The Others 106. yaşgününde fermuar ciddi ciddi açılıyor...

106. yaşgününde fermuar ciddi ciddi açılıyor...

04.04.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kişiye özel kepenk

106. yaşgününde fermuar ciddi ciddi açılıyor...




Çintay
106. yaşgününde fermuar ciddi ciddi açılıyor...
1893'te patenti alınan "klips kilidi"nden 1923'teki "zipper boots"a... Giyim kuşam sanayiinden pop kültüre... Düğmenin rakibi fermuar, bu sezon podyumlarda acı geçmişinin acısını çıkarıyor. Toprağı bol olsun, Whitcomb Judson bugünleri görseydi ne yapardı acaba? Bahar koleksiyonlarının her yanına serpiştirilen ve düğmeyi kesin bir tavırla ortadan kaldıran fermuarın zaferini görseydi, canlanır göbek mi atardı, "ben size söylemiştim" dercesine "keh keh" mi yapardı, yoksa buruk bir tebessümle uykusuna devam mı ederdi?
Hikaye şöyle:
29 Ağustos 1893 günü Chicagolu makine mühendisi Whitcomb Judson, "klips kilidi" adıyla ilk fermuarın patentini alır. Bu "klips kilidi" gerçekten yeni bir fikirdir. Öyle ki, o zamanın patent bürosu arşivlerinde Judson'ın icadını andıran bir başka buluş yoktur. Ancak Judson ve ortağı albay Lewis Walker bu tuhaf gereci çoktan çizmelerine uygulamışlardır. İki kafadar buluşlarını dünyaya tanıtmak ve yatırımcıların desteğini almak için Chicago Dünya Fuarı'na katılırlar. Fuarı o yıl 21 milyon kişi gezer fakat fermuara yüz veren çıkmaz.
İki ortağın umutları kırılmaz. Buluşlarını tanıtmak için çabalarını sürdürürler. Nihayet Judson ve Walker'ın "Universal Fastener" adlı firması ilk siparişi ABD Posta İdaresi'nden alır: 20 tane fermuarlı mektup torbası... Hemen fermuarlar torbalara dikilir ve İdare'ye gönderilir. Fakat acı haber tez gelir. Yeni sipariş verilmeyecektir çünkü çabuk bozulmuştur.
Judson ilkel fermuarını giderek geliştirmektedir. Bu arada buluş piyasasına yeni bir isim girer: İsveç kökenli mühendis Gideon Sundback... Küçük, sağlam, hafif, kolay bozulmayan; özetle bugün kullandığımız fermuarı 1913 yılında Sundback üretir. İlk siparişi de Birinci Dünya Savaşı sırasında ABD ordusundan alır.
Halkın fermuara ilgisi ise 1920'li yıllarda başlar. Daha önce fermuar fikir olarak cazip ancak sorun çıkartan bir araçtır. Hemen paslandığı için elbise yıkanmadan önce sökülmesi, sonra tekrar yerine dikilmesi icap etmektedir. Kullanımı da kolay değildir. Düğme iliklemeyi küçücük çocuklar bile becerirken, fermuar kullanımını koca koca adamlara defalarca göstermek gerekmektedir. Fermuar pahalıdır da... Fermuarlı bir pantolonun maliyeti düğmelinin iki katıdır.
106. yaşgününde fermuar ciddi ciddi açılıyor...
Fermuar için gerçek dönüm noktası 1923 yılıdır. B.F. Goodrich firması piyasaya 150 bin lastik bot sürer. Bunlara "zipper boots" adı verilmiştir. Fermuar anlamına gelen "zipper" kelimesi bizzat firma sahibi Goodrich Bey'in buluşudur ve fermuarın çekilirken çıkardığı sesten esinlenerek ortaya atılmıştır. Fermuarlı botlar yok satar.
Bütün bu gelişmelere karşın fermuar özellikle modacılar tarafından hala üvey evlat muamelesi görmektedir. Fermuarın yüksek kültürün bir parçası haline geldiğini görebilmek için 1935 yılını beklemek gerekir. O yıl tasarımcı Elsa Schiaparelli'nin sonbahar koleksiyonunda boy gösterir. "The New Yorker" dergisi bu girişimle dalga geçmek için "fermuarla kızarmak" deyimini kullanır. Herkesin başına gelmiştir: Bugün bile aceleyle çekilen bir fermuar eti kapıp kızartıverir. Sorun çıkaran fermuarlar yüzünden hastaneye başvurup minik operasyonlar geçirenler bile vardır. (Hatırlayınız ah, vah Mary!)
Schiaparelli eleştirilere aldırmaz ve kreasyonlarında ilk renkli, kocaman, doğrudan bir işlevi olmayan dekoratif fermuarları kullanır. Giyim sanayiindeki fermuar devrimi böylece başlamış olur. Diğer modacıların da yardımıyla yıllar süren bir mücadeleden sonra fermuar nihayet saygınlık kazanmıştır.
Bundan sonra olup bitenleri kestirebilirsiniz. Fermuar sadece giyim kuşam sanayiinde vazgeçilmez bir yer edinmekle kalmaz, pop kültürün de bir parçası haline gelir. Genç ve asi Marlon Brando'nun fermuarlı montları büyük ilgi toplar. Feminist yazar Erica Jong, "Uçuş Korkusu" adlı romanında fermuarla erotizm arasındaki ilişkiden söz açar. Aynı şey The Rolling Stones grubunun şarkıları için de sözkonusudur. Rock şarkıcısı Alice Cooper bir albümüne "Fermuar Deriyi Kapıverir" adını verir. Her ne kadar Cooper'ın seçtiği bu tuhaf ad müzik yazarları tarafından "En saçma 101 albüm adı" türünden listelerde yer alsa da neticede herkesin aşina olduğu bir durumu anlatmaktadır.
Fermuar artık bir kültür objesi haline gelmiştir. Örneğin Nancy Grossman geleceğin modasına ilişkin bir sergisinde burnu hariç her yeri fermuarlı deriyle kaplı bir baş tasarlamıştır. Bu heykele bakanların içinden uzanıp fermuarları açmak ve derilerin ardına hapsedilmiş başı özgürleştirmek gelir.
Amerikalı teknoloji ve bilim tarihçisi Robert Friedel'in 1996 mart ayında piyasaya çıkan "Zipper: An Exploration in Novelty" adlı kitabı (Norton Books) da bunun gayet şık bir kanıtıdır. 304 sayfalık kitabını illüstrasyon ve fotoğraflarla süsleyen Friedel, modern fermuarın geleneksel düğme karşısındaki mücadelesini ortaya koyar. 106 yıl özetle işte böyle geçer. Ancak bu öyküde acıklı bir yan vardır. Fermuarın mucidi Whitcomb Judson 1909 yılında ölür. Acıklı olan, her fani gibi hayata gözlerini yumması değil, büyük bir heyecanla icat edip geliştirdiği fermuarın geleceğine ilişkin tüm umutlarını yitirmiş bir halde göçüp gitmesidir.

