Ölüsü bile iş yapıyor

BİLAL MEŞE sordu DUAYEN cevapladı
ŞANSAL BÜYÜKA ile DOBRA DOBRA

Dördüncü yıldız stresi Galatasaray ile Fenerbahçe’yi gerdi, Cim-Bom da hocasını gönderdi. Cesare Prandelli, yerini Hamza Hamzaoğlu’na bıraktı. Üstelik, lider Beşiktaş’ın hemen arkasında, Fenerbahçe’nin de önünde...

Ustamız Şansal Büyüka ile söyleşimize başlarken Hamza Hamzaoğlu’nu konuşacağız ama, onun öncesinde sormadan da yapamıyoruz;

Galatasaray bu kadar eleştirilirken hâlâ zirvenin adayı ve ezeli rakibini geride bıraktı. Burada bir yanlışlık yok mu?
- Prandelli “günah keçisi” olmuştu... Ağzıyla kuş tutsa yaranamazdı. Galatasaray’da yönetimiyle, futbolcusuyla, camiasıyla bu kadar yanlış yapan varken, tek adres Prandelli gösterilmeye başlanmıştı. Kalamazdı artık... Bu bakımdan ayrılığı en azından yanlış bulmuyorum.

Daha iyisini bulamazsınız

Prandelli’nin yerine Hamzaoğlu’nun tercih edilmesini nasıl yorumluyorsunuz?
- Hamza Hamzaoğlu’na gelince; Bir ara formül için daha iyisini bulmanız ve uygulamanız zor. Üstelik Galatasaraylı ve önemli bir lig tecrübesi var. En azından Hamzaoğlu ile birlikte, Galatasaray’ın yerli oyuncuları kendilerini yabancı oyuncuların yanında ikinci sınıf vatandaş saymayacak. Taffarel son maç sonrası, “yabancı hocalar bazen yerli oyunculara uzak kalıyor” demedi mi? Bu sınıf farkı ortadan kalkarsa, Hamza Hoca başarılı olur. Zaten puan cetveline baktığınızda Galatasaray’ın önemli bir kaybı da yok. Hatta ben uzun yıllardır Galatasaray’ın 6 deplasman maçından 4 galibiyet ile döndüğünü hatırlamıyorum. Prandelli’yi “zurnanın son deliği” yaptık ama o kadar da değil...

Sonuç: Şartlara baktığınızda Hamza Hoca yerinde bir tercih... Şunu da söylemeliyim; Hikmet Karaman da olsa “iyi” derdim. Karaman önemli bir hoca...

Galatasaray, beğenmediğimiz Galatasaray şampiyonluk yolunda önemli işaretler veriyor. Bu kadar eleştirilen takım deplasmanlarda son derece başarılı. Gollerinin yüzde 77’sini maçların ikinci yarısında attı. Son iki maçını son dakika golleriyle kazandı. Kötü denilen bir takım bunları yapıyorsa, liderden sadece bir puan gerideyse zirve yolunda önemli bir avantaj yakalamış sayılır. Hamza Hoca ile bir de iyi Galatasaray ortaya çıkarsa... Galatasaray öyle güçlü bir marka ki, takımın ölüsü bile iş yapıyor. Dirisini siz düşünün...

Galatasaray Yönetimi, geldiği günden bu yana bir yandan idari, diğer yandan sportif sorunları çözmek için büyük bir mesai içerisinde... Sezon sonuna kadar kalacağını söyleyen Duygun Yarsuvat ve arkadaşları, istediklerini yapabilirler mi? Mevcut yönetim ile Ünal Aysal arasında yaşanan söz düellosunu nasıl yorumlarsınız?
- Bilal, Galatasaray Yönetimi ara bir yönetim, geçiş yönetimi... Kulislerde, güvenilir çevrelerde mayıs ayındaki kongrede Faruk Süren’in aday olacağı şeklinde iddialar var. Mevcut yönetim mayıs ayına kadar ancak günlük işleri ve günlük parasal sorunların çözümü ile uğraşabilir. Onlardan daha fazlasını beklemek haksızlık olur. Ancak bir Prandelli, futbol takımı derken, Galatasaray’daki kulis ve genel kurul mücadelelerini görmezden geliyoruz. Camiada rüzgar çok sert esiyor... Ünal Başkan, karşı bir söyleme hazırlanıyor. Bakalım ne diyecek? Anladığım kadarıyla Ünal Başkan camianın ve kamuoyunun karşısına rakamlarla çıkacak. Futbol takımının başarısını istiyorsan, camiada huzuru yakalayacaksın. Galatasaray’da huzur yok...

Emre kendine yazık ediyor

Emre küfür etmiyor ama, “Allah belanızı...” dedin mi, sonunu hakem bile dinlemez. Yazık, Türkiye’nin en iyi orta saha oyuncularından biri, belki de birincisi... Oyunuyla değil, küfürleriyle, kartlarıyla, kavgalarıyla anılıyor.

