Süper Lig Bu ligin neresi süper?

Bu ligin neresi süper?

27.11.2019 - 08:00 | Son Güncellenme:

Görmeyen, bilmeyen “Ne lig, adı gibi Süper” diyebilir. Öyle ya, 8 takım nefes nefese şampiyonluk yarışında... Ama işin aslı öyle değil... Zirveye koşan takımlar “yaka-yıka” gitmiyorlar, “düşe-kalka” bu yarışı sürdürüyorlar

Bu ligin neresi süper

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

Haberin Devamı

Cumadan pazartesi akşamına kadar her maçı izliyorum. Kalite yerlerde sürünüyor. Hız, tempo yok, mücadele yok, oyunun akışkanlığı hiç yok, futbol adına aklınızda kalan, iz bırakan en ufak bir şey yok. Keyif alma şansınız sıfır...

Futbol bir “hesap-kitap” işi... Süper Lig’de de hesabını-kitabını iyi yapan, gerçekçi yapan, sezon sonunda şampiyonluk ipini göğüslüyor. Bizim Süper Lig’de bu sezon “hesap”ta iyi şeyler görünüyor da “kitap” öyle yazmıyor.
Açalım şu “hesap” işini biraz... 12. hafta sonunda 24 puanlı lider Sivasspor ile 19 puanla 8. sırada yer alan Galatasaray arasında sadece 5 puan fark var. Yani bu kalan 22 haftada bir galibiyet ile bir beraberlik mesafesinde... Trabzonspor, Başakşehir 22’şer, Fenerbahçe ile Beşiktaş 21’er, Malatya, Alanya, Galatasaray 19’ar puanla sıralanıyorlar. Hepsi birbirlerine sadece bir beraberlik uzaklığında...
Görmeyen, bilmeyen “ne lig, adı gibi Süper” diyebilir. Öyle ya, 8 takım nefes nefese şampiyonluk yarışında... Ama işin aslı öyle değil... Zirveye koşan takımlar “yaka-yıka” gitmiyorlar, “düşe-kalka” bu yarışı sürdürüyorlar.

2 puan yetmez
Bugün maç başına 2 puan ortalamasını bulan tek takım Sivasspor... Diğer adayların tamamı 2 puanın çok altında... Oysa Süper Lig tarihinde, maç başına 2.25 puan toplamayan takımın şampiyon olduğunu yazmadı. “Düşe-kalka” gitmeseler 2 puan ortalamasının çok altında kalırlar mıydı?
Gelelim “kitap”a... Kitabın sayfaları da, satırları da maalesef iyi şeyler yazmıyor. Görevim gereği cuma akşamından başlayıp, pazartesi akşamı dahil, her maçı izliyorum. Kalite yerlerde sürünüyor. Hız yok, tempo yok, mücadele yok, oyunun akışkanlığı hiç yok, futbol adına aklınızda kalan, iz bırakan en ufak bir şey yok. Keyif alma şansınız sıfır...
Trabzonspor’u, Sivasspor’u bir tarafa bırakıyorum, bu hafta deplasmanda kazananlar dahil, kimse futbolun hakkını yeterince veremiyor. Bazı çarpıcı sonuçlar ise, takım oyunundan değil, bireysel beceri ve direnişlerden geliyor.
İşin en kötü tarafı, Türk futbolunu resmen bitiren tarafı: Düşen yerden kalkmıyor, kalkan tazı gibi koşmaya başlıyor. Yerde o kıvranıştan sonra, o tazı gibi koşu nasıl oluyor?
Avrupa maçlarını izliyorum, neredeyse yere düşen, yerde kıvranan oyuncu yok. Bizde sahada yatan oyuncularla, sahaya ikide bir giren sağlık ekiplerini görmekten, maçı göremiyoruz. Bir maç bu kadar durur mu, bir maç bu kadar kesilir mi? Hakemler bu sahteciliğe nasıl oluyor da bu kadar alet olabiliyorlar? TFF nasıl oluyor da, bu düşmelere, yatmalara bu kadar sessiz ve tepkisiz kalabiliyor?

Haberin Devamı

Bu ligin neresi süper



Yeter artık
Cumartesi günü Manchester City-Chelsea maçını izledim. Aynı saatte bizim Süper Lig maçları da vardı.
City-Chelsea maçı, bizim maçlara oranla çok daha tempolu, çok hızlı, vücut vücuda temaslı olmasına rağmen yere yatan olmadı, yatıp da kalkmayan olmadı. Taç için, sarı kart için hakeme itiraz olmadı.
Bizde bu “illet” alışkanlığa bu sezon yeni bir malzeme daha eklendi. Rakibinin eli yüzüne gelen, “Yandım Allah” diye kendini yere atıyor. Dirsek yok, darbe yok, sadece el teması... Niye “Yandım Allah” diye yatıyor? Aklınca rakibinin kart görmesini sağlayacak . Kimse kusura bakmasın, resmen sahtecilik...
Ey hocalar, bir gün biriniz çıkıp “Takımda yere yatan oyuncu görmeyeceğim” diyebilecek mi? Ey futbolcular, “Dürüst olmak” bir gün aklınıza gelecek mi?
Yeter artık; Yatmayı bırakın, ayağa kalkın. Futbol ayağa kalksın...

