Gündem Suriye’de varlıklı Antep’te sefalet içinde!

Suriye’de varlıklı Antep’te sefalet içinde!

18.08.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Zor şartlarda yaşayan Suriyeli sığınmacıların kimi çevre baskısından bezmiş, kimi ise yabancı bir ülkede ‘hiç’ olmaya alışmaya çalışıyor...

Suriye’de varlıklı Antep’te sefalet içinde

Güzelvadi Mahallesi, Gaziantep’te Suriyeli sığınmacıların yoğunlukta olduğu bir bölge. Sokak aralarında binalar arasına gerilmiş Türk bayrakları dikkatimizi çekiyor. Suriyelilerin yaşadığı bazı evler geçtiğimiz günlerde taşlanmış. Zeynep hanım (42), yaklaşık bir senedir kızı ve oğluyla bu mahallede yaşıyor. Eşini ve 16 yaşındaki oğlunu Suriye’deki saldırılarda kaybetmiş. Gaziantep’e yerleşmek zorunda kalan bir tanıdıklarının vasıtası ile onlar da Güzelvadi mahallesine gelmişler. Mazlumder’den aldıkları yardımla ayakta kalmaya çalışıyorlar.
Bir de oğlunun eve getirdiği bir miktar para var. Son günlerde artan saldırılar nedeniyle işe giden oğlunu her akşam endişe içinde beklediğini anlatıyor Zeynep hanım, “Korkuyoruz. Akşam olunca ‘Acaba oğluma bir şey olur mu?’ diye pencerede bekliyorum.”
Dul bir kadın olarak tanımadığı bir yerde iki çocuğuyla yaşama tutunmaya çalışan Zeynep hanım, evlenme teklifleri aldığını ancak şu anda düşünmediğini söylüyor. Mazlumder Gaziantep Şubesi Başkan Yardımcısı Abdurrahim Çelik, Suriyeli kadınlarla tanışmak isteyen erkeklerden telefon aldığını anlatıyor.
Genelde 40 yaş üstü erkeklerin aradığını belirten Çelik, “Suriyeli kadınların talebi az; ev ve yemek bekliyorlar. Bu yüzden onlarla evlenmek istiyorlar. Yani Suriyelilerin insani bir değeri yok, hayvan gibi görülüyorlar.”

Haberin Devamı

‘Hayatımız çok güzeldi’

Karşımda Antep sıcağında kan ter içinde kalmış bir kadın duruyor. Kahveyi şekerli mi şekersiz mi içeceğimizi sorduktan sonra, iznimizi isteyerek kısa süreliğine yatak odasına gidiyor. İşte şimdi, saçlarını muntazam bir şekilde tepesinde topuz yaptığı kumaş tokası, boynuna doladığı şalı, bordo ruju ve siyah kalem çektiği gözleriyle röportaja hazır. Bu haliyle sokakta gören biri için, hayatın sefasını sürenlerden olduğu izlenimini veriyor. Ancak gerçek hiç de öyle değil. Cena hanım, bir cilt doktoru. Üniversiteyi Ürdün’de okumuş. Humus’ta dört katlı bir güzellik merkezinin sahibiymiş ve aylık geliri 2 bin 500 dolarmış. Saldırılar başlayınca tek bir çöp dahi alamadan evin kapısını çekip çıkmışlar. Az biraz Türkçesiyle, “Hayatımız çok güzeldi...” derken, yüz ifadesi hüzünlü ama asla isyankar değil.

Haberin Devamı

Suriye’de varlıklı Antep’te sefalet içinde

‘Kimse hiçbir şey yapmıyor’

Şeyh Yasin Hamo (60), Afrinli bir Kürt. Yasin Hamo, ağır romatizma hastası. İki aydır tedavi için geldiği Gaziantep’te eşi Ayşe ve oğlu İspir ile yaşıyor. İspir de akciğer rahatsızlığından muzdarip. Tek başına yürümekte zorlanan Hamo, Afrin’deki hayatı, “Su yok, elektrik yok, telefon yok. Sağlık hizmetler iyi değil. Hayat çok zor” sözleriyle anlatıyor. 27 yaşındaki oğulları Semih, Suriye’de çatışmalar başlayınca Esad ordusuna katılmamak için ülkeyi terk etmiş. Bir grupla beraber kaçak yolla Yunanistan’dan Danimarka’ya gitme planları varmış. İşler yolunda gitmemiş, Yunan askerleri tekneyi ateşe tutmuş. Semih, ateşten kaçmak için atladığı sularda boğulmuş. Annesi Ayşe’nin gözü her daim yaşlı. Yasin Hamo sohbetimiz boyunca metanetli durmayı başarsa da sonunda o da isyan ediyor; “Nero’nun Roma’yı yaktığı gibi Esad da Suriye’yi yaktı. Dünya da bunu görüyor ama kimse hiçbir şey yapmıyor.”