Çağıralım, Sivok’a, Ernst’e, Simao’ya, Fernandes’e, Edu’ya, Almeida’ya soralım.. Oyun anlayışınız neydi, golü nasıl bulmayı tasarladınız diyelim..
Cevap alamayız..
Niye?..
Eee, Türkçe bilmiyorlar.
Hayda... İbrahim’i, Ekrem’i, İsmail’i, Veli’yi onlara soralım.
Cevap..
Kem küm...
* * *
(Ali Tandoğan aptalca geri pas verecek, Deniz aptalca gelen topu aptalca kullanıp, kalesine dönmeye çalışacak, kaleci hoşaf gibi yakalanacak, Almeida araya girecek golü bulacağız. Taktiğimiz buydu, planımız buydu diyecek halleri yok ya... Mecbur kem küm edecekler).
* * *
Bu işi anlamak lazım, okura şöyle oynadılar, böyle oynadılar, amaçları buydu demek lazım.
Anlasak diyeceğiz, ama futbolcular da anlamadığına göre...
Ne yazacağız!
Son çare Teknik Patron Carvalhal’e soralım; “Ustam Antalya karşısındaki taktiğiniz neydi?” diyelim... Golü nasıl bulmayı planladınız?
Ne diyecek ?
Lagada lügada...
* * *
(Haa.. Almeida’nın pasını Fernandes’in golünü gösterip, işte buydu derse yok ya derim. Dakika 90 olmuş Antalya çözülmüş, beraberliği yakalamak için risk almış öne çıkmış. Al gülüm ver gülüm yapmışsın. Ölçü mü? 94’üncü dakikada Tita’nın attığı gole ne diyelim?)
* * *
Açık konuşalım, samimi konuşalım, Beşiktaş’ın Antalya karşısında oynadığı futbol gerçekten lagada lügadaydı..
Hele o ilk yarı yok mu?
Beşiktaş adına faciaydı. Tek pozisyon dahi yok. Ortalıkta gezinen bir takım... Sen ortalıkta gezinirsen rakibin gezinmez, gol arar.
Antalya dört kez sıkı geldi. Dördü de gol olabilirdi, biri oldu da... Tartışmasız yüzde yüz goldü.
Halis Özkahya giren golü vermedi. Antalya’yı yaktı.. Aslında onu da, yardımcısı yaktı. Top kale çizgisini geçtiği anda yan hakem yerinde değildi, geç kalmıştı göremedi. Şaşkın şaşkın bakınca da, Özkahya devam dedi.
Bir takımın kaderiyle oynadı.
(O üçlüye sıkı bir ceza gelmesi lazım)
* * *
Sonuç; Beşiktaş için skor iyi futbol kötü...
Aslında kötünün de ötesi...