Haberin Devamı

Sahteciler
Ayağına vuruyorlar, bacağını tutup kıvranıyor.
Bacağına dokunuyorlar, ayağını tutup yatıyor.
Omuzuna dokunuyorlar, çenesini tutup 50 takla atıyor.
Topu kaybediyor, hatasını örtmek için faul varmış gibi yatıyor, kalkmıyor.
Kameralar bunların hepsini, hatta daha fazlasını tespit ediyor.
“Senin futbolcun, benim futbolcum” demeden, ayırım yapmadan, kollamadan, korumadan, her fırsatta yere yatan, kalkmayan, maçı maç olmaktan çıkaran bu “sahtecileri” teşhir etmek lazım...
Yoksa, futbol yerlerde sürünmeye devam edecek.

Haberin Devamı

Hale bak!
Süper Lig’de Denizli-Rize maçını izlerken, diğer ekrandan da birinci ligdeki Karagümrük-Ümraniye maçına baktım. Biraz sonra Denizli- Rize maçını bıraktım, Karagümrük-Ümraniye maçına yapıştım. Sahada sanki Avrupa maçı vardı. Ümraniyeli Gimbert, takımının ve kendinin ikinci golünde öyle bir vuruş yaptı ki, böyle tekniği Süper Lig’de bile çok az gördüm. Birinci Lig maçında, Süper Lig’e oranla daha seyredilir bir futbol varsa, Süper Lig’in halini düşünün.

Haberin Devamı

Takdir ve tebrik
Ünal Karaman, ister çaresizlikten, ister cesaretten deyin, her maçta yeni bir genci Türk futboluna takdim ediyor. Ağlamıyor, sızlamıyor. Buluyor, buluşturuyor, yola sağlam adımlarla devam ediyor. Hocanın son takdimi Ankaragücü maçıyla birlikte Cafer Tosun oldu. Trabzonspor altyapısına alkış, Ünal Hoca’ya takdirler, tebrikler...

HAFTANIN TOP 5 GOLÜ
1 - Castro (Göztepe)
2 - Stancu (G.Birliği - 1. gol)
3 - Erdoğan (Sivas - 1. gol)
4 - Emre Kılınç (Sivas)
5 - Sörloth (Trabzonspor)

Meraktayım
- Milli takımın ve Şenol Güneş’in başarısı bazı çevreleri niye bu kadar rahatsız etti?
- Abdullah Avcı’ya “istifa” diye bağıranlar şimdi ne düşünüyorlar acaba?
- Başkan Ahmet Çebi’nin ayağı kaç numara? Geldiğinden beri Beşiktaş maç kaybetmiyor.
-Süper Lig’de kadın kulüp başkanları çoğalsa küfür-kavga biter mi?
- Bu hakemler her hafta hakarete uğramaktan bir gün gelir kurtulurlar mı?

Takım yıldızı
G.Saray (**) - Başakşehir (**)
Denizli (**) - Rize (H)
A. Gücü (*) - Trabzon (***)
Konyaspor(**)- Beşiktaş (**)
Kayseri (*) - Sivas (****)
Kasımpaşa (*) - G.Birliği (***)
Alanya (**) - Göztepe (***)
Malatya (**) - F.Bahçe (**)
Antalya (**) - Gaziantep (**)

Not: Yıldızlar sadece sonuca değil , oyuna göre de verilmiştir.

F.Bahçe’nin sorunu, kalite
Fenerbahçe’de oyundan çok, sonuçta sıkıntı görüyorum. Son iki deplasman maçında tam 40 şut atıp, tek gol atamıyorsan, ortada ciddi bir kalite sorunu var demektir

