The Others ADRENALİN... RİSK... CESARET... TUTKU... ZİRVE... KEYİF... VE AŞK!

ADRENALİN... RİSK... CESARET... TUTKU... ZİRVE... KEYİF... VE AŞK!

11.04.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Heyecan dağları bekler

ADRENALİN... RİSK... CESARET... TUTKU... ZİRVE... KEYİF... VE AŞK

ADRENALİN... RİSK... CESARET... TUTKU... ZİRVE... KEYİF... VE AŞK
Ç. Begüm SOYDEMİR "Bizim yaşadıklarımızı çok fazla çiftin yaşamadığını düşünüyorum ben. Aynı zamanda aynı şeyleri yaşamamız ve birbirimize destek olmamız çok güzel. