Dağların dişi leoparı

"SAVAŞA gider gibi plan hazırlıyoruz. Zirveye nereden, nasıl çıkacağımızı hesaplıyoruz. Her an düşebileceğimiz buzul çatlakları ve çığ, kar, tipi, alıştığımız tehlikeler. Öğleyin kar yüzünden güneşli havalarda sıcaklık artı 40 dereceyi buluyor, bunalıyoruz. Bazen eksi 20 derecede zorlanıyoruz. Ama gözümüz zirveden başka birşey görmüyor."
Dünya' nın en yüksek tepeleri arasında gösterilen Kırgızistan Tien Shan dağlarının 7 bin 10 metre yüksekliğindeki Khan Tengri zirvesine çıkan tek Türk bayan dağcısı Burçak Özoğlu , tırmanış serüvenini böyle anlatıyor.
Dile kolay... Çoğumuzun ancak uçaktan görebildiği o yükseklikte, Burçak ve arkadaşları spor adına böylesi çilelere katlanıyorlar. Tüm olumsuz hava koşullarıyla boğuşup, bir ay süren tırmanışı buzullar üzerinde tamamlamak için, çelikten iradeleriyle doğaya, tehlikeye, korkuya, bazen ölüme meydan okuyorlar.
Burçak Özoğlu geçtiğimiz Ağustos ayında 7 erkek arkadaşıyla birlikte Dünya zirvelerinden birinde dolaşmanın onur ve mutluluğunu yaşıyor şimdi. ODTÜ işletme mezunu, SBF araştırma görevlisi 26 yaşındaki Özoğlu Türk kadınının da gururu. Çünkü 7 bin metre yüksekliğe tırmanan tek Türk bayanı O.
Okul yıllarında önce voleybol, ardından kayak ile uğraşıp dağcılıkta karar kılan, bu başarı ile "bayan leopar" olmak için ilk adımı atan Özoğlu , ülkemizde çıkmadık dağ bırakmamış. Kaya ve yüksek irtifa tırmanışlarının yanısıra eğitmenlik ve kurtarıcılık yapan Özoğlu , birilerinin ölmesi veya kaza geçirmesi ile dağcılığın gündeme getirilmesinden şikayet ediyor.
Ağrı , Cilo ve Bingöl dağlarının terör yüzünden tırmanışa kapatılması üzerine yüksek irtifa çıkışlarını Türkiye'de yapamadıklarını belirten Özoğlu , bu sporda yaşanan sorunları ise şöyle dile getiriyor:
"Malzeme çok pahalı. Yurt dışındaki çıkışlar için ulaşım sorun. Dağcılığın sahipsiz olduğu kesin. Khan Tegri'ye İsviçreliler, Fransızlar çıkamadı, Almanlar'dan bir kişi başarılı oldu. Biz zirveye çıkınca şaşkınlık yaşadılar. Övgüler yağdırdılar. Ama maddi ödüller bir tarafa, bizi kimse kutlamadı bile. Kurumsallaşmış bir federasyon yok. Yeniden yapılanma gerek. Yönetimde sporcular olmalı. Dağcılığı kimse spor dalı olarak görmüyor, macera diye bakıyor."
Evet, spordaki yüzaklarımızdan Özoğlu bunları söylüyor. O'nun dile getirmediği bir gerçeği biz söyleyip, yazıya noktayı koyalım. Burçak Özoğlu 'nun 7 bin metreye çıkışından bu yana geçen süre 3 ay. Ne yazıkki, bu başarıdan, başta basın, kimsenin haberi yok. Ne dersiniz, bu da bizim ayıbımız değil mi?