Skorer İyi bir yıl

İyi bir yıl

01.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

İyi bir yıl

Başka birine sorsanız, kem küm eder. Çok var der vs...Cruyff, kimseye batmayan hatta hoş karşılanan umursamaz, hadi kabul edelim biraz burnu havada tavrıyla bir cevap verdi, her zamanki gibi. Barcelona'da bile yıllardır hep burnu havada olup hâlâ en çok sevilen olabilmenin ne anlama geldiğini, şehri ve halkını biraz tanıyanlar çok iyi bilir. Tabii Cruyff da biraz halka ilişkiler yapmış, oğluna şehrin Aziz'i Jordi'nin adını vermişti ama olsun! Zordur o şehir! İçlerine pek almazlar seni. Bırakın başlarına taç yapmayı.... Kapalıdırlar biraz. Zor beğenirler... Misal konu futbolsa, en son Ronaldinho'yu protesto ettiklerini de unutmayın! Hani bizde Alex'i eleştirince, yahu kardeşim dünyanın neresinde var böyle kadir kıymet bilmezlik denir ya! Var dostum, var!Her neyse! Konumuza dönelim. Cevabı basitti Cruyff'un... -Türkiye Avrupa'da değil mi? Tabii gülüşmeler, gülüşmeler... Nisan 1997'de Hollanda'yı Bursa'da 1-0 yendiğimiz Dünya Kupası eleme maçı öncesi Johann Cruyff'a "Türkiye'den Avrupa'ya gidebilecek hangi oyuncular var sizce?" diye sorulmuştu. Bir ulusun 600 yıllık çıkmazını ya da başka açıdan bakanlar için ilerleme dinamiğini burada tartışacak değilim elbet. Tabii ben de, Avrupa'ya son göç dalgasının parçası olan bu ulusun bir parçası olarak kafamı çok taktım bu işe bir dönem. Özellikle de politika okurken... Diplomat olacaktım zira. Rahmetli annem, umuyorum görmüyordur halimi. "Batıya açılan pencere" olarak adlandırılan bir okuldan mezun olmuş, ilkokul sonrası hep yabancı dille eğitim almış, tatillerde hep batıya gitmiş biri olarak (Hatta doğuya giderken bile. Düşünsenize doğuya, Dubai'ye giderken aslında Batı'ya gitmiş olmuyor musunuz?) Ancak, bugün artık takmıyorum.Sarkozy'ye bile kızmıyorum. Çünkü zamanında tribünlerde "Avrupa, Avrupa duy sesimizi. İşte bu Türklerin ayak sesleri" diye bağırmışlığım çok. Sadece İngiliz'e, sadece Alman'a karşı da değil. Bu manalı tezahüratı, bir İsrail takımına karşı oynarken, hatta Azeri takımına ya da Bulgar'a karşı söylemişliğim dahi var, düşünsenize.Ve hatta Türkçe söylediğimizden, sadece biz söylüyor, bize söylüyor, biz anlıyorduk. Anlamıyorduk mu demeliyim yoksa (!) Nasıl kızayım ki Sarkozy'e?Artık atasözleri sözlüğüne girebilecek olan - Simon Kuper'in - 'Futbol asla sadece futbol değildir'i ya da o kadar benimsenmemiş -Franklin Foer'in 'Futbol dünyayı nasıl anlatır?' ı benim bünyemde bu tezahüratta tezahür ediyor. 'Avrupa Avrupa duy sesimizi' diye bağırıyorsan başkasın zaten!Bu yüzden Sarkozy'e de başkalarına da kızamıyorum. Kızamıyorum ama turnusolüm, çoğumuzun olduğu gibi batı olacak hep. Böyle imal edildik çünkü."Bırakın ligi, bana Avrupa'da ne yaptığını söyleyin...""Bin defa şampiyon olsan ne olur. Avrupa'da olmadıktan sonra" "Annemizin ligi!" "Avrupa Fatihi"Başka neyi anlatır ki?Kabul edelim Avrupa'da başarı, UEFA üyesi diğer tüm ülkelerden daha fazla bir şey demek bizim için!Çünkü bizim için sesimizi duyurmak demek, herkesden farklı olarak!