Fenerbahçe’deki düşüşün herkes farkında, ama bugün herkes futbolu veya İsmail Kartal’ı konuşmuyor. Varsa yoksa Emre...

Emre Belözoğlu, hakeme “Allah sizi bildiği gibi yapsın” dediğini ama hakemlerin bunu yanlış anlayıp kart çıkardığını söyledi. Hem kart, hem de açıklama için yorumunuz?
- Sevgili Bilal, “Adım çıkmış dokuza, inmez sekize” derler ya, Emre’ninki de o hesap... Bir kere adı çıkmış. Tamam dudak okumasından belli... Küfür etmiyor ama, “Allah belanızı...” dedin mi, sonunu hakem bile dinlemez. Kaldı ki, küfür etmemiş olsa bile, hırsını hırçınlığın ötesine taşıyor. Çoğu Fenerbahçeli bile Emre’nin tavırlarından rahatsız... Sonra her pozisyonda, her kararda, hep Emre mi haklı? Yazık, Türkiye’nin en iyi orta saha oyuncularından biri, belki de birincisi... Oyunuyla değil, küfürleriyle, kartlarıyla, kavgalarıyla anılıyor. Emre kendine de yazık ediyor.

Defans saklambaç oynuyor

Fenerbahçe, Eskişehirspor karşısında bir puan mı kazandı, iki puan mı bıraktı?
- Fenerbahçe son Eskişehir maçında iki puan kaybetmedi, adeta mucize bir puan çıkardı. Fenerbahçe’nin mücadelesine ve hırsına benim itirazım yok. Ama oyun anlayışı yok... Planı yok... Sistemi yok... Hızlı hücum hiç yok... Düşünün, son Eskişehir maçında iki rakip oyuncu yedi Fenerbahçeli oyuncuya rağmen gol pozisyonu yarattı. Geçen yıl Kadıköy’deki Galatasaray maçı dahil, her maçta rakip oyuncuların yüzünü kaleye bile çevirtmezdi Fenerbahçeli oyuncular... Rakibin ensesinde boza pişirirlerdi... Bu yıl hiç biri yok. Düşünsene, geçen yıla oranla 10 gol daha az atmışsın, bir gol daha fazla yemişsin, en önemlisi yedi puan daha az toplamışsın. Fenerbahçe’de takım içi disiplinin olduğuna asla inanmıyorum. Erkan golü attığında Fenerbahçeli oyuncular “saklambaç” oynuyordu. Erkan’ın sağında, solunda , önünde, arkasında, yakınında tek Fenerbahçeli oyuncu yoktu. Yakalanırsın o zaman “sobe”lenirsin.

Mehmet Topal’ın yokluğu, Fenerbahçe’nin bu kötü oyununda etkisi oldu mu? Bunun dışında ne gibi etkenler rol oynadı?
- Mehmet Topal benim için tavırlarıyla, istikrarıyla, mücadelesiyle Türkiye’nin en değerli oyuncusu... Topal dışında Fenerbahçe’de kim varsa, hepsi form olarak, disiplin olarak geriye gitmiş durumda... Bir de Emre iyi... Ama bakıyorsun doksan dakikayı tamamladığı maç sayısı ya üç, ya dört... Demba Ba, Cardozo ikişer, üçer atarken, Sow’un, Emenike’nin elini ayağını kaldıracak hali yok. Caner eski Caner değil... Dedim ya, çıkar Topal’ı, gerisi ortada yok. Fenerbahçe kaybettiği puanları telafi edebilir, ama eski futbolunu yakalama şansını bir daha eline geçirir mi, orası zor...

Alves, kadroda ama oynamıyor. Sarı-lacivertlilerin Alves’e ihtiyacı yok mu?
- Elbette yeniden şans bulabilir... Ama Fenerbahçe o kadar dağınık ki, bir Alves yetmez.

Bilic de rehavete kapılıyor

Karabük maçında 2-0’ı yakalamışsın, hovarda gibi gol kaçırıyorsun. Sonra niye çıkarırsın Demba Ba’yı, Sosa’yı... Sadece futbolcular değil, Bilic de galibiyetin rehavetine kapılıyor.

Beşiktaş, Karabük deplasmanından hem galibiyetle, hem de liderlikle dönerken, siyah-beyazlı taraftar da ölüp ölüp dirildi. Milliyet’in maç başlığı, “Ömür törpüsü” idi.

Nedir bu Beşiktaş’ın maçın son bölümündeki hastalığı...
- Sevgili Bilal, Beşiktaş tecrübesiz takım diyoruz ama yanlış yapıyoruz. Bu gençler iki yıldır Beşiktaş forması ile Avrupa maçları oynuyor, derbilere çıkıyor. Kadronda Sosa gibi, Demba Ba gibi iki uluslararası şöhret var. Milli takıma en fazla oyuncu veren ekipsin. Son iki maçta sıkıntının Bilic’ten kaynaklandığını düşünüyorum. Astaras maçında Olcay sol kanadı iyi savunurken, çıkartıp yerine Kerim’i aldı. Kerim hareketli oyuncu ama Olcay kadar savunma anlayışı yok. O dakikadan sonra Asteras, Beşiktaş’ın solundan kâbus gibi çöktü. Karabük maçında 2-0’ı yakalamışsın, hovarda gibi gol kaçırıyorsun. Sonra niye çıkarırsın Demba Ba’yı, Sosa’yı... Hadi çıkardın, koysana Necip gibi, Olcay gibi savunma anlayışı da olan oyuncuları... Sadece futbolcular değil, Bilic de galibiyetin rehavetine kapılıyor.

