Haberler Galatasaray Yazarların gözüyle Real Madrid - Galatasaray maçı! Yazarların gözüyle Real Madrid - Galatasaray maçı! G.Saray'ın Şampiyonlar Ligi çeyrek final ilk maçında Real Madrid'e 3-0 yenildiği maçın ardından spor yazarlarının görüşleri... 1 Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi çeyrek final ilk maçında İspanya'da Real Madrid'e 3-0 yenildiği maçın ardından işte spor yazarlarının görüşleri... 2 Savunmasız Aslan (Osman Şenher) Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final maçı oynuyorsan defansın hata yapmayacak. Galatasaray yediği birinci ve ikinci golü neredeyse kendi kalesine attı. Eboue, uluslararası bir futbolcu... Hücuma iyi çıkıyor, sözüm yok... Ama defansta sıfır... Sen Cristiano Ronaldo gibi bir futbolcuyu adam yerine koymazsan takımının canını yakarlar... İlk golde Ronaldo öyle boş kaldı ki, elini kolunu sallayarak çok rahat gol attı. İkinci golde ise Benzema’nın önünde Eboue ve Semih var. Top Semih’in kafasının üstünden geçerken Eboue, Benzema rahat kafa vursun diye kafasını eğiyor... Böyle goller yersen çeyrek finale bile çıkmak büyük başarı olur... Norveçli hakem ise tam bir rezalet... Belli ki Real Madrid’in etkisinde kalmış... Ramos, Drogba’nın kaburgalarını parçalıyordu, yine aynı Ramos 18 içinde Burak’ın ayağına bastı... Tartışmasız penaltı... Kart gören Burak oldu. Top Essien ve Khedira’nın arasında ellerde dolaştı. Bu da yüzde yüz penaltı... Yani sözün kısası hakem ve Galatasaray savunması dün sarı-kırmızılı ekibin tur şansını mucizelere bıraktı... Gelelim oynanan futbola... Burak, Ramos ve Varane’nin markajından kurtulamadı, çok etkisiz kaldı. Sneijder’in takımına en ufak bir katkısı olmadı. Drogba, gol pozisyonuna girdi ama çektiği şutlar ya kalecinin kucağına ya da auta gitti. Hamit, Xabi Alonso ve Khedira’nın kontrolündeki Real Madrid orta sahasında etkili olamadı. Ofansif anlamda o da başarısızdı. Selçuk, Melo takımın en çok mücadele eden futbolcularıydı. Hele Selçuk, Galatasaray’ın olmazsa olmazı... Üst seviyede mücadele ediyor ama karşısındaki takım Real Madrid dünyanın en iyi takımlarından biri... Bir şutunu kaleci direğin dibinde kurtardı, daha fazla da yapacağı bir şey yoktu. Sonuçta Fatih Terim devre arası avaz avaz “defans, stoper ve sol bek istiyorum” dedi... Neden bu kadar ısrarcı olduğunu dün gece bir kere daha anladık. İyi bir stoper, iyi bir sol bek Galatasaray’ın tur şansını artırırdı ama artık yapacak bir şey yok... Bu maçın rövanşı İstanbul’da yine kıran kırana geçecek... Dilerim tur kaybedilse bile bu Real Madrid’i doğru dürüst bir hakemle Arena’da yenerler... Milliyet 3 Tur İspanya’da kaldı (Rüştü Reçber) Aklıma şu geldi... Keşke G.Saray Kayseri’de, İstanbul BŞ maçlarında bu kadar etkili bir oyun ortaya koymasaydı. Neden mi? Mourinho, G.Saray’ı o kadar ciddiye almış ki sahaya da skor almaya yönelik bir taktik anlayışla çıkmış. İleride sadece 4 oyuncuyla gol aramaya yönelik bir Real Madrid izledik. Defans hattının çakılı kaldığı, orta sahanın ise hücumdan çok defansa öncelik verdiğini gördük. Yani bildiğimiz Real Madrid, Real Madrid gibi değildi ve o oyun anlayışı içinde de değildi. G.Saray takımı heralde kişisel hatalar olmasa ve hatta ekleyeyim, Drogba ve Eboue ile bulduğu pozisyonlarda gol çıkarabilse ilk yarı çok farklı bir sonuçla karşılaşacaktık. Özellikle Eboue’nin iki goldeki hatası, böyle maçlarda kalite farkını ortaya çıkarıyor. Hem G.Saray hem de R.Madrid’in buldukları üçer pozisyon var ama sonuçta R.Madrid ilk yarıyı 2-0 önde kapadı. 