Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Öyle hatıralar vardır ki, anlatırken güzelliği gider” demiş George Sand... Bu sezon Lig’in son çeyreği de “anlatırken güzelliği gidecek hatıralar listesi”ne aday.
Daha doğrusu aday idi.
Dört takım at başıydı son düzlükte...
Heyecan mı... Sonuna kadardı.
Lakin, elimizi çabuk tuttuk yine... Futbolun Recep İvedik’leri gibi Lig bitmeden façasını bozmaya başladık. Ne güzelliği kaldı ne yarış.
Kaldırıp kaldırıp yere vuruyoruz koca takımları.
Sen misin son düzlükte şampiyonluk yarışını forse eden takımın hocası, futbolcusu, yöneticisi?.. Bırakın yetenek, istek, mesai eleştirilerini; akıl ve ahlak sorgulamasına kadar geldik. Bundan ötesi, bir yerde kıstırıp bir iki tane çakmak.
* * *
Lafta heyecan istiyoruz. Mücadele arıyoruz. Kopup uzaklaşan şampiyon adayları kesmiyor bizi!
Oysa, bize göre değil sporun şövalyeliği.
Sokakta yol vermeyen, kuyrukta itekleyen, avantada birbirini ezen insanlardan yarışın kendisine saygı duymasını bekleyemezsiniz.
Yargı kararlarından çete soruşturmalarına kadar her konuyu “yarış” haline getirmemiz aldatmasın bizi... Yarış, sadece kazanıldığında zevkli bir uğraş!
Sonucu tayin edecek farklar ne kadar küçülüp incelirse(nüansınız batsın), yargılama o kadar kabalaşıyor ne yazık ki.
* * *
Bugün, ümitlerimiz tükenmedi diyen  Ertuğrul Sağlam’ın adı “Hayalperest”...
Ne diyecekti ki yani?
Antrenman sahasının kepengini çekip, “Bitti bu iş, herkes başının çaresine baksın” mı?
Ya Kalli? “Bunak mı, deli mi” bahisleri açılıyor hakkında.
Suçu ne? Olmayan malzeme ile son viraja rakiplerle birlikte girmek ve sonunu getirememek ihtimali. Onun misyonu takımı şampiyon yapmak değil, kabuğunu değiştirmekti.
Futbol bu, ayağına denk gelse ve Servet bir asist yapsa amma eğlenirdik şimdi.   
Sanmayın ki, Zico’nun dokunulmazlığı var. Bırakın Lig’i, iç sahada ciddi bir Chelsea yenilgisi bile sinkaflı defterleri yeniden açar.
Bülen Uygun’a gelince... “Başarımızı fark etmeyenler ahmaktır” diyerek zaten bizim tarafa geçti. Onun da “yarışmayı” öğrenmek için zamana ihtiyacı var.
* * *
Sözün özü, “yarış” bizim içselleştirdiğimiz bir kavram değil. 
Gece yattığımızda “rakipler parçalansın bizim takım şampiyon olsun” diye dua ediyoruz.
Sabah kalkınca herkes tuttuğu takımı parçalamaya başlıyor.
Didik didik bir Lig!
Dikkat edin her takıma en insafsız yorumlar, o takımın gönüldaşlarından geliyor.
O kadar ağır ki, “aile” dışından biri söylese kan çıkar hakikaten.
Lig’in son çeyreğindeki büyük kapışma gelecekte hatırlanacaksa, güzelliği ile değil zalim teşhisleriyle hatırlanacak galiba.
En iyisi yaşayıp unutmak, hiç hatırlamamak.
George Sand, zıpırlık etmiş!.. Biraz daha adını ansak, muhtemeldir ki,  “Zaten onun ne mal olduğunu biliriz” eleştirileri kapıda.