Tarihi ‘hipoje’ uyuşturucu evi!

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ’ne bağlı ekipler, geçtiğimiz cumartesi günü bir ihbarı değerlendirerek uyuşturucu satışı yaptığını belirlediği Suat Ş. ’yi ve satış merkezi haline geldiği belirlenen Silivrikapı kale surlarına giren çıkanları takibe aldı. 17 Ağustos günü Suat Ş. ’nin de aralarında bulunduğu 2 ’si kadın 10 şüpheli gözaltına alındı. Aramalarda 3 tabanca, 2 pompalı tüfek, 111 parça tüp içinde 83 gram metamfetamin, 549 gram esrar ve bin 155 TL para ele geçirildi.

Polis operasyon sırasında, barakada baygın halde Suriye uyruklu Ali H. ve eşi Hulud H. ’yi buldu. Suat Ş.’nin Suriyeli karı ve kocayı zorla tutarak işkence yaptığını belirledi. Ali H. ifadesinde eşi Hulud H. ’ye de tecavüz edildiğini söylediği öğrenildi. 13 ayrı suçtan kaydı olduğu ortaya çıkan Suat Ş.tutuklandı. Milliyet, operasyonun ardından suç merkezi haline getirilen surlara girdi. Burası milattan sonra 4. yüzyıl Doğu Roma Kralı Theodosius dönemine tarihlenen ve 1600 yıldan günümüze kalan kral mezarlığı olarak biliniyor. 1989 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilen ve Silivrikapı hipojesi (aile mezarlığı) olarak da bilinen alan uyuşturucu çetesinin yaşam alanı haline gelmiş.

Bira ve şarap şişeleri

Tarihi hipojenin kapısında koltuklar ve masa var. Arkada bulunan hipojenin ne kapısı ne de uyarı levhası var. Bir dönem kaçırılmaya çalışılırken polisin operasyonuyla ele geçirilen parçaları İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne teslim edilen lahitlerin bulunduğu odanın içi bira ve şarap şişeleriyle dolu. Tarihi hipojenin yanındaki bölüm, ev haline getirilmiş. Kaçak elektrik ve su tesisatı da bulunan evde “yok” yok. İki ayrı ev olarak tasarlanan yerdeki ilk evin yerlerine parke döşenmiş. Ev olarak kullanılan burça duvar örülerek kapı yapılmış. Bu kapı içinde çamaşır makinesi, duş ve alafranga tuvaletin bulunduğu bir banyo bulunuyor. Arka bahçeden açılan odada ise elektrikli ocak, cezve, çaydanlık dikkat çekiyor.

Havuzda alabalık

Arka taraftaki bahçede ise bir havuz görüyoruz. Tarihi surların yanındaki fidanlığın sahibi Serhat Avcı, ”Bu havuzda alabalık yetiştiriyordu. Akşamları balıkları mangalda pişirip yiyordu ” diyor.