300 bin lira için ölmeyin

       İLERİ Sürücülük Teknikleri Uzmanı Demir Bükey, Milliyet'in "gündüz far yakalım" çağrısına destek vererek "İddia ediyorum kazalar yüzde 30 azalacaktır" dedi. Bükey, far yakan bir aracın yılda 300 bin lira daha fazla benzin harcayacağını, bunun da en ufak kaza giderinden az olduğunu söyledi.
       Gündüz farı uygulamasının birçok ülkede uygulandığını hatta bazı otomobillerin farının kontağın açılmasıyla devreye girecek şekilde üretilmeye başlandığını belirten Bükey şunları kaydetti:
       "Bu uygulamayla Türkiye'de daha olumlu sonuç alınacaktır. Çünkü, bizde kazalar gündüz açık havada, sabah ve akşam saatlerinde, tünellerde yoğunluk göstermektedir. Far yakılmasıyla kazalarda önemli ölçüde azalma meydana gelecektir. Buna en güzel örnek İETT otobüsleridir. Farlarını yakmaya başladıktan bir ay sonra kaza sayılarında yüzde 10 azalma oldu."
       İnsanların güneşli havada daha iyi gördüklerini sanarak aldandıklarını vurgulayan Bükey, ışığın parlak olduğu ortamda iyi görüşün mümkün olamayacağını söyledi. Bükey şöyle devam etti:
       "Yeşil renkli bir araç ağaçlı bir yolda bu ortama uyum sağlar ve görülmesi zorlaşır. Polis ve itfaiye araçlarının değişik renkler kullanmaları ve tepelerine kırmızı ve mavi lambalar konulmasının amacı kendini daha iyi göstermektir. Trafikte görmek kadar görülmekte hayati önem taşır. Gece farı sadece görmek için değil görülmek için de yakarız. Çoğunlukla insanlar görmedikleri için kaza yapar ve bunu da 'görmedim' ya da 'farketmedim' diyerek söyler. Bu yüzden farkedilmek ve kaza riskinden kurtulmak için farlarımızı yakalım."
       Şehirlerarası yolcu otobüslerinin far yakmalarının hayati önem taşıdığını belirten Bükey, polis araçlarının da yakmamalarına anlam veremediğini bunların yakarak örnek olmaları gerektiğini söyledi.
       Bükey, araç kullanmasının bilinmediğinin en somut göstergesinin sayım günü bomboş yollarda meydana gelen trafik kazaları olduğunu belirterek şöyle konuştu:
       "Bu işi bilmiyoruz. Çok teknik özellikleri olan, içindekileri ve dışındakileri öldürecek nitelikleri olan bir alet Türkiye'de tanıtılmıyor ve tanınmıyor. Herkes buzdolabı kapağını açar gibi kapısını açıp biniyor. Herkes araç kullanmasını bir yakınından öğreniyor. Dünyanın hiçbir yerinde bir bilgi bu şekilde aktarılmaz. Bizde iki kuşaktır bu şekilde yapılıyor."
       Direksiyon tutmasını bilmeyen, fren yapmasını bilmeyen, ayakkabı kadar önemli olan lastik havasını, viraja girmesini bilmeyen sürücünün kaza yapmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Bükey, bunların kusur olarak kayıtlara geçmediğini söyledi.
       11 milyon sürücünün bulunduğu ülkemizde becerili sürücü sayısının bin dolayında olduğunu ileri süren Bükey, "iyi bir sürücüyü bilgi ve becerilerini her türlü şartta ortaya koyabilen insan" olarak tanımladı.
       İstatistiklere göre insan faktörünün kazalarda yüzde 98.2 rol oynadığı Türkiye'de çalışmaların alt yapı, denetim ve cezaya yönelik olması çözümde ilerleme sağlanmamasına neden oluyor. Trafiğin kurallar olarak ele alındığı Türkiye'de kazaların aşırı hız, alkollü araç kullanmak, hatalı sollama gibi 9 - 10 nedene bağlanmasına karşın, birçok kazanın temeli oluşturan sürücü bilgi ve beceri eksikliği dikkate alınmıyor.

