Doğunun Paris'i Beyrut...

Lübnan'ın başkenti ve aynı zamanda da en büyük kenti olan Beyrut, Akdeniz kıyısında yer alır. Ülkenin en büyük limanı olması nedeniyle hızla gelişmiştir. Lübnan'ın hükümet ve ekonomisinde önemli bir yeri olan Beyrut, kültürel yaşantısıyla da adından söz ettirir.

Büyük yıkıma sebep olan Lübnan İç Savaşı'nın ardından şehirde büyük bir yenilenmeye gidilmiştir. Tarihi şehir merkezi, marina ve gece hayatının olduğu mekanlar yeniden inşa edilmiştir.

Beyrut'ta yüzlerce sanat galerisi bulunur. Lübnanlılar sanatla iç içe bir halktır. 5000'den fazla sanatçı müzik, tasarım, mimari, tiyatro, sinema ve fotoğrafçılık alanlarında eserler vermektedir. Bu sanatçıların sergileri Lübnan'ın dört bir yanında gezilebilmektedir.

Jisr El Wati bölgesinde açılan Beyrut Sanat Merkezi ile sanat yaşamı daha da canlanmıştır. Diğer taraftan moda konusunda da önemli merkezlerden biridir. Moda evleri ve uluslararası üne sahip modacılar ile çeşitli moda showları da düzenlenmektedir. Bu modacılar arasında Elie Saab, Zuhair Murad, Jean Faris ve Rabih Kayrouz bulunurr.

Beyrut hem Arap hem de Batı dünyasından pek çok turist için görülmesi gereken yerlerden biridir. "Doğu'nun Paris'i" olarak adlandırılan şehirler arasındadır. Modern binaların yanı sıra Arap tarzı Osmanlı dönemine ait yapılarıyla da dikkat çekmektedir.

2006 World Best Awards 'da dünyadaki en iyi 9. şehri olarak sıralanmıştır. İngiliz The Guardian gazetesi de Beyrut şehrini 2008 yılındaki görülmesi gereken 10 şehir listesinde önermiştir. The New York Times, 2009 yılında "Gidilmesi Gereken 44 Yer" isimli listede Beyrut'a yer vermiştir.

Beyrut'un en önemli müzeleri arasında Beyrut Ulusal Müzesi yer alır. Tarih öncesi çağlardan orta çağ Memlük dönemine kadar binlerce eser bu müzede görülebilir. Sursock Müzesi de Sursock ailesi tarafından 19. yüzyılda inşa edilmiş bir villadır.

Beyrut, tarihten modaya kadar pek çok konuda alternatif sunan bir dünya şehridir. Özellikle doğu kültürüne ilgi duyanların gezip görmesi gereken bir yerdir.