Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dikkat... Şike soruşturmasına ne “Kulüpler Birliği dayanışması” ne “taraftar kenetlenmesi” ne de tutukluların “sosyal ve siyasi çevresi” engel olabilir bu saatten sonra.
Şayet bir “köstek” ortaya çıkacaksa...
Sadece,
Yalnızca... Kamu Vicdanı!
Kamu vicdanı sızlamaya başladı bile Tayfur Havutçu için.
Eksik olmasın gazeteci arkadaşlarımız; telefon çözümlerini ezbere biliyoruz.
O konuşma ile Havutçu kodese giriyorsa, geçen sezon SporToto tutturanların istikbalinden şüphe ediyoruz!
Dün de Tayfut Havutçu’nun sorgusu konusunda bilgilendik ve suçlanma sebebinin “İbrahim Akın ile İskender Alın’ı neden almak istedin ?” sorusuyla sınırlı olduğunu öğrendik.
Elbette bir bağ kurulabilir “şike için para aldığı iddia edilen” futbolcularla, “o futbolcuları transfer etmek isteyen” teknik direktör arasında.
Elbette şüphe uyandırabilir.
Araştırılacak ve ortaya çıkacaktır.
Lakin, görevlerinden bir tanesi de futbolcu transfer etmek olan bir teknik direktör, davasını neden hapiste izlemektedir?
Aklanıp çıksa ne olur bir süre sonra?
Bitiyor adam... Baksanıza onun yerine Beşiktaş’a hoca bulmaya başladı bile bazıları!
Dikkat...
“Sıra dayağına kurban oldu Havutçu” şüphesi doğmasın Kamu Vicdanı’nda.


“Avukatını söyle, kim olduğunu söyleyeyim”

Malum özdeyişi değiştirdim:
“Avukatını söyle, kim olduğunu söyleyeyim”!..
(Bakınız; müthiş bir uyum içindeki vekil Faik Işık, müvekkil Aziz Yıldırım)
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın avukatı Faik Işık’ın da “şekeri” var mıdır bilemem, ama tam Aziz Beyvari bir çıkış yaptı ve hakimleri/savcıları suçladı:
“Her maça 50-100 bilet istiyorlardı”!
“Kulüplere üye olurken para verdiler mi”?
Eee yani!..
Şayet Avukat Faik Işık’ın “iddiası” doğruysa, soruşturmalar ve kararlar kulüplerle son derece içli dışlı ve “iyi” ilişkiler içindeki yargı mensupları tarafından yapılıp alınmış.
“Ahbap işi” olmuş.
“Hak edilen, daha fazlasıymış”!
Bu sonuç çıkmıyor mu “sistemin içindeki hakim ve savcılar” suçlamasından?
Ne Yıldırım ne de Işık boş konuşmayacağına göre ve şayet “gaflet” değilse, başka bir sonuç daha çıkar.
Daha doğrusu mesaj:
“Konuşturmayın beni”!..
Asla “edilgen” konumda kalamayacak olan Aziz Yıldırım’ın tavrına uygun düşen budur.


Madem temizlenmiyoruz

Kadıköy Belediyesi’nin üniversite öğrencilerinin barınması için yaptırdığı 144 yataklı çiçek gibi bir yurt, Sayıştay’ın kararı ile kapatıldı!.. Gençler sokağa atıldı.
Harcanan 240 bin lira ise Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ten çatır çatır tahsil edilecek.
Çünkü Sayıştay’ın kararına göre “yurt açmak belediyelerin görevi değil”di.
Oh olsun Selami Bey’e!..
Halkın parasıyla üniversite öğrencilerine yurt yaptırmak ne haddine.
Bak İstanbul/Ankara Büyükşehir Belediyeleri ne güzel “profesyonel futbol takımları” besliyorlar!..
Hem Ankaragücü hem de Ankaraspor’un “hamisi” Melih Gökçek, “bir de yetmez iki tane” diyor.
İstanbul Belediyesi, kendi adını veriyor takımına. Başkan Yardımcısı, kulüp başkanı oluyor.
Bol bol yabancı futbolcu transfer edip kendilerine oy verenleri memnun ediyorlar eksik olmasınlar.
Nereden çıktı öğrenci yurdu?
Ödesin cebinden Selami Bey, aklı başına gelsin!
Fıkra gibi değil mi?
Şaka bir yana; madem ki futbolun “yanlış” işleri ortaya seriliyor, sınırları zorlayanlar “merkeze” davet ediliyor. Şu haksız rekabetin daniskası, vatandaş parasının göz göre göre israfı “Futbol-Belediye ilişkisi” de gündeme gelsin bari!