Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen asırdan beri Kadıköy’de Fenerbahçe’yi yenemeyen Galatasaray’ın özlemi bir başka bahara kaldı ama yıllar sonra bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisi sadece futbol sınırları içinde başlayıp biterek tarih yazdı.

Kulüp başkanlarından başlayarak, hocalara, futbolculara, tribündeki ve Saracoğlu dışındaki on binlerce insana futbol adına teşekkür etmeliyiz her şeyden önce.

Sonra, temposuyla, coşkusuyla, arzusuyla ve mücadelesiyle maçı hak edip şampiyonluk yarışından kopmayan Fenerbahçe’yi kutlamak lazım.

Haberin Devamı

Kazanan haklı olduğu için değil...

Rakibin iniş çıkışlarından etkilenmeyip bildiğini oynamak isteyen, bekleyen, zamanı gelince vites arttırarak sahayı parselleyen ve takıma akıllı rötuşlar yapan taraf olduğu için.

Kadıköy’e ofansif bir kadroyla gelen Hamza Hocanın Galatasaray’ı 1,5 saatlik maratona 100 metreci atlet gibi başladı. Kimine göre saçma, kimine göre bir gol bulup maçı sağlama alma denemesiydi ama patlamaya dayalı anaerobik spor değildi ki bu!

Kanat bekleri Sabri ve Olcan’ı top Galatasaray’a geçtiği anda ileri süren Hamzaoğlu, teknik direktör değil de Fenerbahçe’ye baskın planlayan kurmay subaydı sanki.

İşe de yaradı...

Yirmi dakika boyunca soldan Olcan ve Telles’in taşıdığı, sağdan Selçuk’un buluştuğu her top tehlike olarak indi Fenerbahçe ceza alanına. Tabi bu arada Fenerbahçe’nin paslı oyun ezberinden eser kalmadı.

80 dakika beklediler

Ofansif Diego ile ikiye düşüp kırılgan hale gelmiş Fenerbahçe orta sahasında Mehmet Topal’ın çabaları Galatasaray baskısı sırasında yeterli olamadı.

Lakin İsmail Kartal’da veya Fenerbahçeli futbolcularda suç aramak gereksiz; çünkü karşılarında varıyla yoğuyla sürdürülemeyecek hücum anlayışında Galatasaray vardı yirmi dakika boyunca.

Maçın ilk çeyreğinde Galatasaray’ın 2-0 öne geçmesi işten bile değildi. 4. ve 11. dakikada Selçuk ve Burak iki gol fırsatı yakaladı, biri Volkan’da kaldı diğeri az farkla dışarı çıktı. Kalan dakikalar Fenerbahçe’nindi ama ilk yarıyı golsüz kapatan, hatta gol atma şansı bulan Hamzaoğlu 45 dakikayı istediğini almış olarak tamamladı.

Haberin Devamı

Ancak, sadece ilk devre için!..

Artık Fenerbahçe bildik pas oyununa dönmüş ve sabırla özenle kendi yarı alanına hapsetmişti Galatasaray’ı. Savunma sırasında işe yaramayan Fenerbahçe orta sahası ve forveti Emre’nin de maça tam girmesiyle en iyi örneklerinden birini verir hale gelmişti. Emenike’nin yerine giren Alper, ev sahibinin ataklarını zenginleştiriyor, güç katıyordu.

Fenerbahçe kazanmasa ikinci yarının 62. dakikası maçın önüne geçecekti belki de. Olcan ceza alanına gelen pasla buluşmak üzere koşan Emenike’yi çekerek indirdi ve sarı kart gördü. Oysa Emenike’nin bariz gol şansı vardı. Uzun süre kırmızı kart istedi Fenerbahçeliler... Haklıydılar.

Üstüne üstlük serbest vuruşu Emre kullandı ve top direkten döndü ve pozisyon iyice hafızalara kazındı. Neyse ki, Fenerbahçe kazandı.

Maçın golü için 80. dakikaya kadar bekledi Fenerbahçe. Ve haklı bir galibiyetini ilan etti ki, bu sadece bir derbi galibiyeti değil, belki de şampiyonluğun son köşesiydi.