Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Öğle saatlerinde Beşiktaş’ın ilk on biri belli oldu. Şöyle bir baktım golcü yoktu. Oyunu rakip alanda tutacak topçu vardı. Simao ve Quaresma bu işin erbabıydı. Hele gününde olurlarsa sağdan soldan yapacakları ataklarla rakibi delik deşik ederlerdi.
İyi de golü kim atacak?
Carvalhal’ın bir bildiği vardır dedik. Stadın yolunu tuttum. Çünkü Braga’yı kimse Carvalhal’den daha iyi tanıyamaz.
* * *
Maç başladı, Carvalhal’ın taktiği belli oldu.
Hedef gol yememek... Kalabalık orta saha ile rakibi durduracak, orta alanda meşgul edecek.
Peki hücum?
Quaresma topu kaparsa doğrudan kaleye vuracak. Gol olursa olacak.
Belli ki Carvalhal, Q7’yi ‘ne yaparsan yap, öyle bir şey yap, ne yaparsan yap bir şeyler yap’ taktiği ile sahaya sürmüştü. Nitekim yakaladığı iki topu da doğrudan kaleye gönderdi.
Maçın kırılma anı 30. dakikada Barbosa’nın kırmızı kart görmesiydi.
Rakip on kişi kalınca Beşiktaş’ın üzerindeki baskı da azaldı. Orta alanı daha rahat geçmeye başladı. Rakip sahada çoğaldı, tedirginliği bitti.
Korner bile buldu.
Gol de zaten kornerden geldi. Sivok’un golü muhteşemdi.
* * *
Oyunun ikinci kırılma anı da bu gol oldu..
Çünkü, Braga’ya gol lazımdı. Golü bulması için de yüklenmesi lazımdı. Ama yüklenmek açık vermekti. Nitekim ikinci gol böyle geldi.
* * *
Sonuç; şurası açık ki, Carvalhal sahaya beraberlik için çıkmış, hesaplaşmayı İnönü’ye bırakmıştı.
Ama iki altın golle turun kapısı Braga’da açıldı.
90 dakikanın özeti budur.
* * *
Maç bitti, dönüş yoluna çıktık. Yolumuz çok uzun... Sabahın ilk saatlerinde İstanbul’da olacağız. Ama eminim, uzun gece çok güzel geçecek.
Sevgililer gecesi, siyah-beyaz bir sevgililer gecesi olacak.