Skorer Kutsal isyan

Kutsal isyan

26.02.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kutsal isyan

Kutsal isyan

Atilla GÖKÇE

LİGDE hızlı bir inişe geçen, yönetimi perişan eden, taraftarını kahreden Beşiktaş, Kocaeli İsmetpaşa Stadı’na çıktığında, oyuna başlamadan önce eski yılların güzelliğini sergiledi. Onbir futbolcu birbirine kenetlenerek halka oluşturdular ve kararlılıklarını, duyarlılıklarını, gurur sahibi olduklarını gösterdiler. Dayanışma içinde çok özlenen arkadaşlıklarını sergilediler.
Başlama vuruşuyla birlikte Beşiktaş inanılmaz güzellikler sunmaya başladı. Savunmada Ertuğrul, Rahim ve Alpay kusursuz oynarken, orta alandan Erkan da kendilerine yakın duruyor, Yankov, Tayfur, Yusuf ve Serdar oyunu hem geriye, hem ileri dönük katkılarıyla zenginleştiriyorlardı.
Beşiktaş önce bir frikik kazandı (Ertuğrul’un düdük beklemeden sarı kart görmesi saçma). Ardından Amokachi ve Yusuf enfes gol pozisyonlarıyla herkesi ayağa kaldırdılar, kaçırdılar. Beşiktaş topu ayağa oynuyor, rakibin ilk toplarına basıyor, özlenen bir yardımlaşma sergileyerek yaratıcı oyunun da örneklerini veriyordu. Yusuf’un oyundaki rolü Şifo’nun dublörlüğü idi. Bunu aç bir iştahla, beceriyle yerine getirdi. Alışılmış ve çalışılmış pozisyonlarla sık sık gol tehlikelerinin kahramanı oldu. Amokachi’den başlayıp Tayfur’un ara pasından Yusuf’a gelen top böyle bir çalışmanın ve takımca anlaşmanın sonucuydu. Bu çalışmanın ödülü şık bir gol oldu. Beşiktaş Metin - Ali - Feyyaz’lı, Rıza - Recep - Gökhan’lı günlerin sanki nostaljik bir kasetini sunuyordu. Son lig maçında Altay yenilgisinden sonra kendilerini gurursuzlukla eleştiren hocalarına kutsal isyanın onurlu sayfalarını takdim ediyorlardı.
Oyun, ilk yarıda Beşiktaş’ın zenginliğiyle, ikinci yarıda Kocaelispor’un Mrmiç’in önüne taşıdığı tehlikelerden doğan denge ile cereyan etti. Kaptan Alpay’ın, Dobrowski’nin şutunu kale ağzından kafa ile çıkarması tam anlamıyla bir gemi kurtarma örneği idi.
Kocaelispor Osieck’in savunmaya dayalı İtalyan (!) futbolu örneği ile az hücum etti, çok duvar ördü. Ancak bu taktik işe yaramadı. Beşiktaş’ı çözemediler. Çünkü futbolcular tıpkı maç başlamadan önce sımsıkı kenetlendikleri gibi oyun içinde de biribirlerine kopmaz biçimde bağlanmışlardı.