Arkeoloji Bilecik’in hafızası

Bilecik’in hafızası

19.12.2022 - 01:00 | Son Güncellenme:

Bilecik Müzesi, 1794 yılında serbest Osmanlı mimari üslubuyla yapılmış, iki katlı ahşap bir yapıdır. Bina ilk olarak Jandarma binası olarak kullanılmış, Milli Mücadele Dönemi’nde Yunan askerleri geri çekilirken bina yakılmıştır.

Bilecik’in hafızası

Hazel Yamaç Kara | yamachazel2@gmail.com- Tahrip olan bina, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yeniden yapılmış; ardından adliye ve hapishane olarak kullanılmıştır. 1995 yılından sonra hapishane ve adliye başka yerlere nakledilmiş, böylece bina Kültür ve Turizm Bakanlığı idaresine bırakılmıştır. Restorasyon çalışması yürütülen bina 2007’de Bilecik Müzesi olarak kullanıma açılmıştır. Bilecik’in köklü tarihine ışık tutan müzede farklı dönemlere ait eserler sergileniyor. Binanın üst katında yöre halkının günlük yaşantısı ve Yörük kültürüne örnek olmak üzere oba hayatı canlandırılmakta, etnografik bir sergileme yapılmaktadır. Bu kısımda; haremlik-selamlık oda, gelin odası, kıyafetler-takılar, silahlar, günlük yaşam malzemeleri, dokumalar ve oba çadırı gibi eşyalar bulunuyor. Bu bölümde Eski Türk yaşantısını çok yakından görmek mümkün. Alt kattan avlu kısmına çıkıldığında sizi, arkeolojik eserlerin sergilendiği odalar, avludaki steller-mezar taşları ve heykeller karşılar. Burada Neolitik Dönem’den Osmanlı’ya kadar farklı dönemden eserleri incelemek mümkün. Çanak-çömlek, kadehler, seramikler, fibulalar, kandiller, küçük heykeller, ölü hediyeleri, adak stelleri, sikkeler gibi pek çok buluntu yakından görülebilir. Avlu ve ön bahçede mezar taşları, sunaklar, sütunlar, küpler, lahit, vaftiz teknesi gibi objeler incelenebilir. Bulunan eserler genelde Bilecik ve ilçelerinde yapılan kazılardan getirilmiştir. Yakın dönemde kısa süreliğine Bahçelievler kazısında bulunan 8 bin 600 yılık flüt ve parmak izi de sergilenmiştir. Bilecik’in tarihini ve kültürünü öğrenmek isteyenler için Bilecik Müzesi iyi bir rehber.

Haberin Devamı

Taştan bedenler

Fatma Karaoğlan | fatmakaraoglan@gmail.com

Küçük bir liman şehri olan Pompeii, İtalya’nın Napoli şehrine 25-30 km uzaklıkta bulunuyor. Denize çok yakın ve adeta cennet gibi bir yer. Konumu itibariyle tarihte ticaretin üst düzey olduğu kentin üzerine M.S. 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın patlaması ile önce küller, sonra taş parçaları yağmaya başlamış. Halkın bölgeden uzaklaşmak yerine evlerine kapanması sonucu büyük bir felaket yaşanmış. Ölümlerin birçoğunun patlama esnasında çıkan zehirli gazlardan olduğu düşünülüyor. Bir zamanlar canlı bir kent olan Pompeii, Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla tarihte bir bilinmezliğe gömülmüşken 18. yüzyılda yeniden keşfedildi. Peki Pompeii’de en çok ne ilgi çekiyor? Tabii ki taştan bedenler. Bu bedenler zaman zaman başka ülkelerde sergiye çıkıyor ancak yerine gidip orada görmek insana bir başka deneyim sunuyor.