30.09.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Meriç Tafolar
TBMM’nin Soma Araştırma Komisyonu üyeleri hafta sonu, davanın tutuklu sanıkları Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, genel müdürü Ramazan Doğru, işletme müdürü Akın Çelik’in de aralarında olduğu 8 kişiyle görüştü. Alınan bilgilere göre Doğru, “Her türlü tedbiri almıştık, bu kazanın ortaya çıkması bizi şaşırttı” ifadesini kullandı.
Doğru’ya bilirkişi raporuna yansıyan sensörlerin limitin üzerinde değerler ölçmesine ilişkin olarak, “Sensörler hatalı ölçüyor. El cihazlarımız doğru ölçüyordu, o yüzden değiştirme ihtiyacı hissetmedik” diye konuştu.
‘Öngörülemez bir olay’
Bilirkişi raporunun hayal kırıklığı yarattığını belirten Doğru, “20 kusurun 20’sinde de işvereni sorumlu tutması ağır bir yük. Eski çalıştığımız panolarda, S panolarının alt taraflarında tepeler boş kaldı, o boşluklarda metan birikmiş olabilir, bu nedenle yanma başlamış olur. O boşluklarda ne varsa bize püskürttü. Öngörülemez bir olay. Çözülürse madenciliğin kaderi değişir” diyerek kazanın oluşuna ilişkin bilgi verdi.
Doğru, sahte imza tartışmasına ilişkin olarak, “İmza benim değil, zaten çıktı. Ben orada yaralı kurtarmaya uğraşıyordum, ‘Adli boyutu ne oluyor’ diye sordum, ‘Şirket seni feda ediyor, ibraz ettikleri belgeye göre sorumlusun’ dediler. Şoke oldum” dedi. Doğru “Böyle bir olay yaşanacağını bilsem madeni kapatırdım” dedi.
Can Gürkan’ın komisyon üyelerine “Ben finansçıyım, babam 75 yaşına geldiğinde, ‘Bu işleri sana devredeceğim’ dedi. Ben de finansçı olduğum için madencilikten kaynaklanan risklerin devredecek bir yazı hazırlattım. Sorumluluğun Ramazan Doğru’da olması gerekiyordu” dedi.
Vicdan tartışması
Doğru, bir milletvekilinin, “Vicdanınız rahat mı” sorusuna, “Bu sorunuz beni çok incitti. Sizinki rahat mı?” diyerek karşılık verdi. Bu yanıt üzerine toplantıda gergin anların yaşandığı öğrenildi.
“Bu kaza sizce nasıl oldu” sorusu üzerine Doğru, “Dünyanın en riskli ve en tehlikeli işini eğitim seviyesi en düşük kişilerle yapıyoruz. İşçinin eğitimsizliğine bağlıyorum. Yaşam odası çözüm olmazdı ama maske değişim istasyonları olsaydı, oksijen maskeleri olsaydı, işçimize iyi eğitim verebilmiş olsaydı, birşeyler farkedebilirdi” yanıtını verdi.
Doğru, “Bu dedikleriniz neden hayata geçirilemedi” sorusu üzerine ise, “Mevzuatta yok” demekle yetindi.
Özgür Özel’den denetimli serbestlik önerisi
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel komisyonun çalışmalarına ilişkin olarak Milliyet’e, “Yöneticiler kazanın önlenemez bir kaza olduğunu, şirketin hatası olmadığını savunuyor. Hiç kendilerinde kusur görmüyor. Kendilerindeki kusuru kabul edecek hiçbir şey söylemediler. Teknisyen, maden mühendisi, vardiya amiri ve emniyet teknisyeni pozisyonundaki kişilerin kendileriyle ilgili endişeleri var. ‘Güçlü olan kurtulacak’ anlayışı hakim. Bu isimler ‘Koştuk geldik, 5 gün mücadele ettik, arkadaşlarımızı mezara yolladık, bizi de buraya gömdüler’ diyorlar. Çoğu yeni evliler, küçük çocukları var. Bu pozisyonundaki kişiler için denetimli serbestlik yolu uygulanabilir. Madenin sahibi değiller, imzaları yok. Kusurları varsa da elbette yargılanacaklar ancak ailevi ve ekonomik durumları gözönünde bulundurarak denetimli serbestlik uygulanabilir” dedi.
Özel, Komisyon Başkanı Ali Rıza Alaboyun’un bilirkişi raporuna ilişkin sözlerine de eleştirerek, “Bilirkişi raporunu değerlendirmek bizim işimiz değil. Alaboyun yetki aşımı yapıyor. Biz bilirkişi heyetiyle de görüşmek gerektiiğini düşünüyoruz. Heyetten raporun nasıl hazırlandığına ilişkin bilgi alınması gerektiğini düşünüyoruz. Başkan algı yönetiminin parçası olmuş durumda. Komisyonu dümensiz bir gemi gibi yönetiyor. Raporu da bu şekilde yazarlarsa kendileri imzalarlar” diye konuştu.