, kanaat önderleri tartışsın. Tarihçiler bundan hüküm çıkartsın. Parlamentolar iradelerini beyan etsin.
Biz, içiyle - dışıyla oyunu, golleri, kartları, seyirciyi, hakemi ve ille de Fatih Terim’i ile futbolu yazalım.
Şu endüstriyel çağda olabildiğince masum bir oyun oynandı dün. Düzenlenmiş ya da bilinçlendirilmiş veyahut aşırı güvenlik önlemleriyle kontrol altına alınıp, sakinleştirilmiş tribünlerin rengarenk ve hemahenk görüntüsü, nezaketi, coşkunluğu maça olan saygısıyla hepimizin ruhunu temizleyip, yıkadı. Bir futbol maçının belki de son yıllarda görülmüş en değerli seyirci grubu dün benim Bursa’da gördüklerimdi.
Saha içinde beklentilerimizi karşılayamamış, hayal kırıklığı yaratmış ve yeniden hedef dışında kalmış takımın hocasıyla birlikte çıktığı veda maçında her şeyi unutarak olgun bir sporcu asaletiyle oynadığını, mücadele ettiğini de sevinçle izledik.
Goller de güzeldi, oyun da.
Varsın Ceyhun Gülselam teknik bir nedenle kırmızı kart görsün, olabilir... Canı sağolsun. Halil Altıntop gibi 2008 yazında kamptan gönderilen ve evine küskün dönen bir genç adamın maçın açılış golünü attıktan sonra, kendisini evine gönderen hocaya gidip bir gönül sıcaklığıyla sarılmasıdır gözümüzü yaşartan. Servet’in hep defa fazlasını yapma isteğinden doğan o golüne de şapka çıkarmalı.
Rijkaard’ın yabancı ön libero isteğini unutup, ayağa kalkarak Ayhan’ı alkışlayalım arkadaşlar. İşte bir ön libero böyle oynamalıydı.
Bir turnuvayı ayıpsız, kavgasız, kazasız, kargaşasız ve olanca masumiyetiyle bitirmek de son yıllarda bizim pek de alışık olmadığımız bir başarıdır. Skor tabelasına fena halde takılan ruhumuz ve kafalarımız, nihayet oyunun bu yönüne de sportif bir yer ayırmış oldu.
Dünyanın gözü önünde belki biraz abartarak, belki de paronaya düzeyinde önlemler alıp, endişelerle hazırlanarak ama sonunda gururla başımız dik, adam gibi bir maç sergiledik.
Emeği geçen herkese, sorumluluk duygusu taşıyan Bursalılara ve “Sarı geline” sevgilerle.
Not: Bu maçın yüz ağırtan keyfini, Emre’nin öfkesiyle değişmem!