İşte burdan baktığımızda iyi bir yıldı geride kalan! Avrupa duy sesimizi İngiltere'den daha iyi durumdayız bir açıdan. Çünkü onlar 2008'de yoklar...Hollanda'dan da... Onların da Şampiyonlar Ligi'nde takımları yok.İspanya'dan, İtalya'dan, Almanya'dan, Fransa'dan da...Real, Inter, Bayern ve Lyon lider oralarda. Bizde ise büyükler Avrupa'da fena gitmezken, ligin tepesinde Sivasspor var çünkü. Erciyes 2. ligden tur atladı. Hem de hiç yabana atılmayacak bir rakibe karşı. Ve 14.'lükten 10.'luğa çıktık Avrupa sıralamasında...Nihat şahane, Tuncay fevkalade, Hamit mükemmel...Türk futbolcusu Avrupa'da yapamaz fikrini değiştiriyorlar gibi.İşte buradan bakıldığında ses duyuluyor hafiften.Ama tabii ligimiz de büyüsün ve daha iyi bir yıl olsun. Hepimiz için! E! Onlardan iyiyiz Shevcehenko Kiev'de parladığında, Avrupa'nın büyüklerini hem de evlerince defalarca perişan ettiğinde Rebrov ve Şeva, Avrupa'nın hedefi olmuştu. Rebrov Tottenham'a rekor bir paraya giderken onun bu işi becerebilmesi Şeva'dan daha mümkün görünüyordu. Çünkü o zor bir lige, rakiplerin karşısında kapandığı bir takıma transfer oluyordu. Milan'a. O dönem soru işareti bir transferdi bu. Çünkü muhteşem olmakla birlikte bir kontr topçusuydu Şeva. Lobanovski onun için "sadece iyi bir oyuncu değil, oyunu düşünen bir beyin, oyunculuğundan daha iyi bir teknik adam olacak" demişti" ve o bunun da ötesinde bir başkalaşım sağladı. Hızla dönüştü. Milan'ın en büyük efsanelerinden biri oldu. Kontracı sınıflandırmasından çıktı.Bugün Holosko'yu düşünürken aklıma hep o geliyor. Bir kalite karşılaştırması değil tabii bu. Holosko bu değişimi, bu dönüşümü ve ilerlemeyi sağlayabilir mi?İki temel soru işareti var onun için.1-Hocasının onun hakkında söyledikleri: Çok değişken bir futbolcu. Bobo ve Nobre'ye göre farklı. Fuleli koşuyor ve kuvvetli. Teknik özellikleri ise düşük. Dar alanda zorlanır. Lobanovski'nin söyledikleriyla karşılaştırıldığında çok umut verici değil yani!2-Ve tabii gittiği takımın durumu: Son 5 yılda kaç büyük ve gelecek vaat eden transfer yaptı Beşiktaş? Kaçı bırakın, dönüşmeyi, farklılaşmayı, biraz olsun ilerleme kaydetti? Okan Koç, İbrahim Akın, Burak, Koray, Hakan, İbrahim Toraman, Gökhan Zan vs vs.Bobo dışında beklenene yaklaşan var mı?Holosko bugünkü durumuyla bir takımın kaderini değiştirmez. Manisa'nınkini değiştirebildi mi? O bir cevher. Ama mücevhere dönüşebilmesi için bir takım, geleceği parlatan bir sistem gerekir. Oyuncular takımları değiştirmez, hele Holosko gibi işin başında olanlar.Ama takımlar oyuncuları değiştirir. Beşiktaş bugünkü durumuyla bunu yapabilecek mi?Sadece Sağlam'ın değil, tüm Beşiktaş futbol aklının önünde ciddi bir sınav bu. Holosko yapabilir mi? Daha önce de benzerleri vardı ama bunu kimler yapıyorsa, tasarımıyla, dikkatleriyle, hızlı olmalarıyla gerçekten fark yaratıyorlar. Tebrikler! Demiştim geçen haftaki yazıda. Sporyazarlari.com'u hazırlayan arkadaşlar, esnek, hızlı düşünüp hızlı uygulayabilen bir ekip olduklarını çok kısa sürede gösterdiler. Onların başını ağrıtabilecek hukuki sorunu hemen hızla çözdüler. Bir kez daha tebrikler. mdemirkol@milliyet.com.tr sporyazarlari.com

Yazarlar