       MİLLİYET'in başlattığı trafik kampanyasının en önemli unsur olan duyarlılığın sağlanmasında büyük rol oynayacağını belirten Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir, trafik kazalarının demiryolunun ihmal edilmesinin bir bedeli olduğunu söyledi.
       Yıllardır süregelen sorunun anında çözülmesinin beklenemeyeceğini belirten Menzir "Başlattığınız örnek kampanya ile dikkatleri bu konuya çekilmesinde önemli rol oynuyorsunuz. Trafik konusunda duyarlılık sağlıyorsunuz" dedi.
       Menzir, Türkiye'de yolcu ve yük taşımasının yüzde 90'ının üzerindeki bölümünün karayolu ile yapıldığını hatırlatarak, "Bu yüzden sorun çözülemiyor. Yük ve yolcu taşımacılığını deniz ve demir yoluna kaydırmaya mecburuz" diye konuştu. Demiryolu konusunda yapılmış olan yatırım noksanlığının, ilgisizliğin ve üvey evlat muamelesinin ortadan kalkması için yoğun gayret gösterdiğini dile getiren Menzir şunları söyledi:
       "Demiryolunu canlandırmak için büyük gayret içerisindeyim. İşin çözüm şekli de odur. Karayolu elbetteki olacaktır. Ancak, karayolları ile bu işi çözmek mümkün değildir. Bütün dünyanın yaptığının benzerini bugünkü imkanları en iyi şekilde kullanarak bizim de yapmamız gerekiyor. Bu konuda önümüze koyduğumuz projelerimizi hayata geçirmek için mücadele veriyoruz. Deniz ve demir yolu ihmal edilmiştir. Bir anlamda onun bedeli ödeniyor denilebilir."

       YURDUN çeşitli yerlerinde meydana gelen trafik kazalarında dün de 6 vatandaşımız yaşamını yitirdi. Sivas, Yalova, Bitlis, Şanlıurfa ve İstanbul'daki kazalarda 6 kişi de yaralandı.
       Sivas'ın Gölova ilçesinde, İskender Arslan (37) yönetimindeki 34 H 6998 plakalı otomobil, şarampole yuvarlandı. Kazada Aydın Can (31) ile Yılmaz Can (16) yaşamını yitirirken Ali Haydar Arslan yaralandı. Gürün ilçesinde meydana gelen kazada ise Ömer Kaya (40) yönetimindeki 58 T 8535 plakalı taksi, hatalı sollama nedeniyle Sebahattin Balcı'nın kullandığı 34 YUU 98 plakalı yolcu otobüsü ile çarpıştı. Kazada, Ömer Kaya hayatını kaybetti.
       Yalova'nın Kirazlı köyünde, Cengiz Polat yönetimindeki 34 YTG 60 plakalı otomobil, şarampole yuvarlandı. Kazada, Ayşegül Uğurlu öldü, Cengiz Polat da yaralandı.
       Bitlis'in Ahlat ilçesinden Tatvan'a gelmekte olan Haydar Demir yönetimindeki 713-122 plakalı askeri araç lastiği patlayarak şarampole yuvarlandı. Kazada, aracı kullanan Haydar Demir ile Ferrak Yağır ve Adnan Gezer adlı erler yaralandı.
       Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde, Yusuf Aslan (23) yönetimindeki 63 HH 139 plakalı kamyon, Halil Yalçınkaya'ya (7) çarparak ölümüne neden oldu.
       İstanbul Yukarı Dudullu'da Şahin Aydın yönetimindeki 34 GES 86 plakalı özel bir otomobil, yol kenarında yürümekte olan Nazmiye Karaoğlanoğlu (53) ile torunu Mehmet Karaoğlanoğlu'na (6) çarptı. Nazmiye Karaoğlanoğlu yaşamını yitirirken torunu yaralandı.