2. yarı Fatih hoca, belki de ilk yarı G.Saray’ın en kötüsü olan Sneijder’i çıkarıp yerine Gökhan Zan’ı aldı. üçlü defans anlayışına dönerek Eboue ve Riera’yı kanatlarda kullandı. Burak ve Drogba da yan yana oynamaya başladılar tekrar. GALİBİYET BEKLENİR Fakat, ‘ne pozisyon bulabildiler, ne pozisyon verdiler, ortada bir oyun oluyor’ derken yine bir duran top ve adam paylaşımından dolayı 3. golü kalesinde gördü. Ve bu gelen golde G.Saray’ın bütün ümitleri gitti. Ama pes etmeyen tek adam Fatih Terim’di. 3-0’ın üzerine Amrabat ve Umut’u soktu bir gol bulabilirim düşüncesiyle. Fakat maalesef kafasında düşündüğü şeyler gerçekleşmedi. Sonuç olarak G.Saray, oynayabildiği kadar oynadı. Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Ama karşı tarafta bir dünya devi vardı. Gerçek futbolunu oynamasa bile sonuç alacak bir futbol oynadılar ve kalitelerini de sahada gösterdiler. İkinci karşılaşmada tabii ki bildiklerimiz turu geçmek adına olmayabilir. Fakat en azından bir galibiyet beklentisi olacaktır. Ama tur İspanya’da kaldı onu söyleyebiliriz. Böyle maçlarda pozisyon bulduğunuz zaman atacaksınız... Drogba’nın çok güzel kontrol edip sol ayağı ile vurduğu bir top ile ve Eboue’nin yakaladığı pozisyon vardı ilk yarıda. İspanya deplasmanında Real Madrid’le oynayıp bunları değerlendiremiyorsanız maalesef sonuca katlanacaksınız. Hakem tutarsızdı Norveçli hakem Svein Odavar Moen karşılaşma genelinde çok tutarsız hareketler sergiledi. Burak Yılmaz’a yapılan hareketi, penaltı olarak değerlendirmeyip milli oyuncuyu da cezalandırdı. Herhalde bu hakeme böyle üst seviyede maç bir daha verilmez diye düşünyorum. Vatan 4 3-5-2 intiharı (Uğur Meleke) Bu lig, başka bir lig... Hayır Şampiyonlar Ligi’nden bahsetmiyorum, Devler Ligi’nin son sekizinden bahsediyorum. Devler Ligi’nde gruplardan sürprizler çıkabilir, hatta son 16’dan zaman zaman favori olmayan ekipler de terfi edebilir. Ama Devler Ligi’nin son sekizinde başka bir lig başlar, daha üst düzey bir lig. Bu aşamanın Ferguson’dan sonra en tecrübelisi Mourinho bu turda hiç elenmemiş mesela, 6 çeyrek finalinin hepsinde Portekizli’nin takımları yarı finale yükselmiş. Bu aşamadan bir yukarıya çıkmak için son 10 yılda 40 bilet dağıtılmış: Bu 40 biletin 39’unu Avrupa futbolunun aristokratları (İngilizler, İspanyollar, Almanlar, İtalyanlar) ile onlara oyuncu sağlayan burjuvazi sınıfı (Lyon, PSV, Porto) almışlar. Yani burası sürprize kapalı alan... Türk temsilcileri, Devler Ligi kurulduğundan beri son sekize dördüncü kez geliyorlar ve dördüncü deneme de ilk üçü gibi hiç kolay geçmiyor... Dün gece Bernabeu’daki müsabakanın ilk yarım saati adeta Di Maria ile Riera arasında geçti ve ilk 30 