Göztepe’nin mutluluk veri tabanına bir göz gezdirirsek, etkisinin açık ara önde olduğunu görürüz.

Göztepelilerin sosyal ve kültürel değerleri zaman zaman değişse de, kulübüne verdiği değer hep aynıdır.

O bir numaradır.

O vazgeçilmezdir.

Alınan bir galibiyet sonrasında anlık sarmaş dolaş olduğunuz insanların yüzlerine bakıp "yahu ben bunu tanımıyorum ki" demez, bir daha sarılır, gülümser geçersiniz. Hepsi bu tablonun yaşayanlarıdır.

Onlar stadyumda tutulan safın kahramanlarıdır.

Böylesi tatlı anları yaşaya yaşaya Göztepe bugünlere geldi.

Haberin Devamı

Türkiye’nin gıptayla baktığı, takımını ateşleyici özelliği üst seviyede olan ve yense de yenilse de İsyan Marşı ile kaldığı yerden devam eden bu taraftar grubu, tribünde yetersiz kaldığını hissettiği anda bile kendi içinde özeleştiri yapmasını bilir.

Her maçını farklı tribünlerde ama aynı duygularla izleyen, maç gününü sabırsızlıkla bekleyen büyük taraftara bu anlamda Göztepe’nin futbolcu grubu minnet duymalıdır...

Sezona sorunlu başlayan ancak toparlanıp üst üste galibiyetlerle umut ışığını tekrar yakan Göztepe, maalesef son iki haftada yine düşüşe geçti.

Aldığı mağlubiyet, oynadığı kötü futbol hepimizi derinden yaraladı.

Şu 12 haftalık periyotta çok şey yaşandı. Bazen utandık, bazen söyleyecek söz bulamadık, tıkandık.

Göztepe’de ilk göze batan, Radomir Kokovic’in takım üzerindeki irade zayıflığı.

Susarak, görmeyerek, duymayarak bugünlere gelindi.

Kocaelispor yenilgisi sonrası ise yaptığı açıklamalarla faturayı bir nevi öğrencilerine kesti. Erzurumspor karşısında izlediğimiz oyuncu grubunun bireysel hataları Kokovic’e bir cevap niteliğindeydi!

Şuna inanıyorum ki Radomir Kokovic'den çok iyi bir seyirci olur.

Tarzıyla tribünlerdeki taraftarların gücüne güç katar! Aksi halde 12 haftadır yaşananların tekrarı yaşanır...

Disiplinden kopulursa, oyundan da düşülür.

Puan kayıpları da baş gösterir...

Kim müdahale edecek, kim uyaracak?

Maalesef Göztepe, öyle bir kenar yönetimi olmadığı için müsabakaları sıkıntılarla tamamlıyor. Derdimiz sadece sonuç olsa stadyuma 89. dakikada gelir, tabeladan neticeyi alırdık.

Haberin Devamı

Orada 90 dakikaya sığdırılmış, tarihe not düşülecek, Göztepe’ye ait bir hikâye var. O hikâyenin içinde oyun olacak, kalite olacak, otorite olacak, saygı olacak. 98 yıllık bir mazinin ağırlığı olacak.

Teknik heyet bilecek, bilmiyorsa öğrenecek.

O kulübede, Adnan Süvari’nin, Gürsel Aksel’in, Nevzat Güzelırmak’ın, Fevzi Zemzem’in, Halil Kiraz’ın, Ümit Kayıhan ve diğer değerli hocaların da bulunduklarını, büyük başarılara imzalarını attıklarını atlamayacak.

Hani, altyapıdan gelen var mı? Yok. Oynatarak parlattığınız genç var mı? Yok. Geleceği kuracak bir projeniz var mı? Yok. O halde Kokovic ve ekibine alkış da yok teşekkür de yok.

Teşekkürler umudunu diri tutan Göztepe taraftarına ve formanın hakkını verebilen oyunculara.

Son olarak Göztepe yönetimi eğer Süper Lig’e yükselmek istiyorsa, vakit kaybeden bu ligi iyi bilen alt yapıya önem veren Hüseyin Eroğlu kalibresinde bir hocayı takımın başına getirmelidir!