Amiyane tabiriyle “kıyakçılığın sonu ayakçılık” diye bir laf var ya... Aynen öyle Mehmet Ali Aydınlar Federasyonu’nun durumu!
Aman “yumuşak geçiş” yapalım, aman “dev gibi camiaları futboldan soğutmayalım”, aman “marka değerini alaşağı etmeyelim” dedikçe, ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabilen ve resmen “günah keçisi” haline gelen bir Federasyon kaldı şimdi elimizde.
Ayıp olmasa “Tüm bu rezillikler senin yüzünden” diyecekler Aydınlar’a!
Nedir bu?
“Yavuz hırsız ev sahibine baskın çıkar” hikayesi.
* * *
Artık yeni bir aşamadayız. İddianame mahkemede kabul edildi; tutuksuz yargılamaya adım atıldı, iş geldi Futbol Federasyonu tarafından verilmesi gereken cezalara.
“Hadi ver bakalım şahısların cezasını”.
“Yetmez... Kulüplerinkini de açıkla” !
Yok ya!..
* * *
Birilerinin yapması lazım... Açıkça yazayım:
Belki çok iyi niyetlerle ve tamamen “emniyetçi içgüdüsüyle” başladı bu operasyon. Ama her türlü “güç odağı” kendine göre kullanmaya kalktı. Hâlâ da kullanıyor ve futbol üzerinden bilek güreşi yapılıyor.
Ben söylemiyorum. Siyasi yazarlarımız yazıyor; Fetullah Gülen ile Hükümet arasındaki yaklaşım farklılığını ortaya koymuş cezalarda indirim tartışması. Gerginlik yaratmış. Ergenekon sanıklarına içtihat olurmuş, onun için istemiyormuş Cemaat...
Sayın Cumhurbaşkanımızı bile speküle ediyorlar. İktidar partisi disiplininine aykırı davrananlar, Türkiye’nin birinci ve ikinci adamı arasında tercih yapıyormuş; falan.
İş yaman... Bizim gibi futbol perspektifinden fikir beyan edenler ise sadece “aptal” durumuna düşüyor ve birbirini yiyor bu arada.
* * *
Şike operasyonunun yanlış başlayan ve sürekli aksaklık çıkartan ilk ve en önemli unsuru; Emniyet tarafından yapılması... İşin içine çeteler, suç örgütleri vs. sokulması... Emniyet’in taaa en başında Federasyon’a güvenmeyerek belgeleri sır gibi saklaması ve “bir kısım medyanın” fedai, diğerinin müdafi olmasıydı.
Sayın Savcı da belge gizledi ve Federasyonu iyice devre dışı bıraktı.
Gizlilik bize/taraftara yönelik ise normal, ama futbolun başındaki kurumdan futbolun hayati sorunu aylarca gizleniyorsa ve en sonunda bizler/taraftar tarafından futbolun başındaki kuruma “görevi ihmalden” hesap soruluyorsa tuhaf değil, saçma.
* * *
Aslında Emniyet ve Savcılık da haklı... Federasyon Başkan Yardımcısı’nın şikeye karıştığını iddia eden, Kulüpler Birliği eski Başkanı’nı örgüt başı ilan eden dosyaları nasıl teslim edecekler gerekli yerlere?
Kediye ciğer emanet etmek gibi bir şey.
O zaman... Bu iş, “futbolu Federasyonu’ndan kulüplere, medyadan meraklısına kadar dışarda bırakan” bir Devlet/emniyet/savcılık operasyonu.
Bilelim ona göre konuşalım.
* * *
Kanaat falan beklenmez artık futbolun karar merciinde. Mahkemede olay.
Şimdi diyorsunuz ki, “ceza versene”!..
Yargıçların seneler sonra vereceği kararı Mehmet Ali Aydınlar’dan bekliyorsunuz.
Peki ya beraat ederlerse?.. Acıbadem hastaneleri yeter mi acaba tazminatları ödemeye?
* * *
Tek yapılacak şey var şimdi.
Madem ki, Aydınlar “Kişilerin cezası hemen” dedi... Geri adım atmayacak ve iddianamede adı geçen şahısları “tedbiren” cezalandıracak. Milat mahkeme kararı.
“Ömür boyu futboldan men” mi... Evet.
Lakin mahkemelerde aklananların bu cezası da otomatikman ortadan kalkacak.
“Aklanın gelin” meselesi.
Kulüplere cezaya gelince. Onlara da ceza imkansız. Zanlıların suçu ispat edilecek ki, kulüpler ceza alabilsin.
Kimse federasyon üzerinden sahte kahramanlık yapmasın. Çaresi yok oradakilerin.
Şike operasyonu, güçler çatışmasının siyasi hesaplaşması haline gelmişse, Aydınlar’ın tutumuyla izah edemezsiniz durumu.
Boşuna kıymayın ona. Eyyam, popülizm, adaletsizlik yapmayın.
Şu koşullarda Mehmet Ali Aydınlar’ın yerinde olmak isteyen varsa elini kaldırsın.
