Du bakali n'olcek?*

Fenerbahçe Yönetimi: Hakemlere, onları yöneten MHK'ye, Disiplin Kurulu'na, Federasyon'a karşı büyük taarruzu gerçekleştirecek. Başarısız olmaları halinde hükümetin istifasını isteyecekler. Bu yıl açılan UEFA Kupası cephesinde, olası bir başarısızlık halinde AB'yi göreve çağıracaklar. Galatasaray Yönetimi: Sportif başarı ile beraber borçlarını ödeyeceklerini ve stadı yaptıracaklarını söyleyecekler. Olası Olimpiyat Stadı maçlarında tüm kusuru stada atacaklar. Beşiktaş Yönetimi: Yine yeni yeniden nur topu gibi bir hoca bulacaklar. Onun da arkasında olacaklar. Ama hocanın 2008'i takımın başında görmesine engel olacaklar. Arkasında değil yanında durmak gerektiğini hâlâ ve hâlâ anlamayacaklar.Fatih Terim: Başarısız olursa suçu üstüne alıp kendine "delikanlı adammış" dedirterek, imajını korurdu eskiden, çok eskiden... Ancak artık ortalığı karıştırdıktan sonra "ismimin baş harfi bile yok" diyor, yine diyecek.Fenerbahçeli köşe yazarları: Fenerbahçe'nin başında hoca olmadan da şampiyon olacağını, Zico'nun iyi bir hoca olmadığını, yönetim darbesiyle aklının başına geldiğini yineleyecek, yazacak ve çizecekler.Galatasaraylı köşe yazarları: Takımın bunca parasızlığa rağmen çok iyi olduğunu; ama bu yönetimden ve teknik ekipten hayır gelmeyeceğini anlatacaklar.Beşiktaşlı köşe yazarları: Takımdaki kötü gidişatın sorumlusunda yine anlaşamayacaklar. Birilerinin takımdan gönderilmesi gerektiğini yazıp, kimin gitmesi lazım geldiği konusunda ortak bir fikre varamayacaklar. Yeni sezonda başlayacak Kim Gitsin isimli yarışmada jüri üyeliği kapacaklar.Futbol yorumcuları: "Hakemleri yıpratmamak lazım" diyerek bütün program başka bir şey konuşmayacaklar. "Yerli teknik direktörlere sahip çıkalım" diye cümleler kurup, onları yerden yere vuracaklar.Erman Toroğlu - Ahmet Çakar: Aklınıza gelen her konuda sanki anlaşmış gibi birbirlerinin tam tersi yorumlar yapacaklar. Eyyamcı hakem, en klişe lafları olmaya devam edecek.Taraftarlar: Maçlara "yenilsen de yensen de taraftarın senle" tezahüratı ile başlayıp maçın sonunda yönetimin ya da teknik direktörün istifasını isteyecekler.Merkez Hakem Kurulu: "Bu hakemler bizim, lig onlarla oynanacak, biz hakemlerimize güveniyoruz" diye beyanat verecekler.Türkiye Futbol Federasyonu: Fetret Devri devam edecek. Ömer Seyfettin'in "Diyet" isimli kitabı yönetim kurulu üyelerine dağıtılacak ve durumun içselleştirilmesi çeşitli seminerlerle sağlanacak.Güntekin Onay: "Bitmedi lan" diye sormaya devam edecek, sonra da şaşırıp Rıdvan Hoca'yı güldürecek. Ek olarak "Neye gülüyorsun ulan!" diye soracak.. Hulki İlgün: Rüyalarını şampiyonluklarla süsleyecek.Selçuk Yula: Yazarlık serüvenine komplo romanlarıyla devam edecek, kitapları best seller olacak.Telegol ekibi: Asrın hikayesiyle asrın anlamını değiştirmeye devam edecekler. Allah iyiliklerini verecek.