G.Saray'a destek

Galatasaray'ın hepimize onur veren UEFA Kupası başarısından hemen sonra gündeme gelen 25 milyon dolarlık devlet yardımı için yasa tasarısı, toplumda beklenmedik bir tepki ile karşılandı. Başarının onurundan pay alanlar, talebin haklılığı konusunda aynı katılımı gösteremediler.
Kabataş vapur iskelesinin önünde bir işçi emeklisi yolumu kesti. İskeleye bağlı bulunan araba vapurunu gösterip, orada asılı bez afişe dikkatimi çekti: "Bu gemi, kapatılan Camialtı Tersanesi'nde yapılmıştır. Sonra ekledi: "Biz devletin yüzünü ağırtan bir sanayinin işçileriydik... Devlet bizi kapıya koydu... Ama futbolcuları bağrına basıyor... Yazık değil mi ?.."
Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu üyesi Erdal Batmaz, daha bilimsel gerekçeler öne sürerek düşüncelerini fakslamış: "Profesyonel bir alanda faaliyet gösterip, kötü ve iflas etmiş bir yönetimin mali krizini niye devlet vatandaşlarından topladığı vergi ile çözsün ? Devlet bütçesi ve hazinesi, Sakıp Ağa'nın cebi değil ki, her isteyen milletvekili, ya da başkaları gönlüne göre para versin ya da istesin, sebebi ne olursa olsun ! Ölçüsüzlüğü ve ilkesizliği ilke edinmek, ne bu topluma ne de bu ülkenin sporuna hizmet eder. Devlet mutlaka yardım edecekse, 77 yıllık Cumhuriyet döneminde geleneksel alanların dışında, bir yere gelmeyen amatör ve olimpik sporlara ve onların başarısına yardım etmelidir."
Anlaşılan o ki, Süren ve yönetici arkadaşlarının kaz gelecek yerden tavuğu esirgememek için uçağa doldurup götürdükleri milletvekilleri, bu tasarıya - bu tepkiler karşısında - o kadar gözü kapalı evet diyemeyecekler.
Galatasaray ve gelecekte aynı çıtaya sıçrayıp aşmaya niyetli kulüpler için yine de bir kaynak var... TV yayın haklarından her yıl ayrılacak 10 milyon dolarlık bir fon, kademeli olarak Avrupa Kupaları'na katılacak kulüplere verilebilir... Ayrı bir fon da oluşturulup, birikecek para da UEFA Kupası gibi bir başarının ödülü olarak korunur, çalıştırılır. Başarının gerçekleşmesi halinde önceden belirlenecek tavanı aşmamak koşuluyla final oynayana, şampiyon olana verilir. Bunun için yasa tasarısına da gerek yoktur. Türkiye Futbol Federasyonu'nun genel kurulunda ağırlığı olması gereken kulüpler birliği bu dayanışma örneğini gösterirse, her şey beş dakikada çözümlenir. Rekabete hız ve dinamizm katılır... Destek sağlanmış olur. Kötü ligimize kalite gelir. Lig içinde ayrı bir Avrupa yarışı başlar... Bu yol kurnaz ve çabuk bir yol değil belki... Önümüzdeki sezondan itibaren hayata geçirilecek kadar kolaydır. Bir anlamda sportif dayanışmanın da en iyi örneklerinden birini oluşturur.
UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik'i tarifeli uçakta kendi haline bırakıp davet etme nezaketi göstermeyen, 1. Lig kulüp başkanlarını finale çağırma inceliğini akıl edemeyen Galatasaray yönetimi, vekilleri oraya götürdü ama, milletin itirazı var !