dakikada koridora dönen Galatasaray’ın solu tabelaya da iki fark olarak yansıdı. Manchester’da olduğu gibi Madrid’de de büyük oynayan Dany, Riera’nın kademesini kapamaktan asli görevine yetişemedi; Terim’in de sanırım kimyası bu yüzden bozuldu. Zira sezon boyunca hiç denenmemiş 3-5-2’nin ilk kez Bernabeu’da denenmesinin takıma ne faydası oldu, doğrusu ben pek bir şey anlamadım! Fatih Hoca, ikinci Schalke maçında 2-1’den sonra değişiklik yapmamasını “Sahanın içine geriye çekilme mesajı vermek istemedim” diye açıklamıştı. Dün gece yaptığı Zan/Sneijder değişikliği tam da bu yüzden kötüydü: Çünkü içeriye bariz bir geriye çekilme mesajı verdi bu değişiklik... Üstelik dörtlü savunmada sağ stoper oynayan Semih’in üçlü defansın soluna geçmesi de bambaşka bir gariplik! Oysa G.Saray ilk devrede daha fazla topla oynamış, daha fazla pas yapmış, daha fazla şut atmış, sadece iki şeyi eksik yapmıştı: Di Maria, Riera’nın dengesini tamamen bozmuş; Sneijder da sahada gezinip durmuştu. Terim 46’da bu arızaları düzeltecek bir rötuşla takımın bildiği, ezberlediği, cesaretle uyguladığı oyunu sürdürse belki herşey daha iyi olabilirdi. Çünkü Bernabeu, Amerika’yı yeniden keşfetmek için uygun bir yer değil gibi. Kabul edelim, Galatasaray’ın Dany’siz ve Burak’sız salı rövanşında işi zor. Terim’in ve futbolcuların TT Arena’da yapacakları en iyi şey, bildiklerini oynamak ve Avrupa’nın en büyük kupasının son sekizinde olmanın keyfini çıkarmak sanırım. Milliyet 5 Canın sağolsun Cimbom... (Güntekin Onay) G.Saray, Madrid’de oynayabileceğinin en iyisini oynadı. Güçlü rakibi karşısında kendi oyununu ortaya koymaya çalıştı. İlk yarıda 2 net pozisyon yakaladı. Girişimlerde bulundu. Real Madrid hızlı oynamaya programlanmış bir takım. Orta alandan rakip kaleye çok büyük bir hızla inebiliyorlar. Aradaki hız ve çabukluk farkı yetenekle de birleşince bazı şeylerin önüne geçmek çok zor. Drogba eski gücünde olmasa da saha içinde aldığı sorumluluk ile bu seviyede en çok iş yapan oyuncu oldu. Çok şey beklediğimiz Burak silik kaldı. Sneijder ise fizik olarak bu seviyenin çok gerisinde. Dün gece bu net bir şekilde görüldü. Mourinho kendi takımının hızlı çıkış silahını G.Saray’ın açık alandaki savunma zaafiyeti ile birleştirmek amacıyla temsilcimizin topu kullanmasına izin verdi ve geniş alanda gol aradı. Ancak özellikle Dany’nin atletik yetenekleri ve kritik müdahaleleri tehlikeleri büyümeden önledi. Topa sahip olarak oynama stratejisi ise genel anlamda yanlış değildi. Ronaldo gibi bir süper yıldızın sadece 1 gol pozisyonuna girmesi de bu durumun göstergesi. İkinci yarıda Gökhan’ı oyuna alarak savunmada 3’lüye dönen Terim açık alandaki tehlikenin önüne geçmeyi başardı. Ancak 3’üncü gol duran toptan geldi. Son bölümdeki yorgunluk belirtilerine rağmen savunmada ayakta kalmaya çalışan G.Saray çok etkili olmasa da ihtiyacı olan gol için zaman zaman hücumlar da yaptı. 1 GOL ATABİLSEYDİK... Rövanşta Dany’nin oynamayacak olması Real Madrid’in hızlı hücumları karşısında işimizi güçleştirecek. İlk gol haricinde sahneye çıkmayan Mesut ve Ronaldo’nun durgun oyunları da bizim açımızdan bir şanstı. EKSİK olan ilk yarıdaki oyunun karşılığındaki goldü. 