* Aziz Nesin - Azizname Yeni bir yıla giriyoruz. Herkes bu yıl neler olacağını merak ediyor; sanki farklı şeyler olabilirmiş gibi... Bu kadar meraklanmaya hiç gerek yok aslında; çünkü birçok şey bu yıl da aynı kalacak. İşte bunlara birkaç örnek. Antrenmandan en az bir saat önce sahada olurum. Hayatımda hiç geç kalmadım. Her zaman yapılması gereken işler ve konuşulması gereken insanlar olur. En önemlisi ilk gelen olmayı severim, çimi inceler, sulanması gerekip gerekmediğine, uzunluğuna bakar, malzemelerden sorumlu kişilerle konuşur ve sahada yaptıracağım antrenmanın tasarısını çizer ve futbolcuların durumunu, kimin sınırsız antrenman yapabileceğini, kimin engelleri olduğunu öğrenerek ona göre bir egzersiz planı hazırlar ve kağıtları incelerim. Yani kısaca antrenmandan önce yapacak işlerim olduğu için antrenmana her zaman herkesten önce giderim. 19 Kasım 2006. Fenerbahçe - Beşiktaş maçı. Appiah'ın başına uf olmuş, eski takım arkadaşı Nobre geçsin diye öpücük kondurmuş... Fotoğraf: Uğraş Özyurt*** Foto-jenerik diyor ki 5:Türk futbolunda kim derse ki "Haluk Ulusoy gidince her şey süt liman olacak..." Sakın inanmayın. İşin özeti şu Haluk Ulusoy, Türk futbolunun Saddam Hüseyin'idir. Seversiniz ya da sevmezsiniz. Güvenirsiniz ya da güvenmezsiniz. Ama Saddam'dan sonra Irak ne hale geldiyse Haluk Ulusoy'dan sonra da Türk futbolu, bugünkü Irak gibi olacak. (Ahmet Çakar - Sabah) Çakaramus Biraz kilo aldım, spor yapıyorum. (Sabri Ugan - Telegol, Star) Aferin sana! Ricardinho büyük paralarla alındı. Şimdi ben önüme koyuyorum: Bu bardak! Nedir özelliği? Kalın, içine su konur. Bu kağıt! İkisini tartışıyorsun; ama birbirine benzemiyor. Birbirine benzeyen nedir? Futbolcu! (Kazım Kanat - Santra, ATV) Hııımmm! Serdar'a bir ağabey tavsiyesi 'Bak kardeşim. Daha iyi yerlere gelmek istiyorsan. Biraz yaratıcı ol. Rakip kaleye şut atmayı dene. Ayağındaki topu iyi kullan. Yalnız koşmak, mücadele etmekle olmaz.' (Ömer Güvenç - Akşam) Peki Abisi! Ayıptır söylemesi, ertesi gün de galibiyet şerefine kendime bir balık ziyafeti çektim. Tamamı Hacı Bekir Lokumu gibi hazırlanmış fileto palamutumu, soğan, sarmısak, sivri biber ve limon ile süslenmiş fırın tepsisinin içine, domates rendeleyip, sızma zeytinyağından geçirip, aynen bir tablo gibi dizdim. Daha sonra nar gibi kızarmış palamutum ile beyaz peynir, kavun ve roka salata ile süslediğim masamda, Fenerbahçe'min şerefine kadehimi kaldırıp, tatlı hayallere daldım. (Hulki İlgün - Fanatik) Afiyet bal şeker olsun! Baktığınız zaman Trabzon kadrosu çok iyi kadro. Valla billa! (Adnan Aybaba - Telegol, Star) Allah çarpsın de! Topuz'u büyük takım ve büyük seyirci önünde dikkatle izledim. Bu oyuncu Beşiktaş'ta ancak yedek olur. Alacaksanız İlhan Parlak'ı alın. O büyük oyuncu olacak... (Kazım Kanat - Sabah) yakantop@gmail.com Olur!