“Kötülerin kazanması için iyilerin seyirci kalması yeterlidir.” demiş Edmund Burke... Tam da Büyük Altay’ın şu zor günlerini tek kelimeyle anlatan bir söz. Altay bir bir eriyor; camia büyükleri ve bu zor günleri yaşanmasına sebep olanlar sadece izliyor... Spor Toto 1. Lig’de ikinci yarının ilk maçında deplasmanda Yılport Samsunspor’a 2-1 kaybedip son 3 maçını yenilgiyle kapatan Altay’da Teknik Direktör Sinan Kaloğlu, isyan bayrağını açtı. Genç teknik adam, “İzmir kenti ve Altay camiası bizleri yalnız bıraktı. İzmir ve Altay ne kadar daha kafasını kuma sokacak? Bu çocuklar ilk yarıda bu kadar olumsuzluğa rağmen kimsenin beklemediği puanlar topladı. Oyuncularımız daha ne kadar sabredecek? Oyunculara teklifler var. Hafta içi boşa çıkacak oyuncular var. Futbolcularımızı nasıl tutacağız? İzmir ve Altay’a sesleniyorum. Bu çocuklara yazık değil mi? Samsunspor’u tebrik ediyoruz. Rakibi analiz edecek programa bile giremiyoruz. Çünkü buna paramız yetmiyor. Oyuncularımı motive etmekte zorlanıyorum” diyerek durumu net bir biçimde özetledi. Haksız da değil... Altay’ın bugünkü duruma gelmesi kötü yönetilmekten. Bu kulüp bu kadar kötü yönetilmeseydi bu duruma gelmezdi. Çünkü; günlük yaşamışlar. Taşıma suyu ile değirmen döndürmeye çalışmışlar. Yarını, yani bugünleri hiç düşünmemişler. Para kaynaklarını kurutmuşlar. Futbolcu kaynakları tüketmişler. Altyapı ve tesisleri yok etmişler. Futbolcu da yetiştirememişler, futbol adamı da. Aradan sıyrılıp parıldayan isimleri satmışlar. İşi bilenlere değil, biat etmesini bilenleri tutmuşlar yanlarında. Akil adam diye yutturmuşlar kendilerini. Futbolun ‘F’ sinden bi-haber olanlar futbol uleması kesilmiş başımıza. Köklü bir futbol kültürüne sahip olan kenti, futboldan soğuttular. Büyük Altay’ı siyasi emellere alet ettiler ve gittiler... Çok merak ediyorum, son olaylı genel kurulda geçmiş dönem başkanını dünyanın borcuyla ibra edenler, Altay’ın bugün içinde bulunduğu zorlu süreci görenler, huzur içindeler mi? Başkan Ayhan Dündar ve arkadaşları. Dayanılacak iş değildi. Nefesleri tükeninceye kadar koştular. Baktılar arkalarından gelen yok... Sonunda tükeniyorlar. Onlar da son çıkış diyerek Büyük Altay’a destek çağrısında bulunuyorlar. İşte içinde bulundukları tablo;
16-27 Ocak tarihleri arasında ödeme yapılmadığı takdirde sözleşme fesih hakkı kazanacak oyuncular;
Mohammad Naderi - 17.01.2023
Tolga Ünlü - 20.01.2023
Eric Björkander - 23.01.2023
Marco Paixao - 27.01.2023
İBB ile Altay arasında imzalanan reklam anlaşması gereği İBB'nin 5 milyon lirayı kulübe hala ödemediği öğrenildi.
Galatasaray’a 20 milyon lira bonservis bedeliyle transfer olan Kazımcan Karataş’ın kalan 9 milyon lira bonservis bedelinin hala ödenmediği, Galatasaraylı yetkililerin telefonlara çıkmadığı iddia edildi. Bu konu hakkında kesin bir açıklama bekliyoruz.
Çaresizlik ve ortada bırakılmak çok kötü bir duygu.
Ama; herkes sıcak evlerine giderken, seçilenler kulübün ağır yükü ile karşı karşıya kalıyor. Kulübün yok olmaması için; alınan bir tedbir, futbol camiasının başka planı var mı? Kulüp ayakta kalsın isteniyorsa ya yeni bir yol bulunmalı. Ya da yeni bir yol açılmalı. “Şehrin namusudur” diyerek direnen bir yönetim var.F orma aşkına oynayan genç futbolcular. “Amatörde bile olsa, kaldırımda oynasalarda destekleriz” diye inanmış bir taraftar topluluğu. Ne yazıktır ki; iyi günde şeref tribününde poz veren, önemli maçlarda kadraja girmeye çalışan kent yöneticileri kaybolup gitti. Neredeler acaba? Neyi bekliyorlar? Cenazeyi mi? Altay sadece bir kulüp ve takım değildir. Sadece futbol hiç değildir. Başkanlar gelir gider. Yönetimler de. Futbolcular da... Hatta siyasetçiler de. Bugün var, yarın yoklar... Karar bu şehrin... Şehrin dinamiklerinin... Eğer yok olmasın diyorsanız. Varlığınızı gösterin.
**
Altay siyaset üstüdür. Bu değiştirilemez. Kulüp son demlerini yaşıyor. Ortak akla ihtiyaç var. Bir araya gelip, karar verilmeli. Bu kulüp sahipsizlik içinde kalıp yok mu olsun? Yoksa bir araya gelerek; yaşamını sürdürebilmesi için bir büyük adım mı atılsın? Sona gelindi. Ya var olacağız ya da yok olacağız...
**16 Ocak 1914’ten bugüne kuruluş ilkelerine sadık olan ve her zaman tarihine bağlı kalan Kuva-yi Milliye’nin takımı Büyük Altay 109 yaşında! Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran insanların, Fahrettin Altay’ların devamını getiren cevherdir Altay. Bizler, Altay var oldukça doğru, dürüst ve mert bir şekilde yönetilmesini, ayakta kalmasını ve savaşmasını istiyoruz. Nice şanlı şerefli yıllara! Umarım hak ettiği yere bir gün geri dönecek!