The Others Ablanın son çaresi AİHM

Ablanın son çaresi AİHM

03.01.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ablanın son çaresi AİHM

Ablanın son çaresi AİHM


Aslıhan Mermer İstanbul


       Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi tuvaletinde 24 Aralık 1997'de asılı olarak bulunan Serkan Eroğlu'nun İstanbul Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Bölümü'nde çalışan ablası Dr. Aylin Eroğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurmaya hazırlanıyor.
       Türkiye'den umudu kesmek üzere olduklarını, olaydan İçişleri ve Adalet bakanlıklarını sorumlu tuttuklarını belirten Eroğlu, AİHM'ye başvurmadan önce dönemin İzmir Emniyet Müdürü Ahmet Demir aleyhine dava açmayı da düşündüklerini söyledi
       Ellerinde kesin delil olmadığı için davanın düşerek dosyanın kapatılabileceği endişesiyle iki yıldır dava açmadıklarını anlatan Eroğlu, halen kardeşini kimin ve neden öldürdüğü sorusuna yanıt arıyor.
       Abla Eroğlu, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi 2. sınıf öğrencisi olan kardeşinin ölümünü "İzmir'de başlayan öğrenci hareketlerine gözdağı vermek için birisini seçeceklerdi, Serkan'ı tercih ettiler" diye değerlendiriyor.
       Eroğlu, Serkan'ın ölümünün ardından yetkili makamların, olayı intihar olarak kabullenmelerinin cinayetin çözülmesini engellediğini de savunuyor.
       Kardeşinin ölmeden önce hayatının tehlikede olduğu ihbarında bulunmasına karşın delillerin toplanmamasında, Adalet ve İçişleri bakanlıklarının ihmali olduğunu savunan Eroğlu, "Cinayet olabileceğini küçücük bir kuşkuyla düşünselerdi, 'Yüzde 99 intihar ama yüzde bir cinayet olabilir' diyerek araştırma yapsalardı, mesela parmak izi alsalardı, bu olay çözülebilirdi" diye konuşuyor.

Babamı da korkuttular

       Baba Ahmet Eroğlu'nun iki yıldır kanıt arayışlarına devam ettiğini söyleyen Eroğlu, babasının "Hayatta bir tek sen kaldın, sen de olmasan biz yaşayamayız" diye düşündüğü için kendisine bilgi vermediğini belirtiyor. Kamuoyunun bu davaya duyarsız kalmasını da eleştiren Eroğlu, kendilerine "Normal hukuk yollarından hiçbir şey yapamazsınız, baba Ahmet Eroğlu'nun gidip Meclis'in önünde açlık grevi yapması lazım" önerisinde bulunanların da olduğunu ifade ederek, "Metin Göktepe davasındaki gibi bir baskı unsuru oluşturabilseydi, daha kesin sonuçlar elde edilebilirdi" düşüncesini taşıyor.

Eroğlu dosyasında satır başları

       Üniversitede düzenlenen Susurluk ve harç eylemlerine katıldığı belirtilen Ali Serkan Eroğlu, 27 Kasım 1997'de sivil polislerce kaçırıldığını, ajanlık teklifi yapıldığını ve 8 saat sorgulandığını söyleyerek, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. 23 Aralık sabahı evinden çıkarak okuluna giden Serkan, 24 Aralık günü saat 18.00 sıralarında okulunun tuvaletinde asılmış olarak bulundu.
       Yetkililer, Serkan'ın ölümünün intihar olduğunu belirtirken, yapılan detaylı otopsi raporunda kanında etanol ve kloroform bulunduğu açıklandı. Baba Ahmet Eroğlu, Bornova Cumhuriyet Savcılığı'na oğlunun öldürüldüğünü belirterek suç duyurusunda bulundu. Dönemin İzmir Emniyet Müdürü Ahmet Demir, "Eroğlu bizim tarafımızdan gözaltına alınmadı, aranan bir kişi de değildi" açıklamasını yaptı.


Yazarlar