Skorer Daum 'mesleği' öğrendi!

Daum 'mesleği' öğrendi!

22.06.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Daum mesleği öğrendi

70 dairelik siteye ortak olan ve 67'sini satıp milyonlarca Euro kâr eden Daum, adanın diğer bölgelerinde de inşaatlara başlamış. Ne diyelim, helal olsun!..Bari Fenerbahçe'nin paracıklarını çarçur etmiyor.Yalnız aklıma bir şey takılıyor:Biz sayın Daum'u buraya "engin bilgilerinden yararlanmak için" çağırmamış mıydık?Bırakın engin bilgileri, koskoca Fenerbahçe yönetimi Daum'a "orta saha emniyeti" ile "beş forvet sakıncasını" öğretemedi; Daum onlardan müteahhitliği kaptı. "Dolgun ücretli stajyer" gibi geldi, meslek sahibi oldu adamcağız. ***Lakin bu sezon her şey farklı olacak!Açık açık söyledi yönetim... "Takımı benim istediğim gibi oynatacaksın". Anında "eyvallah" yanıtını aldı Daum'dan. "Siz söyleyin ben yapayım"!.. Dolgun ücretli kalender stajyer sanki. Ne yapsın sayın Daum; Mallorca'da inşaat fiyatları çok arttı. ***Ben diyorum ki, taşerona ne gerek vardı... Daum devreden çıkarılıp şu inşaatlara Fenerbahçe ortak olamaz mıydı?..Düşünsenize; rakipleri Seyrantepe, Kilyos ile uğraşırken Fenerbahçe Mallorca'daki kendi sitesinde sezon açılışı yapardı.Bırakın 67 daireyi, Mallorca'da bir yazlık karşılığı rahat rahat staj yapardı burada sayın Daum. Müteahitliği öğrenmek için tabi.***Şaka bir yana, sayın Daum'un bu uluslararası müteahhitlik girişimi ve başarısı en çok Fenerbahçe'ye yaradı!Paranın değerini öğrendi Hocam. Mesela Rüştü'nün transferi konusunda ilk kez tutumlu ve tedbirli davrandı:"Barcelona blöf yapıyor, biraz bekleyelim". Eski Daum olsa ne yapacağını biliyorduk:"Ben anlamam, Rüştü'yü isterim". Ticaret, insanlarda toleransı arttırır derlerdi de inanmazdık. Christoph Daum İspanya'nın tatil cenneti Mallorca'nın yeni emlak krallarındanmış. Daum Fenerbahçe'ye faydalıdır, zararlıdır bilemem...Ama Türk futboluna nasıl bir katkısı olduğunu, aklı başında herkes anlamış durumda.Futbolumuzun geleceğini kararttığı iddiaları ayyuka çıktı artık.Nasıl mı? Yanıt; oynatmadığı futbolcularda.Daum, bir nesil Ümit Millileri erken emekli etti. Şimdi sırada 20 yaş altı gençler var. Duyduk ki, yönetime "alın onları" diye raporlar uzatıyormuş. "Alın, ben oynatmayayım". demek istiyor herhalde... "Allah korusun gider başka yerde oynarlar"!.. Sayın Daum'un Türk Futbolu'na karşı sorumluluğu bu kadar. Son sözümüz, Mallorca'dan yazlık alacaklara... Aman dikkat; müteahitinizi iyi seçin:Malzemeyi yanlış kullanma alışkanlığında olanlar, evi başımıza yıkar. * * * Aslında sokaktaki insanı çok bağlamıyor havuz paylaşımı.14 Anadolu kulübünün aldığı genel kurul kararının hukuki geçerliliği nedir? performansa dayalı paylaşımı aslında kim teklif etmektedir? Anadolu kulüplerinin ligden çekilme şantajına Fenerbahçe'nin Kulüpler Birliği'ne katılmama kararı ile karşılık vermesi ne anlama gelmektedir? Havuz isyanı önderlerinden Samsunspor başkanı sayın İsmail Uyanık neden istifa etmiştir?..Bunlar futbolun "muhasebesidir" sokaktaki insan için.İşin golü, ofsaytı, faulü, cümbüşü, hüznü varken muhasebe ile kim ilgilenir? İlgilenen olsa, zaten İsmail Uyanık niye istifa etsin?İsmail Uyanık'ı istifa ettirecek kadar büyük çözümsüzlüğe niye girsin Anadolu kulüpleri?Ama bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar var elbet... Onlar da hesaptan anladıklarından değil fanatik taraftar olduklarından:"Bizim başkan haklıdır" meselesi yani. Yanlış anlaşılmasın; kimseyi cehaletle suçlamıyorum... Bu kadar gazete okuyorum, haber izliyorum; ben de bilmiyorum teklif edilen paylaşım sistemleri arasındaki farkı. Mesela "Anadolu planı" gerçekleşse Malatyaspor kaç para alır, "Dört Büyükleri'n projesi" yürürlükte olsa kaç para?.. Malatyaspor hesaplayabiliyorsa bravo ona.Bu hesaplar daha da karışacak... Karıştırılacak... Ki, en sonunda ortaya çıkan modelde herkes "ben kazandım" diyebilsin. Havuz mu dedin! Nasıl üzülmüştük TBMM'deki bazı vekillerimiz, etekli bayan görevlilerden etkilendiklerini açıkladıklarında...Yahu biz onları neden yolluyorduk Ankara'ya?.. Onların aklı, etek ucunda."Bir tek bizde olur böyle saçmalıklar" diye karalar bağlamıştık.Öyle değilmiş işte... Wimbledon'a tenis seyretmeye giden sporseverlerin kafası karışıyormuş bayan sporcuların çığlıklarıyla. Dikkat edin tenis... Seyirciliği, öğrenmesi kadar zor ve eğitim gerektiren, sofistike bir spor. Wimbledon da, öyle sinema parasına maç seyredilen bir yer değil hani. Ve "seksüel novroz" durumundakiler açısından sahaya gerek yok; tribünler cennet gibi...İşte orada, çığlıktan tahrik oluyorlarmış. Wimbledon başhakemi Alan Mills'a göre çığlık atmak yasaklanmalıymış!..Ne diyelim; fantezi ve fetişler tükenmez yeryüzünde...Lakin İngilizler'in gidişi gidiş değil... Yakında paçalı don da giydirir bunlar eteklerin altına. eguven@milliyet.com.tr Sporda erotizm