Gündem Suikast timinden kurgu savunması

Suikast timinden kurgu savunması

22.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele 15 Temmuz gecesi saldırı düzenleyen MAK timleri komutanı Binbaşı Taner Berber, polis ifadesini baskı ve tehdit altında verdiğini ileri sürdü; FETÖ’yle kendisinin ve tutuklu bulunan grubun alakasının olmadığını söyledi... Sanıklardan Çiğli imamı olarak anılan ‘Paşa’ lakaplı eski başçavuş Zekeriya Kuzu da sorgusunda “tehdit ve şantaja uğradığını”, bu nedenle FETÖ’cü olduğu yönünde ifade verdiğini, söylediklerinin yüzde 99’unun hayali olduğunu iddia etti...

Suikast  timinden kurgu savunması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1’i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’ndaki duruşmanın ikinci gününde FETÖ’nün “suikast timi”nde yer alan ve Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda örgütün “üs imamı” olarak anılan “Paşa” lakaplı eski başçavuş Zekeriya Kuzu, ile MAK timleri komutanı Binbaşı Taner Berber ifade verdi.

Haberin Devamı

Tüm ifadelerini redddeti

Bugüne kadar verdiği bütün ifadeleri reddeden Kuzu sıradan bir astsubay ve hiçbir yetkisi olmayan bir asker olduğunu iddia etti. Kuzu, medya bazında davanın önemli bir ayağı olarak gösterildiği için üzerinde baskı hissettiğini ifade etti. Kamuoyunda bazı kişilerin kendisinin idam edilmesini istediğini belirten Kuzu, “Saygı duyuyorum ancak iftira diye bir şey de var. Teslim olmak istiyordum. Türkiye’de neler olduğunu emniyete getirilince anladım. Emniyette kimyam değişmeye başladı. İlk ifademde FETÖ ile bağlantım olmadığını söylemiştim” dedi.

‘Ülkücü camiada yetiştim’

Mesleğe girdiğinden itibaren ciddi bir ideolojik çatışma ve dedikodu hastalığının olduğunu gördüğünü öne süren Kuzu, bunun sıkıntısını yaşadığını savundu. Milliyetçi ve muhafazakar bir insan olduğunu belirten Kuzu, “Ülkücü camianın ocaklarında yetişmiş bir insanım. Bu yüzden soruşturmalar geçirdim, cezalar aldım. Halihazırdaki yönetimle birlikte ben ve benim gibiler için rahatlama oldu. Suikast kelimesi çok ürkütücü. 30 yıl boyunca insan kurtarmak için eğitim aldım. Benim devletin çıkarlarını her şeyden önemli gördüğümü herkes bilir. 2012’den itibaren benim paralelci olduğumla ilgili dedikodular başladı. İlk başta şakayla başlayan bu şey daha sonra ciddi oldu” diye konuştu.

Haberin Devamı

Sadece üs astsubayı olduğu için terfilerde etkili olduğunu iddia eden Kuzu, “Üs astsubayı olduğum için düşmanım çoktu. FETÖ’cü olduğum dedikodusu çıkarıldı” iddiasında bulundu.

‘Senaryo kurdum’

Sorgusunda “tehdit ve şantaja uğradığını”, bu nedenle FETÖ’cü olduğu yönünde ifade verdiğini öne süren Kuzu, “Çiğli imamı değilim” dedi.

‘Avukatım âmâydı’

Emniyet ve savcılık ifadelerinin hatırlatılması üzerine Zekeriya Kuzu, “Ben ifadelerim sırasında ailemle tehdit edildim. Bir dolarla başlayayım. İki oğlum var. Biri benim yüzümden uzman çavuşken tutuklandı, diğeri yurt dışına çıkamadı. Küçük oğlumun para koleksiyonu vardı. Bu bir doları bana verdi. Oradan cüzdanımda kaldığını düşünüyorum” dedi. FETÖ ile bağlantısı olan ve ifadesinde ismini ‘Arif’ olarak verdiği kişiyle ilişkileri de sorulan Kuzu, “Ben çocuğumun geleceğini düşündüm. Uyuşturucuya bulaşmaması için gittiği dershanede bu kişiyle tanıştım. 10 kez falan sosyal amaçlı görüştüm. Evimize geldi, ben de onlara gittim. Zaman zaman Arif’le sohbetler yapardık. Arif ve Yavuz’la dini sohbetteler yapmadım. Yavuz Konya’da görev yaptığım sırada kapısına Zaman gazetesi bırakılan bir kişiydi. Onun ismini bu nedenle söyledim. Yavuz’la bağlantım yoktu. Sadece Arif, Gülen’in geçmişte, milliyetçi olduğunu söylüyordu o kadar. Diğer anlattıklarımı ben kurguladım. Genel kültürümden kattığım ve aklımda kalan bazı kırıntılardan anlattığım şeylerdi” dedi. Üs imamı olduğuna yönelik iddialar için Kuzu, “Üs astsubayı olduğum içini düşmanım çoktu. Çiğli imamlığım yoktur. Paşa lakabını kabul etmiyorum. Dolar olayını kabul etmiyorum. Koleksiyon amaçlı küçük oğlum cüzdanıma koymuştur. FETÖ’cü değilim, hiçbir zaman hiçbir kademesinde bulunmadım. Baskı neticesi bunları anlattım. İfademdeki 57 kişiden bazılarını emniyette kendileri yazmış. Avukatım görme engelliydi. İmza atacağı yeri polis gösterdi” dedi. Kuzu, Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili olarak ise hakkında çıkan haberlerin gerçek olmadığını ileri sürdü.

