Artık baskın takım yok ligde. O maçın üstünlüğünü ele geçiren ve puanı söküp alan takım var. Sadece tabela önemli. Çünkü ekmek aslanın ağzında bu eşitler liginde.
Altın kural basit... Kaliteli futbolcuları formda tutarak oyun disiplinine odaklayacak yetenekli bir hoca olacak ve rakibe uygun stratejiyle maç kazanılacak. Ya da kaybedilmeyecek.
Yapan kim?
Hem Sergen Yalçın’ın Malatya’sı hem de Ersun Yanal’ın Fenerbahçesi...
Önce ikisine de tebrikler.
Basket maçı gibiydi Malatya’daki futbol... Hep hücum... Hep rakip kaleye doğru. Kalitesi tartışılır ama niyet ve görsellik tartışılmaz.
Puan, puan, puan...
Bir şeyi beğenmiyorsanız onun gerçekleştiği koşullara da bakmalısınız. Bu sezon böyle...
Açık konuşalım; hiç böyle mücadele etmemişti Fenerbahçe... Her pozisyonda rakip ceza alanında dört kişi vardı. Üstelik hızla kontraya çıkan ligin en motive takımı Malatya karşısında.
Fenerbahçe, Kruse, Muriç ve Mevlüt olmadan santrforsuz bir takım olarak hiç bu kadar zorlamamıştı bir maçı. Hem de Malatya gibi orta sahadan itibaren futbol cambazlarının yer aldığı bir rakip karşısında ve rakip sahada. Açıkça ortaya çıktı ki, “B” planı da varmış Fenerbahçe’nin “C” planı da...
Nedir o planlar?
Tek kelime... “Mücadele”.
İster kazansın Fenerbahçe ister kaybetsin, mücadele varsa korkmasın.
Kazanabilir miydi bu zorlu deplasmanı?
Defalarca...
İlk yarıda Alper’in pasında Moses’in yerine Muriç olsa Emre’nin kullanamadığı penaltıya da gerek kalmaz, Fenerbahçe soyunma odasına galip gidebilirdi. O Moses ki, Fenerbahçe’nin tek forveti ilk yarı.
Kaybedebilirdi tabi...
Ama futbol bir tür risk planlaması.
Aslında maçta Fenerbahçe’nin iki ismi vardı. Biri muhteşem oynayan Altay, diğeri oynatan Emre.
Emre Belözoğlu çoktan teknik direktör olmuş Fenerbahçe’de. Elinden geldiği kadar oynuyor ama asıl oynatıyor. Müdahale ediyor. Yönlendiriyor. En iyi bildiği ise kart görmek üzere olan arkadaşını uyarmak.
Kaleci Altay’ın ise kurtardığı gol sayısı 4’ü geçiyor.
Tabi yine hakem ve VAR sorunları var maçta... Apaçık rol çalıyorlar her hafta.
Fenerbahçe’ye verilen penaltı mıdır, penaltı tekrarlanmalı mıdır, Malatya’nın golü nizami midir, vıcık vıcık. Niye hakem ve VAR maçın önüne çıkıyor bilinmez. Sanki birileri Federasyon’a ve MHK’ye kumpas kuruyor.
Sahadaki güzel mücadelenin önüne geçiyor.
Yetmişten sonra Ersun Yanal’ın Alper-Rodrigues değişimiyle bir müdahalesi var maça. Ve karşılığında Guilerme-Donald değişimi Malatya’dan... Apaçık herkes kazanmaya oynuyor.
Ama Fenerbahçe’nin topu kaleye atacak adamı yok, Malatyaspor’un oyun başındaki iştahı ve özgüveni.
Gökhan Töre ile Fofana değişikliği de kâr etmiyor Malatyaspor’un. En az gol yiyip en çok gol atanlardan iki takımın da skoru değiştirme şansı yok. Maç başladığı gibi biterken, Fenerbahçe üç puan kadar kıymetli bir puan alarak dönüyor Malatya’da.