Beşiktaş karavana atmadı

Bu kez Demba Ba’yı sormayacağım, onu besleyen Sosa’dan bahsedeceğim. Takıma katkısı her geçen gün artıyor. Yorumunuz...
- Sosa’nın Beşiktaş’a gelişinin gerçekten ilginç bir öyküsü var. Beşiktaş, Diego ile anlaşmıştı, son dakikada Fenerbahçe kaptı. Beşiktaş, Diego’yu kaçırınca aradı, taradı Sosa’yı buldu. Diego kariyer olarak elbette Sosa’nın çok önünde... Ama takımlarına katkılarına bakarsan, Beşiktaş’taki Sosa, yarar olarak Fenerbahçe’deki Diego’yu beşe-ona katlar. En azından 11 haftanın görüntüsü böyle... Beşiktaş’ın bu sezon transferde “karavana” atmadığını söylemeliyiz.

Bilic’in ifadesiyle Beşiktaş’ın bu sezonu, “Fransa Bisiklet Turu” gibi... Her hafta bir etap, bu hafta sonu da istikamet Konya... Trabzonspor karşısında Kartal ne yapabilir?
- Beşiktaş “gurbet kuşları” gibi... Avrupa, Türkiye derken, yataklarına hasret kaldılar. Nerede yattıklarının, nerede yaşadıklarının farkında bile değiller. Bu şartlarda, bu liderliği ve iyi futbolu çok önemsiyorum. Ancak Bilic’e katıldığım bir yer var. Konya’da oynayacağı Trabzonspor maçı, sanki bir ev sahibinin maçı değil de, tarafsız sahada oynanacak bir kupa finali gibi... Beşiktaş en sıkıntılı, en kötü dönemlerinden, en iyi şekilde geçiyor.

Trabzonspor’dan artık kötü futbol bekleme

Trabzonspor, Ersun Yanal’la, Galatasaray ve Metalist’ten sonra Gençlerbirliği’ni de yenmeyi başardı. Zirve yarışına coşkulu bir şekilde katılan bordo-mavili takımın ortaya koyduğu performansı ve şampiyonluk şansını nasıl görüyorsunuz?
- Bilal , at sahibine göre kişner... Ersun Yanallı Trabzonspor’dan bundan sonra kötü futbol bekleme... Trabzonspor kazanır, kaybeder ama kötü oynamaz. Yusuf maç sonu röportajında ne dedi: “Fenerbahçe’nin geçen yıl neden bu kadar iyi oynadığını anladık...” Ben inanıyorum, Ersun Hoca , Gençlerbirliği maçının ikinci yarısından mutlu olmamıştır. Bu Trabzon-spor, Ersun Yanal’ın düşündüğü Trabzonspor’un ancak yarısı sayılır.

Ersun Yanal göreve geldikten sonra takımdaki bütün oyuncuların performansı ikiye hatta üçe katlandı. Özellikle Cardozo, Yusuf Erdoğan, Mehmet Ekici ve Özer büyük bir patlama gerçekleştirdi. Bu değişimin perde arkasında Yanal’ın hücum futboluna dayanan sistemi mi var?
- Cardozo, Vahit Hoca zamanında neredeydi, şimdi nerede... Göreceksiniz, Trabzonspor’un yerlileri büyük patlama yapacak. Yeter ki hocanın çalışma temposuna uysunlar ve dediklerini yapsınlar. Ersun Yanal’ı bu ülkenin en değişik ve en değerli hocalarından biri olarak görüyorum. Yerlisiyle yabancısıyla kadro da çok iyi... Trabzonspor bu hafta Beşiktaş’ı yense de yenilse de şampiyonluk yarışının ortağıdır.

Altı hakem kalksa mı?

Önce Galatasaray, sonra Fenerbahçe, sonra da Beşiktaş maçında hakemlerin hatalı kararları... Ne diyeceksiniz?
- Bilal doğru, hakemler feci hatalar yapmaya başladılar. Gördüklerimden sonra “Acaba altı hakem uygulaması kalksa mı?” diye düşünmeye başladım. Maçı yöneten hakeme katkı sağladıklarını çok az gördüm, ama hakemi yanılttıklarına çok tanık oldum. İki metre önünde penaltı ya da değil, göremiyorsan, ne yararı var yardımcı çizgi hakemlerinin... Bir de atamalarda ciddi yanlışlar yapılıyor. MHK Başkanı’ndan derdi olan yok ama alt kadroları ile ilgili ciddi sıkıntılar ve iddialar var.