Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“İade-i itibar” aynen “istifa” benzeri bir tasarruf olup “biz hata yaptık” anlamına gelir ve itibarı iade edilene “memnuniyet” dışında pek söz düşmez ama Galatasaray’ın sabık başkanı Adnan Polat, yerden göğe kadar haklıdır “istemez, eksik olsun” demekte.
Neden mi?
Adnan Polat, itibarının “teknik” ve “siyaseten” zedelendiğini biliyor çünkü.
Alınamadı, zedelendi.
Tamamen “konjonktür”gereği.
Belki başka unsurlar da var ama “bölme-çarpma” işlemlerini işin üstatlarına; seçim sathı mailindeki siyasetçilerimize bırakalım!
***
Polat açısından ortada bir ayıp varsa o da itibarını düşürmeye çalışanların kendisine ait oluyor değil mi?
Berbat bir hata yapmışlar ve ibra etmeyerek başkanı Galatasaray tarihine kara bir leke olarak yazmaya çalışmışlar...
Kimse ciddiye almamış.
Herkes kınamış.
Zaman geçmiş...
“Efendim, biz bir hata yapmışız; düzeltelim”!..
Nereden çıktı bu “otokritik” pişkinliği, “adalet” düşkünlüğü acaba?
***
Paranoyak veya komplocu olmasak da yaşadığımız “zaman” sorduruyor bu soruları bize inanın!
Bakkal ekmeği on kuruş eksiğe verse huylanıyoruz artık. Nerede kalmış “yanlışımızı düzeltmek istiyoruz” şövalyeliği...
Sorular gani:
Niye tam da Galatasaray’ın şampiyonluk umutlarını kaybetmek üzere olduğu, muhtemel bir Drogba krizinin kapıyı tıkladığı, Mancini’nin de sorgulanma zamanı geldiği ve Galatasaray yönetiminin ciddi bir değerlendirme sürecine gireceği takvime denk geldi.
Takım Avrupa’da kötü giderse, taraftar Adnan Polat ismini kullanarak üzerimize gelir diye bir korku var mı acaba?
“Hukuk bir gün bana da lazım olur”idraki olmasın sakın!
***
Çünkü, ben bu memlekette herhangi bir adaletsizliğin, o adaletsizliği yapanlar köşeye sıkışmadan telafi edildiğine hiç rastlamadım.
Köşeye sıkıştılar mı yoksa?
“Arena diyorsunuz başka bir şey demiyorsunuz; onu yapan adamı kulüpten atmaya çalışıyorsunuz” sitemleri Galatasaraylılar arasında da popüler olmaya mı başladı?
Bu yönetim henüz madalyonun ters tarafını görmedi.
Belki hissetti...
Onarıma geçti muhtemelen!
Bir sonraki adım Fatih Terim ile yemek görüntüleri olmalı.
***
Şimdi ne desin Polat?
“İstemez” tabi.
Yani?
“Yapanlar bu utançla bir süre daha yaşasın”.
“Benim üzerimden polemik yaratarak geldiğiniz iktidara benim üzerimden sevimli olmaya çalışarak tutunmaya çalışmayın”...
Hepsi, “istemez” kelimesinin içinde.
“İstemez” derin bir laf çünkü.
Dibi, taraftarın ağzından çıktığında görülecek kadar derin.

Haberin Devamı

Oğuzhan’a “7” Melo’ya “3” sarı hak mı?

Haberin Devamı

Her duyduğumda acımak ile kahkaha atmak arasında gidip geldiğim istatistiğe dayalı futbol analizlerinden ilk sıradaki nedir biliyor musunuz?
Angaje yorumcunun tuttuğu takım haksızlığa uğruyor ispatını “rakibe 5 penaltı verilmiş bizim takıma hiç” cümlesiyle izah etmesi.
Fena halde bilimsel konuşmuş oluyor kerata. İstatistik diye bir bilim var di mi?
Şirin görünme, anlayana inceden mağduriyet edebiyatı da cabası...
Sadece iki eksik var!
Penaltı sırayla verilmez, olması lazım; bir.
İkincisi ise angaje yorumcu tarafından insanlarımızın zekasına haksızlık yapılması.
Ne tuhaf... Saçma ve komik olduğu kadar futbolda en çok başvurulan savunma mekanizmasıdır “ona verildi bana verilmedi”.
***
Ancak Başkan Fikret Orman’ın tespiti, benzer unsurlara dayansa da saçma ve komik değil:
Fikret Orman, Beşiktaş Başkanı olarak “angaje” durumunun ötesinde ama mantıksız bile değil.
Diyor ki, Oğuzhan gibi sakin ve futbol karakteri faul alan özelliklere yatkın bir futbolcumuz 7 sarı kart görmüş...
Galatasaray’ın Melo’su 3...
Gerçekten de “sert ile kasap arası” futbol tarzına sahip Melo, korunuyor mu yoksa hakemler tarafından?
Galatasaray daha mı ağır basıyor futbolun kuyumcu terazilerinde?
***
Bence hayır...
Melo öyle bir çizgide oynuyor ki futbolu, onu kaplayan duygunun sertlik değil coşku olduğuna inanıyor hakemler.
Bizim gibi...
Hakem de futbolsever.
Her halde hoşuna gidiyordur Melo’nun özverisi.
Diğer açıdan bakarsak... Melo’nun hamlelerini bir derece alttan değil, bir derece üstten değerlendiren hakemler karşısında Brezilyalının ancak üç haftada bir oynaması mümkün görünüyor.
Galiba Melo’yu olduğu gibi kabul ettiler.
Bizim gibi.
Fikret Orman haklı ama, bunun altında ne taraf tutma var, ne de hakemlerin korkusu... Hakem-Melo-Oğuzhan’ın da dahil olduğu çok bilinmeyen denklemli bir fenomen bu.
Başkan koltuğundan rakip takımın futbolcusuna laf atmaya değmez yani.

Haberin Devamı

Prim “dev” olunca

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, bugün oynanacak Chelsea maçı için sıra dışı bir prim açıkladı:
Tam 2 milyon euro!..
Valla turu geçerlerse Galatasaraylı futbolcuların hakkı...
Lakin “dev primlerin” de bir sakıncası var!
Para büyüdükçe, zihinlerde “zor”dan “imkansıza” kadar gider olay.
İki milyonu duyunca sevinmedim ben, iyice telaşa kapıldım. Sanki, nasıl olsa kasada kalacak diye söylenmiş gibi algıladım.
O zaman ben de bir efelik yapayım:
Şeytan diyor ki, “bir milyon da benden” de!