Kültür Sanat 60 yıl sonra Karabekir’in günleri

60 yıl sonra Karabekir’in günleri

15.12.2009 - 19:32 | Son Güncellenme:

Kazım Karabekir’in 1902-1948 yıllarını kapsayan “Günlükler”inde Atatürk’ün Anadolu’ya geçişi ve Anadolu’da silahlı Milli Hareket fikrinin nasıl oluştuğunu anlatan çok önemli veriler var.

60 yıl sonra Karabekir’in günleri

Kazım Karabekir’in 1902-1948 yıllarını kapsayan “Günlükler”inde Atatürk’ün Anadolu’ya geçişi ve Anadolu’da silahlı Milli Hareket fikrinin nasıl oluştuğunu anlatan çok önemli veriler var.

Kazım Karabekir’in “Günlükler”i yayımlandı, iki cilt, 1500 sayfa... 1902-1948 yıllarını kapsayan “Günlükler”, Karabekir’in diğer kitapları gibi, Milli Mücadele ve Cumhuriyet tarihinin en önemli kaynaklarından biri niteliğinde. YKY, Karabekir’in bütün eserlerini yayımlıyor.
Günlük notlar, ‘hatıralar’dan daha ‘gerçekçi’dir. Çünkü hatıraları sonraki tecrübelere ve içinde yaşadığımız zamanın etkilerine göre ‘revize’ ederek yazma eğilimi güçlüdür. Günlükler ise, olayın yaşandığı günü yansıtır. Karabekir’in “Günlükler”i bu bakımdan yakın tarihimiz için en önemli kaynaklardan biridir.
Cumhuriyet yazarı Sayın Alev Coşkun’la bir tartışma yaşamıştık: “Ama Hangi Atatürk” adlı kitabımda, kaynaklara dayanarak, Atatürk’ün 1919 Nisan’ında Anadolu’ya geçme kararı verdiğini yazmıştım. Coşkun bunu eleştirerek Ocak 1919’dan itibaren Atatürk’ün Anadolu’ya geçme hazırlıkları yaptığını yazmıştı.
Karabekir’in “Günlükler”inde hem bu konuda hem Anadolu’da silahlı Milli Hareket fikrinin nasıl oluştuğunu anlatan çok önemli veriler var.
Karabekir’in zaferden sonraki ‘muhalif’ yönü konusunda da “Günlükler”de önemli notlar görüyoruz. Aşağıda bu iki konuda “Günlükler”de Karabekir’in yazdıklarından bazı özet alıntılar aktarıyorum:

Anadolu kararı
28 Kasım 1918: İstanbul’a vardık. Boğazın tarafeynindeki İngiliz, Fransız bayrakları... Kararım “tek dağ başı mezar oluncaya kadar uğraşmalı” dedim...
1 Ocak 1919: Mustafa Kemal Paşa-Harbiye Nezâretine geçmek suretiyle teşekkül edecek kabinede iş göreceğine kani...
Ben- Mesele silahla hallolacak. Tek bile kalsam yılmayacağım. Anadolu’da bir milli hükümet kurmalı. Şarka gidersem bunu yaparım.
23 Mart 1919: Mustafa Kemal Paşa’nın Ayan Reisi Ahmet Rıza Bey kabinesinde Harbiye Nâzırlığını kabul edecek veçhile bir kabine, İsmet’e bile vazife var. Bana iaşe nâzırlığını münasip görmüşler. Bunu İsmet söyledi.
11 Nisan 1919: Selamlığa gittim. Huzurda kabul buyuruldum. Genç kumandanların bir an evvel Anadolu’ya tayinini tekrar rica ettim. Silahlar toplanıyor, felâket dedim... M. Kemal Paşa’yı ziyaret ettim. Rauf Bey’i bulamadım. Kemal Paşa hasta yatıyordu. Ameliyat yaptırmış. Anadolu’ya geçip fiili uğraşmaktan başka çare kalmadığını söyledim. Behemehâl gelmelerini anlattım. Münakaşa ettik, neticede “Bakalım, iyi olayım da ben de öyle zannediyorum” dedi...

‘Muhalif’ Karabekir
Karabekir, 12 Nisan 1919’da Gülcemal vapuru ile Trabzon üzerinden Erzurum’a yola çıkacaktır. Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğine ve Milli Hareket’e çok büyük destek veren Karabekir, zaferden sonra muhalefete geçti; suçlamalara maruz kaldı. Bu konudaki tartışmalara ışık tutacak bazı notlarını “Günlükler”den aktarıyorum:
19 Ekim 1922: M. Kemal’e sulh konferansına saltanatı lağv ve hilafeti âl-i Osman’da bırakmak suretiyle ve tam Türk milliyetçiliğiyle gitmekliğimizin faydalarını anlattım.
“Sulh heyetimize baş murahhas olarak seni gönderemem. Çünkü kafanla hareket edersin. İsmet Paşa’yı göndereceğim. Çünkü sözümden çıkmaz” dedi...
8 Aralık 1923: İsmet’in İstiklal Mahkemeleri ile işe başlamasına esef ettim...
18 Aralık 1923: İstiklal Mahkemelerinin ve şahısların fena tesir ettiğini, eğer hüsn-i iade edilmezlerle eski hafiyelik devrinin başlayacağını söyledim...
6 Ocak 1924: İsmet’e mektup yazdım. (...) Bir şeyden haberimiz yok. Enver’in zamânı gibi oluyor dedim.
14 Ocak 1924: Muhaliflerden Ali Şükrü Ankara’ya makine getirmiş, Tan gazetesi çıkaracakmış. Gazi yanımda Cevat Abbas’a dedi: “Muhalifler matbaa yapıyor da siz hâlâ uyuyorsunuz. Yakmalı, yıkmalı!”
Dedim: “Paşam bu tarzda mukabele doğru mudur?”
1 Ağustos 1925: Mesele İstiklal Mahkemelerinin terörüdür. Yarın kimin tevkif edileceği meçhul... Gözyaşı, elemli dövünmeler, kalplerin kanaması... Ömrümüz terörle mi geçecektir?
Cumhuriyet, her dimağda munis, cazip, feyz-nâk bir kelime olmalıdır. Yoksa dehşet, korkunç, hürriyet-i şahsiyeyi tehlikeye kor, bir umacı gibi yeni neslin zihniyetine nakşolunmamalıdır.