Fenerbahçe SPOR SAYFALARININ ŞAİRİ

SPOR SAYFALARININ ŞAİRİ

06.02.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Gazetelerin spor servislerinde bir ‘Aziz’ gibi dolaşır. Arkaya taralı bembeyaz saçları, göçmen gülüşlü aydınlık yüzü, Balkan mavisi gözleriyle bulunduğu her mekânda hemen fark edilir

SPOR SAYFALARININ ŞAİRİ

SIDDIK AKBAYIR / ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ

Haberin Devamı

Spor sayfalarının şairi, İslam Çupi’nin ‘Yağmur bitti, dağılın’ ya da ‘Kuşlar Peru’ya ölmek için uçar’ diyen sesini, şimdi kimseler duymaz.
İslam Çupi’nin dilindeki İkinci Yeni edası, herhangi bir edebiyat eleştirmeninin dikkatini çekmez.
Babıali’nin ilk Jack London’ı İslam Çupi, birçok kişiye Jack London’ın yazılmamış bir romanını sahaflarda aratır. Jack London’ın bir boksörün hayatının anlattığı romanı gazetede tefrika edilir; roman biter, fakat okurun ilgisi sürer. İslam Çupi’ye, ‘Sen devam et.’ derler. O da yazmayı sürdürür.
İslam Çupi; Mao öldüğünde, Tercüman’daki odasında tek başına saygı duruşunda bulunabilecek kadar asi ruhlu; Galatasaray Lisesi’ni, ‘Burası bana uymadı!’ diye terk edebilecek kadar delişmendir.
19 Mayıs’larda gençliği olan, ancak sporu olmayan bir ülke için ağıt yakar gibi metinler yazar.
Birçok futbolcu, İslam Çupi’nin yazdıklarıyla hayatını doğru yönlendirir, dağınık hikâyesine doğru bir hayat yazar.
Sahayı sınırlayan çizgilerin mecaz anlamını, İslam Çupi kadar çok az spor yazarı fark eder.
Futbolu ayakların şiiri biçiminde değerlendiren İslam Çupi’nin; Metin Tekin, Tanju Çolak, Rıdvan Dilmen portrelerindeki keskin öngörü, büyük bir birikimin dışavurumudur.
Birçok fanatik, Fenerbahçe’nin attığı her gol sonrasında, Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nun basın tribününe karşı -İslam Çupi adından, futbolun ‘mavi gözlü devi’nden, haberdar olarak- selama durur.
“Beşiktaş forları Apokalips’in üç atlısı gibi Fener’in kalesine akıyorlardı.” benzeri cümlelerle evrensel burjuva kültüründen esintiler katar yazılarına. Geleneksel futbol yazısı okurunu şaşırtmayı sever.

ÇÖKÜŞ
Spor dışı serbest yazılarından Çöküş’te, Babıâli -şimdi İkitelli- erbabına kırgın, delişmen ıslıklara küskün bir mektup yollar:
Onca yıllık gazetecilik ve bu süre içinde sporun ve sosyal hayatın poturisine yazar olarak girip çıkan kalemim, artık bir hazan yaprağı gibi masallaşan Babıâli diyarının üstüne son ölü prens olarak mı düşecek?
12 Nisan 1957... Spor gazetelerinin ilki sayılan Gümrükspor’da ‘spor yazarı aranıyor’ ilanı İslâm Çupi’nin dikkatini çeker. Hemen müracaat eder. Elliyi aşkın kişi, spor yazarı olmak için gazetenin önündedir. Yazar adayları, bir odaya alınır. Gazetenin yazı işleri müdürü Müfit Duru, masaya bir abajur koyar ve adaylardan 75 sözcüğü geçmemek koşuluyla bu abajuru yazmalarını ister. Üç gün sonra, sonuçlar açıklanır. İslâm Çupi birincidir. Artık, o da Bab-ı Âli’den birisidir. Gümrükspor, Havadis, Tercüman, Milliyet derken tam 44 yıl...
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisi’nde öğrencidir. Gazetecilikle öğrenciliği birlikte götüremez. Ancak, Fransız edebiyatından kendisinde kalanları, futbol yazılarında sıkça kullanır. Sözgelimi, Balzac’ın Vadideki Zambak romanındaki ‘topraktan fırlayan çiçekler’ tamlaması, ‘çimenden fırlayan ayaklar’a; Emile Zola’nın ‘Sevgilisiyle kenarda köşede buluşuyordu.’ cümlesi, ‘Top sevgilisiyle köşe gönderinde buluştu’ya dönüşebilir.
Gazetelerin spor servislerinde bir ‘Aziz’ gibi dolaşır. Arkaya taralı bembeyaz saçları, göçmen gülüşlü aydınlık yüzü, Balkan mavisi gözleriyle bulunduğu her mekânda hemen fark edilir.
Gazete binlarındaki en yakın dostları, özellikle öğle yemeklerinde çevresini saran şoförler ve garsonlardır. Maç yorumlarını onlarla paylaşır, onların yorumlarını önemser.
Çupi’ye ‘Çapa’nın Lefter’i’ derler. Oynadığı kıvrak futboluyla İstanbul’un amatör takımlarında kısa sürede yıldızlaşır. Her yıl, Fenerbahçe’den bile transfer teklifi alır. Ancak, Çapa’nın taşlı sahası, futbol yolculuğuna izin vermez. Bir kalça rahatsızlığı, onu futbolun yıldızı yapmasa da futbol yazılarının yıldızı yapar.

