Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık söylemek gerekirse Kadıköy’de Galatasaray ve Göztepe yenilgileriyle ortaya çıkan ve kaçınılmaz olarak Erol Bulut’un teknik direktörlük görevine düğümlenen krizde Fenerbahçe yönetimi de sportif direktörü de baltayı taşa vurdu!
Yanlış ata oynadı, yanlış yerde durdu.
Pazar akşamına kadar “Trabzonspor maçını da kaybetsin kovalım” gibi bir algı yarattılar kamuoyunda.
Ben söylemiyorum; Ali Koç itiraf etti… “Tam anlamıyla destek olamadık” dedi.
Sakıncalı adamı görünce karşı kaldırıma geçenler gibi.
Maçın hemen ardından Fenerbahçe Başkanı “biz kulübü sosyal medya veya basında yazılanlarla yönetmiyoruz” dedi ya; tam tersi… Tek sebebi “alem ne der” derdi.
Muhtemelen bire bir destek konuşmaları yaptılar Erol Bulut’la… Belki “sezon sonuna kadar görevdesin” bile dediler… Ama kimseye belli etmediler.
Zaten deseler, sosyal medyaya düşerdi. Fenerbahçe’de ne oluyorsa 15 dakika sonra sanal alemde değil mi?.. Teknik, taktik, hocanın direktifleri, soyunma odası diyalogları bile.
Açık konuşalım… Sözleşmeyi yırtıp atmayı aklından geçirmeyen yönetim veya sportif direktör çıkıp “Erol Bulut’un sonuna kadar arkasındayız” demez miydi? Birlikte bir kare fotoğraf vermez miydi?
Sadece antrenmana gittiler ki, o da Samandıra’da çok ciddi sorunlar olduğu anlamına gelir sadece… Sorunun çözüldüğü garantisi değil. Bana “son uyarı” gibi gelmişti mesela.
Milat, Trabzonspor maçı.
“Kaybedilirse bu iş biter. Önceden destekleyip kendimizi bağlamayalım” taktiği resmen!
Ya da bizim durduğumuz yerden öyle anlaşıldı.
Bir hocayı sıfırlamanın bundan kestirme yolu var mı?
Tipik bir “iyi gün dostluğuydu” yaptıkları. Erol Bulut’u ortada bıraktılar. Tam cami avlusuna koyacaklardı, Trabzonspor maçı kazanıldı!
Bakın Erol Bulut kendini o kadar kapının eşiğinde hissediyordu ki, Trabzon’da oyundan aldığı Mesut Özil’den yana yakıla özür diledi.
Mealen yani; kulağımızla duymadık; davranışından, sarılıp gönül almasından çıkarıyoruz o sunucu.
Patron gözden çıkarırsa ast-üst ilişkisi kalır mı?
Peki… Ne olacak şimdi?
Fenerbahçe çok önemli bir yol sapağından doğru yöne döndü, Trabzonspor’u yendi. Üstelik iyi oynadı. Görece olarak önü açıldı. Hem de bir “teknik direktör isyanı” anlamına gelen futbolcu tercihleriyle.
Gerçi, Fenerbahçe başkanı “bizde her şey istişare ile yapılıyor” diyerek Erol Bulut’un başarılı olan fantastik kadro tercihini ucundan yakalamaya çalıştı ama “bedelini” hemen maçtan sonra ödeyecek olan Erol Bulut olduğu için ona yazıldı.
Ayıkla pirincin taşını!
“Atsan atamazsın, tutsan tutamazsın” bir teknik direktör kaldı ellerinde.
Bundan sonraki herhangi bir tökezlenmede vakit çok geç olacak Erol Bulut’a “git” demek için.
Ve bundan sonra gelecek herhangi bir mutlu son varsa şayet; o da en kritik zamanda arkasında durup onaylamadıkları hocanın eseri olacak.
Yani ya sıcak bakmadığın hoca ile kazanacaksın zaferi, ya sıcak bakmadığın hoca avucundaki şampiyonluk kuşunu kaçırsa da katlanacaksın, aksiyon alamayacaksın.
Bakmayın “mutlu sonla” bitmiş gibi göründüğüne.
Bunun adı “yönetememektir”!
Hem krizi.
Hem senin için çalışan adamı iyi yönetememek…
O adam tarafından yönetilen geniş futbolcu istihdamının ruh halini ise hesaba katmıyorum bile.
Erol Bulut vakası sadece mutasyona uğradı, hala sürüyor ve hala sakıncalı.