1 gol bulabilsek tur için az da olsa umutlanabilirdik. Ama herşeye rağmen G.Saray dünya devi karşısında futbol oynayabildiğini gösterdi ve sahadan başı dik ayrıldı. Vatan 6 Güzel maç berbat skor (Ruşen Çakır) Litvanya'nın başkenti Vilnius’taki Türk Büyükelçiliği’nin salonunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bakanlar Binali Yıldırım ve Egemen Bağış ve çok sayıda diplomat, işadamı ve gazeteci hep beraber dün geceki maçı izledik ve hep beraber kahrolduk. Tabii ki öncelikle skor nedeniyle kahrolduk. Ama aynı zamanda G.Saray’ın hiç de kötü oynamamasına rağmen farklı yenilip yarı final hayalini büyük ölçüde sonlandırmasına kahrolduk. G.Saray fena değildi, hatta iyiydi ancak Real Madrid çok iyiydi. Ronaldo, Benzema ve Higuain ustalıklarını gösterip gollerimi sıralarken Burak ve Drogba çok pozisyona girmelerine rağmen başarılı olamadılar. Bu arada üç golün ikisinin barizi defans hatası (ikisinde de Eboue’nin sorumluluğu büyük), diğerinin de hakemin ikramı bir serbest atış sonucu yenilmiş olduğunu unutmamak lazım. Tabii bir de Norveç hakemin iki yarıda vermediği birer penaltı var ki sonuncusunda Burak’a sarı kart bile gösterdi. Kuşkusuz bu durum Real Madrid’in başarısını gölgemez ancak Galatasaray’ın daha dikkatli oynaması durumunda rövanşta pekala etkili olabileceğini de gösterir. GÜL: İŞTE GERÇEK GOL Dün eğer Sneijder ve Hamit, son haftalardaki yükselen grafiklerine sadık kalsalar bambaşka bir maç izleyebilirdik, ama olmadı. İki gol yedikten sonra Fatih Terim’in ikinci yarıda Sneijder’in yerine Gökhan Zan ile başlaması şaşırttı ancak birçok gol fırsatının yakalanması bunun iyi bir fikir olabileceğini gösterdi, fakat Higuain’in, Xabi Alonso’nun müthiş frikiğine aynı güzellikte kafayı yapıştırmasıyla yenilen üçüncü gol moralleri bozdu. (Maçı hemen önümde seyreden Cumhurbaşkanı Gül de bu gol için “işte gerçek bir gol” yorumunu yaptı.) Schalke'yi elediğimiz maçı Irak’ın Süleymaniye şehrinde izlemiştim. Ama Litvanya uğurlu gelmedi. Yine de TT Arena’daki maçta G.Saray’ın yüzümüzü ağartmayacağına inanıyorum. Vatan 7 Karşılıklı gol yok (Mehmet Ayan) Maçtan önce 5 şut ve 2 pozisyon bulacağımız bir ilk yarı oynayacağımızı söyleyen birine tebessümle bakardık! 03.34 Melo, 11.19 Drogba, 14.19 Sneijder, 17.01 Hamit ve 25.31 Drogba şutları şaka değil! 34.05’te Drogba’nın ortasına Burak’ın pozisyonu ve 43.10’da Eboue’nin karşı karşıya kaldığı an ile birlikte tam 7 kez kaleye götüren G.Saray, 45.39’da Drogba’nın topu daha kontrollü kullansaydı devreye 1-2 gidebilirdi. Oyun anlamında Real Madrid kadar maçın içinde kalan G.Saray, Eboue nedeniyle 2 gol yedi. Mourinho sol kanat sorununu görmüş ki, ilk yarı Coentrao hiç çıkmadı; solu zayıf G.Saray karşısında Essien rahat rahat çıkabilirdi. Di Maria da cabası! 2. yarıya Sneijder-Gökhan Zan değişikliği ile başlayan Terim, ilk yarıda çok aksayan sol yanımızı yama ile onardı. 