Maç başlamadan Abdullah Avcı Lig TV mikrofonuna diyor ki; “İlk yirmi dakika Fenerbahçe’nin baskısını kırmaya çalışacağız”... İlk yirmi dakika geçiyor, ikincisi de, üçüncüsü de ve dördüncüsü de... Avcı’nın beklediği baskıdan eser yok. Çünkü Fenerbahçe adına sahada baskı yapan, hatta yapar gibi davranan ne bir futbolcu var, ne de onları kenardan uyaran “HERHANGİ BİRİSİ”... Başakşehir Teknik Direktörü Avcı futbolun doğrularını İŞİ GEREĞİ bildiği için, mutlak kazanmak zorunda olan rakibinin risk alıp ileride basacağını ve sürekli hücum etmeye çalışacağını düşünmüş olsa gerek... Oysa Fenerbahçe Teknik Direktörü koltuğunda kimin oturduğunu aklına getirmiş olsa, bir hafta boyunca oyuncularını sıkıntıya sokmaz, kendisi de toplantı üzerine toplantı düzenlemezdi... Doğal olarak bu açıklamayı da yapmazdı.
Fenerbahçe’nin yenilmesi durumunda kaybedecek hiçbir şeyi yok. Büyük bir performans sergilenerek (!) elde edilen ikinciliğini yitirmesi matematiksel olarak mümkün değil. Ama maçı kazanması durumunda “çıkmadık candan umut kesilmez” deyip şansını son haftaya saklayabilir. Bu konuda en büyük tecrübeyi Denizli’de ve iki kez de Saracoğlu’nda kendisi yaşamış. O maçlarda şampiyonluklar yitirmiş, ağır travmalar geçirmiş. Yani damdan tam üç kez düşmüş. Ve bu takımın neredeyse yarısı o acı tecrübeleri bizzat yaşamış...
Böyle bir durumda ne beklersiniz?
Elbette akla gelebilecek tüm riskleri almış, eldeki bütün hücum silahlarıyla sahaya çıkan bir takım. Ve o takımın bütün oyuncularının da varlarını yoklarını ortaya koymalarını...
Benim gibi sizler de çok beklediniz değil mi?...
Kalesinde iki gol gördükten sonra en önemli silahını oyuna almayı akıl eden bir teknik adam ve onun yardımcılarından şampiyonluk umut edenler de sanırım çok beklemişlerdir.
Şimdi birileri çıkıp hakem Ali Palabıyık’dan dem vurmasın. Palabıyık’dan önce son on dakikada futbolcu olduklarını hatırlayanlara hesap sormak lazım. Bu maçla ilgili yazılacak çok şey var. Ne var ki tekrardan başka bir şey olmayacak. Ayrıca Başakşehir’in başarısını da gölgelememek lazım. Abdullah Avcı ve talebeleri büyük bir alkışı hak etti.
Fenerbahçe adına bu maçta dahil olmak üzere sezonun özeti tam bir başarısızlıktır. Aziz Yıldırım’ın İsmail Kartal ve Emenike ısrarı bu başarısızlığın ana nedenidir. Ancak sadece dünkü maç değil, haftalardır heyecanını yitirmiş dün ise “ruhsuzlar ordusu” haline dönmüş Fenerbahçeli futbolcuları da unutmayalım. Evet tercihler başkan Yıldırım’ın olabilir ama sahaya çıkıp oynayan Aziz Yıldırım değil..
Ve gelelim sezonun yıldız hakemi Ali Palabıyık’a... Böyle bir maçla bitmemeliydi bu sezon. Daha karşılaşmanın başında Volkan Demirel ile Caner’e kart göstermekten çekinen Palabıyık, müthiş baskı yedi. Ve bu baskının altında da öylesine ezildi ki çıkartığı kartlara, verdiği kararlara yardımcıları bile inanamadı...
