27.03.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:
Çocukken annemin bana belirli aralıklarla "Dünya klasiklerini mutlaka okumalısın!" dediğini hatırlıyorum. Bir annenin çocuğuna verebileceği en sıradan öğütlerden biriydi bu. Klasik romanlar mutlaka okunmalıydı... Yoksa "Kim 500 milyar ister?" yarışmasındaki sıkıcı edebiyat sorularını bilemez, televizyonun karşısında madara olurdunuz!
"İnternet editörünün köşesinde Oliver Twist'in ne işi var?" demeyin hemen. Bugünlerde hepimiz internet aleminde birer Oliver Twist'iz. Henüz karanlık çağlarını yaşamakta olan internet, çeşitli güvenlik tehditleriyle üstümüze gelirken bir yandan da hakkımız olmayan şeyleri alabileceğimizi vaat ederek bizi suça itiyor.
Kuralları henüz netleşmeyen web'de ağzı olan konuşuyor, isteyen istediğini yapıyor. Google'da MP3 kelimesini aradığınızda karşınıza sayısız çalıntı eser çıktığını göreceksiniz. Bunun yanı sıra aklınıza gelen herhangi bir terör örgütü ismini sevgili arama motorunuza yazarak sonu gelmez propagandalara ulaşabilirsiniz. İnsanların birbirine nasıl hakaret ettiğini görmek için moderatörlerin sıkça uğramadığı bir forum bulmak yeterli! İnternette ağzı olan konuşuyor, isteyen istediğini yapıyor.ADSL üzerinden bilim-kurgu
Asfalt teknolojisi kadar gelişmiş olmasa da günümüzde "geniş bant" diye tabir edilen bağlantılar internet üzerinden bir çok şeyi alıp vermemize olanak sunuyor. Bugün geniş diye nitelediğimiz banda önümüzdeki yıllarda gülüp geçeceğimiz ortada. Çevirmeli bağlantılarla web sitelerini zor açıyorduk, sonra birden kendimizi YouTube'dan video izlerken bulduk. Peki bu işin sonu nereye varacak? İşte size sınırları zorlayan bir komplo teorisi: internet üzerinden fiziksel yolculuk. Bağ¬lamımızın hızı ne olursa olsun, sabit diskimizde bulunan her şeyi dünyanın istediğimiz yerine internet üzerinden ulaştırabiliyoruz. Bu durumda sabit diskimizin üzerinde l'ler ve O’lar olarak bulunan dosyalar kabloların içinden elektrik marifetiyle yol alıyor ve dünyanın başka bir yerindeki başka bir bilgisayara ulaşarak yeniden anlam buluyor. Kısacası l'ler ve 0'lara dönüştürerek diske kaydedebildiğimiz tüm bilgileri istediğimiz yere ulaştırma lüksüne sahibiz. Tabii bu noktada istediğimiz her şeyi bilgiye dönüştüremediğimiz için tıkanıp kalıyoruz.Sonunu bir tür "ışınlanmaya vardırmak istediğim komplo teorim, "maddeyi bilgiye dönüştürmek" gerektiğinde tökezliyor. İnsanoğlu henüz bu işi başarabilmiş değil. Biz faniler ne yazık ki fiziksel varlıkları "örneklemekken öteye gidebilmiş değiliz. Ses ve görüntüyü bir yerden başka bir yere ulaştırmak örnekleme yoluyla mümkün olsa da bu yöntem, sesin ve görüntünün aslını değil yalnızca örneklenmiş (bir anlamda dijital olarak taklit edilmiş) halini taşımaya yarıyor. Yani ses dalgaları havaya dağılıp gitmeden önce bir kopyasını kaydediyor ve istediğiniz yere gönderiyorsunuz...
Web Standards Awards
Web tasarımcılarını şu şekilde ikiye ayırabilirsiniz: Flash sevenler ve Flash sevmeyenler. Bir tasarım aracı olarak ele aldığınızda Flash web sitelerinde tasarımcıya birçok özgürlük sağlasa da arama motorlarıyla uyumsuzluk gibi bazı dezavantajları beraberinde getiriyor. Bu ay ağa takılanlar arasında Flash tekniğini kullanmadan görsel harikalar yaratan web tasarımcılarının ürünleri bulunuyor. www.webstandardsawards.com adresine giderek ödüllü web sitelerine mutlaka bir göz atmalısınız.Yeni nesil online multimedya: Silverlight
Microsoft'un yeni bir ürünü olan Silverlight, basitçe tanımlamak gerekirse biraz önce de kulaklarını çınlattığımız Flash'a rakip bir multimedya platformu. Yakın gelecekte birçok web sitesinde Silverlight ile yapılmış çalışmalar göreceğiz. Microsoft bunların örneklerini www.silverlight.net adresinde sergilemeye başladı. Silverlight teknolojisin neler getirdiğini görmek için siteyi incelemenizi öneriyorum.