3. golün geldiği 73’e kadar 28 dakika oyunu başabaş götürebilen temsilcimiz, orada çözüldü! Duran toptan gelen golle moralimiz de bozuldu, İstanbul’a taşımayı umduğumuz tur şansımız da! HAKSIZ NETİCE 2 net penaltısı verilmeyen, maç boyu rakip kaleye (ki Real’e, ki deplasmanda) 7 şut atan, yediği 3 goldeki duruş hataları dışında 61.07’de Di Maria’ya bir pozisyon veren, başka da şans tanımayan G.Saray büyük bölümünde oyuna ortak olduğu maçta tabela olarak hak etmediği bir netice aldı! Sneijder 23 milyon Euro maliyetiyle ‘değerli’ bir oyuncu. Kimse ondan bir Real turunu kurtarmasını beklemiyordu. Ancak bu kadar etkisiz olmasını da... Umarım gelecek yıllarda takıma enternasyonal bazda yeteri katkıyı sağlar. Burak da etkisizdi. Dany ekibimizin yıldızı, Selçuk çok çalışanı oldu. Futboldaki mucizeleri elbette kabul ederim. Ama Madrid’den damağımızda sadece 70 dakika civarı oynadığımız iyi oyun kaldı! Sağolun Terim ve aslanları... Vatan 8 İnanmayınca (Serhat Ulueren) Real Madrid vasat, G.Saray kötüydü. Öncelikle defanstaki Semih, Dany, Eboue, Riera dörtlüsü ilk defa bu kadar çok sırıttılar. Özellikle Eboue bana göre maçın en kritik adamıydı. G.Saray’ın yediği ilk 2 golde hem adamlarını kaçırdı hem de 44. dakikada Drogba’nın nefis pasında kaleciye bakmadan attığı şutta G.Saray en azından 2-1’i yakalayabilirdi. Fatih Terim’i ve oyuncuları aslında çok fazla eleştirmek istemiyorum. Buraya kadar gelmeleri de başarıydı. Ama ama bizzat Madrid’e gelen yaklaşık 10 bin G.Saraylı kadar futbolcuları hırslı ve arzulu görmedim. Bir defa buradan iyi bir sonuçla döneceklerine, gol atacaklarına ve en önemlisi galip geleceklerine kesinlikle inanmamışlar. PENALTILAR VERİLSE Drogba dışında golü düşünen hiç kimse yoktu. Zaten G.Saray’ın bütün tehlikeli ataklarında Drogba başrol oynadı. Ve 73. dakikada Norveçli hakem, Ramos’un Drogba’ya girişini G.Saray lehine serbest vuruş vermesi gerekirken tam tersini yaptı ve o duran topta da 3. gol geldi. İlk yarıda Khedira’nın eline çarpan topta da bir penaltı verilebilirdi. Yine 78’de Burak yerde kaldı. Biz pozisyona çok uzak olmamıza rağmen ve son aylarda kendini gereksiz atmama konusunda inanılmaz bir özveride bulunan Burak’ın o kritik anda ayağına darbe almış olabileceğini düşünüyorum. İki penaltıdan biri verilmiş olsa 3. gol öncesi hakem faul yaratmasa G.Saray buradan istediğini çok rahat alabilirdi. Fatih Terim’i ilk yarının en çok top kaybeden oyuncussu Sneijder’i oyundan aymasından olayı doğru yaptığını düşünüyorum . Ama herkes Gökhan Zan’ı görünce yanımızda bulunan G.Saraylılar bile “Eyvah hocam! Sen ne yaptın?” dediler. Ama o Gökhan hocasını mahcup etmedi. ve Dany ile beraber ikinci yarının en etkili ismi oldu. REAL Marid’in futbolu Bernabeu’ya gelen seyircileri de mutlu etmedi. Ama tecrübe bu maçta hiç olmaması gerekirken 3-0’ı gösterdi İkinci maçta Real’in işi daha kolay olacak. Kimse üzülmesin G.Saraylılar ve futbolseverler kesinlikle üzülmesin. Evet G.Saray kötüydü ama bu sonucu kesinlikle hak etmedi. Ben Terim’i ve futbolcuları bize nisan ayını gösterdikleri için onbinleri binlerce kilometre uzağa taşıdıkları için teşekkür ediyorum. Vatan Yazarların gözüyle Real Madrid - Galatasaray maçı Real Madrid spor futbol skorer