Haberin Devamı

‘Beni tehdit ettiler’

Haberin Devamı

MAK timleri komutanı Binbaşı Taner Berber de suikast girişimin planlayıcısı Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ile darbe teşebbüsü günü ilk kez buluştuğunu belirterek “Polis ifademde daha önce Ankara’da buluştuğumuzu anlattım. Ancak beni ailemle tehdit ettiler. Ben de ifademde böyle bir kurgu yaptım” dedi.

Suikast  timinden kurgu savunması

Darbe teşebbüsü günü bombayla kapı açma eğitimi aldıklarını kabul eden ancak bunun Marmaris olayıyla ilgisi olmadığını savunan Berber şöyle devam etti: “12 kişilik bir ekip oluşturdum. Bunları mesai sonrası olduğu için birliğe çağırdım. Zekeriya Kuzu başçavuşumla, Gökhan generalin yanına gittim. İstanbul’dan Özel Kuvvetlere bağlı bir ekibin geleceğini, bizim de onların emniyetini almamızı istedi. Sonra depoda buluştuk. Ben Gökhan generale olayın mahiyetini sorduğum zaman terör operasyonu olduğunu söyledi. Ben de bilgiyi ekibime verdim.”

Haberin Devamı

Silahlar kayıt dışı verildi

Özel kuvvetlere bağlı ekibin 22.30 gibi Çiğli’ye geldiğini söyleyen Berber, Binbaşı Şükrü Seymen’le muhatap olduğunu, hiç silahlarının olmadığını söylemesi üzerine de kendi silahlarından verdiklerini anlattı. Mahkeme Başkanı, silahların zimmetsiz olarak verilmesinin askeriyede uygun olup olmadığını sordu. Berber de “Zimmete kaydetmemiz lazımdı ama sonuçta operasyona gidiyoruz. Silah verme yetkimiz yok, ancak aciliyet varsa olabilir” dedi.

‘Darbeyi depoda öğrendik’

Berber, suikast için gerekli hazırlıklar sürdüğü sırada Gökhan Şahin Sözmezateş’in depoda kendilerine TSK’nın emir komuta içerisinde yönetime el koyduğunu, emirlerin artık Genelkurmay Başkanı’ndan alınacağını, operasyonlarının devam edeceğini söylediğini anlattı. Mahkeme Başkanı’nın “Ülkede bu kadar karışıklık var. TSK el koymuş, biz neden terör operasyonu yapıyoruz diye sormadın mı?” yönündeki sorusuna da Berber, “Bunları soracak ortam olmadı” yanıtını verdi.

Emir komutanın Seymen’de olduğunu savunan Berber, “Gideceğimiz yerin sadece Marmaris olduğunu biliyorduk. Başka bir şey bilmiyorduk. Görevi kimin verdiğini bilmiyorum. 02.20 gibi havalandık Marmaris’te oteller bölgesine indik. Seri şekilde helikopteri terk ettik. Ben havaya ateş açtım. Seymen’in uyarısı üzerine bıraktım. Çatışma bölgesiyle aramda 250-300 metre vardı. Yaşananlara çok vakıf olmadım. Geri çekildiğimiz sırada yanımıza üç kişinin geldiğini gördüm. Onlardan kimlikleri sordum. Bana polis kimliğini gösterdi. Onu gördüğüm zaman olayların bizim bildiğimizden çok farklı olduğunu cereyan ettiğini anladım” dedi.

‘Örgütle bağım yok’

Berber, Mahkeme Başkanı’nın neden teslim olmadığını sorusuna “Bunun iki nedeni var. Birincisi grup psikolojisi, ayrı hareket etmek istemedim. İkincisi de teslim olduktan sonra polislerce birçok askerin öldürüldüğünü duydum. Bunun için de teslim olmadım, pişman değilim” yanıtını verdi. Berber, “Ben dahil hiçbirimizin örgütle alakası yok. ByLock’un varlığını polisteki ifadem sırasında öğrendim. Okullarına gitmedim. Bankalarında hesabım yok. Örgütle bağım yok” dedi.