Yedim

  • "Şehrimizin muhtelif semtlerinde futbol adı altında grup halinde top tepiştirilmesinden ortaya çıkan şamata, Tanrı esirgesin, halkımızı şeytani işlere alet eder." Kral 2. Edward'ın fermanından... (Düşünen Siyaset, sayı 2)
  • Boğaz'da kahvaltı alternatifleri: Aşşk Cafe (insan kendini teknede gibi hissediyor), Tribeca (haşhaşlı bagel ve krem peynir + kahve), Yeniköy Emek Kahve (su üstünde Çiller'le öpüşme imkanı).
  • Yeni: Beyoğlu Zambak Sokak'ta Cantina Tapas. Minimal dekorasyon, İspanyol yemekleri, son derece hesaplı.
  • Park's'larda artık takı da satılıyor. Ama esas terlikler vuruyor.
  • Tatil programı: Hilo / Hawai'de dünyanın en büyük hula festivali başlıyor. Bugün!
  • Kurban'ın ilk klibinden, klibe çekilen şarkı ve kasetteki diğer şarkıların peşisıra gelen komik Türk filmi repliklerinden memnun kaldık.
  • Bir buçuk saat boyunca kayda değer hiçbir şey olmayan aksiyon filmi gördünüz mü? Mel Gibson, "Payback"de oynamayı nasıl kabul etmiş anlamadık.
  • Yazarlar