-Fenerbahçe’nin Moses ve Alper forveti ile çıktığı maçta gol bulması, Milli Piyango’nun yılbaşı çekilişinde “büyük ikramiye” yi bulması gibi bir şeydi. Nitekim bulamadı.
- Moses; Allah aşkına, bu kadar büyük oyuncusun, bu kadar parlak kariyerin var, hiç olmazsa o göz kamaştıran geçmişinin hatırına bir şeyler yap, bu kadar boşlama...
-Alper tepeden tırnağa büyük yeteneklerine rağmen sanki bu işi bırakmış gibi... Ersun hocam, ısrar etme, sen de Alper’in peşini bırak... Olmayacak duaya amin deme...
-Milliyet’in bu sayfaları tanıktır; “Bir Vedat yetmez” diye defalarca yazdık. En az Vedat kadar, hatta çok daha iyi bir golcüye ihtiyaç vardı, almadılar. Sonuç ortada: Bu kadar fırsata rağmen iki metreden topu içeri vuramıyorlar.
-Avrupa maçlarını izliyorum. Penaltıcılar rakip kalecinin gözünün üstüne çakıyorlar. Penaltıda “plase” vuruş halen güncelliğini koruyor mu? Plase vuruş çok riskli değil mi?
- Fenerbahçe’de oyundan çok, sonuçta sıkıntı görüyorum. Son iki deplasman maçında, yani Kayseri ve Malatya maçlarında tam 40 şut atıp, tek gol atamıyorsan, ortada ciddi bir kalite sorunu var demektir.

Bakarsan bağ bakmazsan dağ!
Sivasspor sınırlı bir bütçeyle kurduğu kadrosuyla 12. hafta sonunda 24 puanla lider durumda... Demek ki, “Ne kadar çok harcarsan, başarı o kadar fazla gelir” anlayışı doğru değil... Önemli olan akıllı harcamak, parasal olarak verdiğin sözlerin arkasında durabilmek...
Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz yıllar önce, “Biz diğer kulüplere oranla biraz daha az veririz, ama söz verdiğimiz tarihte öderiz” demişti.
Aradan yıllar geçti, Sivasspor bu prensibini sıkı sıkıya uyguluyor. Ligde borç batağı konuşuluyor, futbolcuların alacakları, ödenmeyen paralar konuşuluyor, bunların en ufak bir yerinde Sivasspor’un adı geçmiyor. Akıllı harcarsan “bağ” oluyor, hovarda gibi harcarsan borç “dağ” oluyor.

Niye bir Ömer Bayram değiller?
- Galatasaray’ın en ucuz oyuncularından biri Ömer Bayram...
- Galatasaray’ın en yararlı oyuncularından biri de Ömer Bayram...
- Parayı çuvalla alanlar, karşılığını verirken (pardon veremezken) niye Ömer Bayram gibi olmazlar?
-Galatasaray’ın kendilerine gösterdiği “cömertliği”, onlar futbola ve Galatasaray’a niye göstermezler?

Burak Yılmaz’ı yeter ki besleyin
Beşiktaş’ın şampiyonluk gibi gerçekten “zor” bir hedefi yakalaması için elinde “kolay” bir formül var.
-Burak Yılmaz’ın eski formunu ve gollerini bulması lazım...
- Burak Yılmaz’ın kenarlardan gelen toplarla buluşturulması lazım...
-Burak Yılmaz’ın deparlanması için savunmanın arkasına toplar atılması lazım...
-Burak Yılmaz’ın daha az ofsayta düşmesi lazım...
Bu ülkenin gole en yakın adamı Burak Yılmaz... Birini kaçırırsa, ikisini atar. Yeter ki besleyin...

Birileri şaka desin!
Beşiktaş son Konya maçına “Diş sağlığı” ile ilgili bir pankartla çıktı. Bu pankart bana hafta içinde okuduğum ve dehşete kapıldığım bir haberi hatırlattı; Türkiye’de her 10 kişiden 7’si dişini fırçalamıyormuş. Birileri bana lütfen, bu istatistiğin yalan olduğunu, çirkin bir şaka olduğunu söylesin...

Gemi karaya oturdu
Dünya Futbolcular Birliği (FIFPRO), dünya genelindeki futbolculara bir duyuru yaparak “Türkiye’ye gitmeyin, paranızı alamazsınız” diye uyarı yaptı. Türk futbolu adına resmen skandal...
TFF Başkanı Nihat Özdemir, “Ocak ayında kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Bütçesini aşanlara puan silme, hükmen yenilgi gibi yaptırımlar uygulayacağız” dedi.
Benim bildiğim, bütçesini tutturan, artı veren kulüp yok gibi... Buna rağmen kulüplerin tamamına yakını, “Gel ocak ayı gel” diye tezkere bekleyen asker gibi gün sayıyorlar.
Beyler deniz bitti. Gemi karaya oturdu... Görmüyor musunuz?

Hakkını veriyor mu?
Başakşehir takımı tam 10 maçtır kaybetmiyor; önemli... Başakşehir, 41 maçtır kendi sahasında kaybetmeyen Galatasaray’ı Aslantepe’de yendi. Bu daha da önemli... Bunlara rağmen Başakşehir kadro kalitesinin ve derinliğinin hakkını veriyor mu derseniz; hayır, henüz değil...

 

Yazarlar