Gündem Sokakta değil masasında öldü

Sokakta değil masasında öldü

15.02.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

New York Times'ın ünlü medya eleştirmeni David Carr, gazetedeki masasında son nefesini verdi. Kokain bağımlılıyla geçen yıllarında sokaklarda ölmekten korkan Carr, en diplerden mesleğinin zirvesine çıkmasıyla hatırlanacak...

Sokakta değil masasında öldü

David Carr nasıl öleceğini uzun uzun düşünmüştü; hatta bir ara tek düşündüğü konu buydu. "Bağımlılığın son evresi genellikle; polisin ya da birinin gelip seni utanç içerisinde gömmesini beklemekten ibarettir" cümlesini yazmış Carr, utanç içerisinde ölmedi.
Tam tersine öldükten sonra gazeteci meslektaşları övgü yağdırmak için yarıştılar. Önceki gece dünyanın en prestijli gazetelerinden New York Times'taki (NYT) masasında, medya camiasının en önemli otoritelerinden biri olarak 58 yaşında aniden son nefesini veren çatlak sesli, ufak tefek adamın gazetecilik içgüdüsünden kendi hayatı da mahrum değildi.

Haberin Devamı

Hayatını soruşturdu
2009'da yayımlanan kitabı "The Night of the Gun" (Silahın Gecesi) 'bir muhabirin hayatının en karanlık hikâyesini' anlatıyordu; Carr'ın kendi hayatı... Kitap için iki yıl boyunca araştırma yapan Carr, üzerinde isminin gözüktüğü tıbbi ve yasal belgeleri topladı. Geçmişindeki insanlarla konuştu. Bir araştırmacı gazeteci titizliğiyle; 1988'de kendisi gibi kokain bağımlısı sevgilisi Anna'dan doğan ikiz kızları Erin ve Meagan için bağımlılıktan nasıl kurtulduğunu geniş bir habere dönüştürdü. 2008'de NYT'de yayımlanan makalesinde Carr, "Hak ettiklerim: Hepatit C, hapishane, HIV, soğuk bir parkta bankta yatmak, erken ve sersemce bir ölüm. Elde ettiklerim: Güzel ve akıllı bir eş, üç sevimli çocuk, insanları hayran bırakan bir iş. O adamın bu adama dönüşümüne dair hatırladıklarım: Çok az şey" diyordu. Habercinin haber öznesine dönüşmesinin çok nadir; yer yer iç burkan ama insan iradesinin parlak bir zafere ulaşabileceğini tasdikleyen bir örneğini verdi. Kendi elleriyle yarattığı yıkımı, yeniden doğuşu ve başarıyı yine kendisi anlattı, bu etkileyici hikayeyi rakiplerine kaptırmadı; zaten dostlarına göre 'haber atlatmaya' her zaman istekliydi.

Haberin Devamı

'Detektif gibi kararlı'
'Zihinsel akrobasi' olarak tanımladığı uyuşturucu bağımlılığını ardında bırakıp tekrardan döndüğü gazeteciliğinde Carr, medyanın işleyişini yakın dostu sinema eleştirmeni A.O. Scott'ın sözleriyle 'analitik sezgi, etik katılık ve detektif kararlılığıyla' gözlemledi. NYT'deki haftalık The Media Equation (Medya Denklemi) köşesi; gazete, internet ve televizyon haberciliğinde güncel bir tartışmayı Carr'ın keskin, çoğu zaman iğneleyici kalemiyle ele alıyordu. Yazıların toplamı, Türkiye'deki gazeteciler için 'uzak diyarların şarkıları' gibi gelebilir; ifade özgürlüğü, patronlardan bağımsızlık, gazeteciliğin teknolojik gidişatı üzerine derin değerlendirmeler... Carr'ın her görüşü okumaya değerdi, gazeteciliğin kuralları ve geleceği hakkında kafa yormaya hevesli biri için sonsuz bir bahçeydi yazdıkları. "Son 20 yılın büyük kısmını uyuşturucuyu bırakmanın sağladığı vaatlere boğularak geçirdim. Şans, iş ve kader beni bütün beklentilerin ötesinde bir hayata yönlendirdi" diyen Carr; alanına hakimiyeti, öngörüsü ve gazetecilik tutkusuyla bugün meslektaşları tarafından büyük bir saygıyla anılıyor. Utanç içinde gömüleceğini düşünen birinin katettiği mesafeye bakın...