Populer Bilim Uzaydan gelen tehdit!

Uzaydan gelen tehdit!

05.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kullandığımız elektronik cihazlar, milyonlarca yıl önce uzaklardaki gökcisimlerinin yaydığı parçacıkların tehditi altında.

Uzaydan gelen tehdit
Elektronik cihazlar bir yandan gittikçe daha da güçlenip hızlanırken, bir yandan uzayın derinliklerinden gelen tehditle gittikçe daha fazla karşı karşıya kalıyor. Milyonlarca yıl önce uzaklardaki gökcisimlerinin yaydığı parçacıklar, bugün hassas elektronik aletlere zarar veriyor.

Fransa’nın Marsilya kentindeki L2MP laboratuvarında çalışan araştırmacı Jean-Luc Autran, havacılık ve uzay uzmanlarının, uzun zamandır bildiği bu galaktik hadisenin, giderek küçülen ve karmaşıklaşan elektronik cihazlar açısından büyüyen tehdit olduğunu anlattı.
     
Uzmanın açıklamasına göre, elektronik cihazlar ebatları küçüldükçe ve daha karmaşıklaştıkça uzaydan gelen kozmik dalgalar karşısında daha kırılganlaşıyor.
     
Açıklamaya göre, galaktik parçacıklar, atmosferin üst tabakalarına çarpıp küçük parçalara bölünüyor, bu parçalar da havadaki diğer atomlara çarpıyor. Bu parçacık sağanağından ancak bir tanesi yeryüzüne ulaşabiliyor.
     
Uzmana göre, deniz seviyesinde bir santimetrekareye saatte 10 nötron düşüyor. Bu rakam, uçakların gezindiği irtifalardaysa 10 bini buluyor.
     
Uzman Autran, "Diz üstü bilgisayarınızı alıp uçakla Atlantik’i geçin.
     
Seyahat sırasında bilgisayarınızın kilitlenip kalması kuvvetle muhtemeldir" dedi.
     
Elektronik aletlerin arızalanmasında Güneş’in de parmağı var. Güneş parçacıkları, normal zamanda yeryüzüne ulaşacak takatten mahrum bulunuyor. Lakin zaman zaman meydana gelen Güneş patlamalarında durum değişiyor. Mesela, 2003 ekiminde gözlemlenen Güneş patlamasından sonra meydana gelen bilgisayar arızaları 55 kat artmıştı.
     
Elektronik cihazın parçalarından birine çarpan nötron, elektrik boşalmasına yol açıyor. Uzmanlara göre, "Bu konu, dün ihmal edilebilecek bir şeydi, bugünse ihmale gelecek bir konu olmaktan çıktı." "Artık çok daha az enerjiyle çok daha fazla bilgi depolanabiliyor" diyen Autran, entegre devrelerin hassasiyetinin yeni nesil ürünlerde iki kat arttığını ve mesela hızlı trenlerde, ABS fren sistemlerinde veya kalp pillerinde yazılımların esasını teşkil eden "0" ve "1" sisteminde gayriihtiyari olarak bir sayıdan diğerine geçildiğinde ortaya çıkacak sonucun felaket olabileceğini anlattı.
     
Uzmanın açıklamasına göre, bu tehdide karşı koyabilmek isteyen uzay ve havacılık şirketleri, devre sayılarını gerekmese bile artırarak elektronik aletlerini "dayanıklı" kılmaya çalışıyor. Buysa pahalı bir yöntem.
     
Autran ve ekibi, kozmik parçacıkların etkisini ölçmek için, geçen yıl dünyada eşi benzeri olmayan bir laboratuvar kurdu. Biri, Fransız Alplerinin 2500 metresinde, diğeri Marsilya’da, bir diğeriyse yerin 550 metre altında kurulan, birbirine bağlı üç tesiste, kozmik ışımanın yerlerini değiştirdiği "0" ve "1"ler tespit edilmeye çalışılıyor.