FENERBAHÇE
Tam inanmış bir Fenerbahçelidir. Çocukluğunun İstanbul’unda bir insanın Fenerbahçeli olması için sayısız gerekçe ve cazibe vardır. Fenerbahçe’nin işgal yıllarında İstanbul halkına futbolla verdiği bir mutluluk vardır. En çok şampiyon olan, Milli Takım’a en çok futbolcu veren, Milli Takım’da en çok gol atan futbolcuya sahip olan Fenerbahçe’dir.
1940’lı yıllardır. İstanbul, göğü ve denizi masmavi bir şehirdir. Her yer, top oynanacak arsayla doludur. Yıllar geçer. 1990’lı yıllarda İslâm Çupi, “İstanbul mahallerinde çocuklar niye Fenerbahçeyi tutsunlar, niye Fenerbahçeli olsunlar?” diye sorar. Artık, geride, ‘İstanbul bana topumu geri ver!’ diyen ihtiyar çocuklar ve bütün şampiyonluk rekorları elinden uçmuş bir Fenerbahçe kalmıştır.
İslâm Çupi, hiçbir kitabına almadığı, hiçbir yerde yayımlatmadığı şiirlerini sadece Kalyoncu Kulluklu Eleni’ye yazar: “Senin gözlerin Beyoğlu / Benim gözlerim Köroğlu” 18 yaşında bulduklarıyla 63 yaşında kaybettikleri bir İstanbul kumarı oynar. Küçüklerin büyükler karşısında, her zaman kaybedeceklerini bile bile...
Çiçek Pasajı’nı; bir beyfendilik, bir görgü, bir giyim, bir akademik konuşma ve nezih espri yapma podyumu olarak görür.
Perşembe akşamları, Kadıköy Deniz Meyhanesi’nde, Türk edebiyat tarihinde önemli bir yeri olan Perşembe Toplantıları’nın değişmez isimlerindendir. PerToplantıları’na da erken gelir, içkisini, daha doğrusu rakısını tertipli içer ve geldiği gibi erken kalkar. Gelişi oturuşu, gidişi sessiz ve sakindir. Daha çok Yusuf Atılgan’la oturmayı tercih eder.

ALTAN?ERBULAK
Tuttuğu takımı açıklayan ender kişilerden -spor yazarlarından- biri olarak Galatasaraylı Altan Erbulak’ın -futbol hariç- en yakın dostlarındandır. Erbulak; rolü gereği sahnede bir kabadayıyı oynar. Ancak, gelin görün ki, sahnede oyun bittikten sonra bu haleti ruhiyeden bir yıl boyunca kurtulamaz. 1.61 boyundaki Altan Erbulak, yolda, işyerinde, evde elinde tespih, çagibi yürüyüp, kabadayı jargonuyla konuşmaya başlar. Birgün İstiklâl Caddesi’nde bu şekilde yürürken ensesine müthiş bir tokat iner! Bu tokatla kendine gelir. Tokatı atan İslâm Çupi’dir.
Çupi, hiçbir zaman Spor Toto oynamaz. Havadan gelebilecek bir paraya her zaman karşı çıkar. Sadece kalemiyle geçinen bir basın emekçisidir. Kendisini devlete baktırmaktan sürekli kaçındığı için ölünceye dek emekli olmaz.

Haberin Devamı

Bugün anıyoruz

Haberin Devamı

Büyük usta İslam Çupi’yi, ölümünün 12. yılında bugün Topkapı Maltepe mezarlığındaki kabri başında saat 11.00’de anacağız.