Tesis yöneticilerinin faaliyet alanı genişliyor

Ağırlıklı olarak alışveriş merkezleri (AVM) projelerini yöneten tesis yönetimi şirketleri, şimdi kamu projeleri ve stadyum yönetimine el atıyor.

AVM, Stadyum, otomotiv fabrikası, enerji santralleri, konut sitesi gibi binayı ve yapıyı ilgilendiren her türlü hizmet tesis yönetimi kapsamına girebiliyor.

Uluslararası Gayrimenkul Yönetim şirketlerinden Almanya merkezli Bilfinger Berger Tesis Yönetimi Grubu/Bilfinger Berger Facility Services bünyesinde faaliyet gösteren EPM Türkiye ve HSG Zander şirketlerinin Genel Müdürü Leyla Özulucak AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’de tesis yönetimi alanının çok bakir olduğunu belirtti.

Tesis yönetimi sektörünün, Almanya’da yıllık 85 milyar avro, İngiltere’de ise 70 milyar avro civarında bir pazar hacmine sahip olduğunu ifade eden Özulucak, "Türkiye’de Tesis Yönetimi sektörünün önümüzdeki 5 yıl içinde 10 milyar avro büyüklüğe ulaşmasını öngörüyoruz. Sektörün büyüme hızının ise en az yüzde 10 olmasını bekliyoruz" dedi.

Bilfinger Berger’in, 65 binden fazla çalışanı ve 10 milyar avronun üzerinde yıllık cirosu olan dünyanın en büyük ve önde gelen gayrimenkul yönetim ve inşaat gruplarından birisi olduğunu ifade eden Özulucak, Bilfinger Berger bünyesindeki varlık ve mülk yönetimi firması olan EPM World’ün, 20 milyar avro değerinde varlık yönettiğini ve portföyünde 37 tane Alışveriş Merkezi bulunduğunu kaydetti.

Bilfinger Berger gurubunun dünyada endüstriyel tesisler, elektrik santralleri ve enerji tesisleri hizmetlerinde de lider konumda olduğuna işaret eden Özulucak "Bilfinger Berger ayrıca altyapı projelerini dizayn ve inşa etmekte olup müşterilerine kapsamlı olarak gayrimenkul yapılarının yaşam döngüsünün bütün safhalarında hizmetler sunmaktadır. Ayrıca, grup kamu sektöründe özel sektör ortağı olarak uzun vadeli yatırım gerektiren ulaşım ve sosyal altyapı projeleri geliştirerek yer almaktadır" dedi.

Özulucak, Bilfinger Berger’in Türkiye’deki AVM’ler için öncelikle tesis yönetimi, kiralama yönetimi, pazarlama ve halkla ilişkiler yönetimi, kurumsal kimliğinin oluşturulması, marka bilinirliğinin artırılması, kiracı- müşteri ilişkilerinin sağlanması, kontratlarının takibi, finans-bütçe yönetimi, kiraların ve ortak giderlerin takibi, faturalandırılması, AVM iç ve dış dekorasyonun güncellenmesi, teknik, temizlik ve güvenlik gibi diğer operasyonel hizmetlerin yapılmasını ve koordinesini sağladığını kaydetti.

Dünyada tesis yönetimini yaptıkları stadların Commerzbank-Arena ve Köln Arena olduğunu belirten Özulucak, "Türkiye’de stadyum projeleriyle ilgileniyoruz. Görüşme ve teklif aşamasında olduğumuz projelerimiz devam ediyor" dedi.

-"TÜRKİYE’DEKİ PROJE SAYISINI 4 KATINA ÇIKARACAĞIZ"-

Türkiye organizasyonlarında 12 tane projeleri bulunduğunu ifade eden Özulucak, "Bunların 8 tanesini AVM’ler oluşturuyor. Site, baraj ve ofis projelerimiz de mevcut. Önümüzdeki 2 yıl içinde Türkiye’deki proje sayımızı 4 katına çıkaracağız. Türkiye’de 292 personelimiz var" dedi.

Özulucak, şunları kaydetti: "Sektördeki diğer oyuncuların katılacağı bir tesis yönetimi derneği oluşturmayı düşünüyoruz. Pazarın tesis yönetimi konseptini iyi algılamış durumda olmadığını görüyoruz. Temizlik ve güvenlik hizmetleri ile bağdaşlaştırılıyor ki bu çok eksik ve hatalı bir algılama. Türkiye’de mevcut durum bordro taşeronluğu hizmetleri vermekte kısıtlı kalmış. Firmalar tabiri caizse sadece personel tedariki ile iş yapıyor. Hizmet seviyesi anlaşmaları pek görmüyoruz. Önümüzdeki dönem hizmet seviyesi bazlı ve yönetim firmasının daha fazla sorumluluk aldığı iş modellerinin yaygınlaşacağını düşünüyoruz."

-"GRUP OLARAK İYİ PROJELERE YATIRIM YAPMAYA HAZIRIZ"-

Yurtdışında kendilerinin de dahil olduğu okullardan hapishanelere kadar kamu ve özel sektör ortaklıkları gördüklerini belirten Özulucak, "Burada önemli olan uzun süreli işbirlikleri yapabilmek. 20-30 yıllık anlaşmalar olmalı ki yeterli katma değer sağlanabilsin. Bir de kapsam ve sorumluluk sınırlarını iyi belirleyebilmek lazım. Grup olarak iyi projelere yatırım yapmaya hazırız" diye konuştu.

Bordro taşeronluğundan farklı konseptler sunduklarını söyleyen Özulucak, "İstiyoruz ki hizmet seviyesi bazlı anlaşmalar olsun. Performans kriterleri konulabilsin. Burada tesis yönetim firmalarının yanında yatırımcılara da çok iş düşüyor. Hala tesis yönetim hizmetlerinin çoğunluğu ’in-house’ diye adlandırılan yatırımcıların kendi oluşturduğu ekipler tarafında yapılıyor. Limuzin alıp şoför tutmak yerine arabayı kendinizin kullanmanıza benzetiyoruz bu durumu. Sloganımız herkesin kendi ana faaliyet alanına odaklanması gerektiğidir" dedi.