Selçuk Dereli

Selçuk Dereli

selcuk.dereli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Alex; Fenerbahçe tarihine adını altın harflerle yazdıran bir futbolcu. Onu seven ve idol olarak gören binlerce taraftarın gözyaşları dökmesine neden olan açıklaması ile şok etkisi yarattı. Alex bu kararıyla sadece Fenerbahçelileri değil, taraflı tarafsız birçok insanı şaşırtarak üzüntüye sevk etti.
Alex’in maçlarını onlarca kez yönetmiş bir eski hakem olarak ülkemizden ayrılıyor olmasına ben de üzüldüm. Çünkü biliyorum ki Alex; sadece başarılı bir sporcu değil aynı zamanda çok büyük bir karakter ve Türk toplumuna örnek olan bir aile babasıydı.
Hakemlik öyle bir iştir ki; futbolcuların karakterlerini test edebilmeniz için elinizde bir çok fırsat vardır. Özellikle adalet dağıtan insanlar için bunu anlamak çok zor değildir. Çünkü verdiğiniz bir karar ya o kişiye birçok maddi veya manevi kazanç sağlayacak, ya da tam tersi ona kaybettirecek. Alex’in maçlarını yönettiğimde her iki durumda da aynı tutarlılıkta olduğuna birçok kez şahit oldum.
Hatta bir örnek vereyim; meşhur Denizlispor-Fenerbahçe maçından sonra Aziz Yıldırım tıpkı diğer olaylarda takındığı tutum gibi; o maçtaki başarısızlığın faturasını bu defa biz hakemlere keserek hem kendi taraftarlarına şirin görünmeye çalıştı hem de kin ve nefret tohumları ekti.
Sonrasında ise; o maçın ardından başlayan sezon içinde Kadıköy’de bir maç yönetmiştim. Fenerbahçe-Galatasaray arasında oynanan derbiyi bitiriş düdüğümden sonra sahanın ortasında yanıma gelen kaptan Alex benden hem formamı istedi hem de kendi maç formasını bana hediye etti. Düşünebiliyor musunuz? Denizli’de şampiyonluğu kaybeden takımın kaptanı Alex ise böyle davrandı.
Bunu size niye anlattım? Amacım burada Aziz Yıldırım’la bir hesaplaşma içine girmek değil, sadece size Alex’in hiçbir şekil ve durumda değişmeyen o kişilikli duruşunu ifade etmeye çalışmaktı. Türk toplumunun önemli bir kısmı da Alex hakkında böyle düşünüyor ve bu yüzden de onu çok seviyor.
Fenerbahçe’de yaşanan kaosa tekrar baktığımızda ise en az hatanın Alex’te olduğunu düşünüyorum. Çünkü onu mukayese etmek için elimizde yeteri kadar done var.Ve bunun böyle olduğunu da herkes görüyor zaten. Göremeyenlerde de ifade yetmezliği(!) var maalesef.
Ancak kimin haklı, kimin haksız olduğunu bir kenara koyarsak eğer; olayların buraya gelmesinin başlıca ve tek sebebi, hem Aziz Yıldırım’ın hem de Aykut Kocaman’ın bu krizi yönetememiş olmalarıdır. Eğer bunu başarmış olsalardı zaten Alex bugün takımıyla birlikte olurdu.
Hatırlayın Hagi de Galatasaray’da süreklilik arz etmeyen ancak buna benzer bazı sorunlar yaşarken Fatih Terim ve yöneticilerin doğru müdahaleleri ile takımda tutuldu. Sonrasında ise Hagi takımına hem UEFA Kupası’nı hem de Süper Kupa’yı getirdi.
Birileri bu olayın; Alex’in, Aziz Yıldırım’ı bitirme operasyonu ya da Aykut Kocaman’ın kıskançlıkları gibi şeyler düşünüyor olabilirler. Sorun ya da sonuç ne olursa olsun ‘mızrak çuvala sığmamıştır’. Ortada bir becerisizlik vardır ve bunun da herkes farkındadır.
3 Temmuz sürecinden bu yana yaşanan onca şeye rağmen kayıtsız, şartsız başkanlarının yanında olan taraftarların sabrı da taşmıştır artık.
Bunca yaşananlardan sonra hiç kimse Alex gider sorunlar biter sanmasın. Bu Alex olayı, Aykut Kocaman’ın yanında daha çok adamı götürür!

Haberin Devamı

Gençleri seçen MHK doğru yaptı
Merkez Hakem Kurulu geçtiğimiz hafta sonunda oynanan maçların bir çoğunda genç ve yeni isimlere görev verdi. Bunu yaparken sanırım artık bu ligin bir iki hakemle gitmeyeceğini düşündüler ve bence doğrusunu da yaptılar...
Müsabakalarda görev yapan genç isimler başarılı maçlar yönettiler. Hata yapmadılar mı? Tabii ki yaptılar. Ancak gördüklerini çaldılar ve hiç eyyam düdüğü üflemediler. Öyle büyük takım, Anadolu takımı ayırımı da yapmadılar. Böyle olunca sonuçta ortada zaten dört büyük takımın üçü mağlup birisi evinde berabere...
Helal olsun bu genç arkadaşlara! Siz böyle gördüğünüzü çalmaya devam edin, hata bile yapsanız kamuoyu yanınızda olacaktır.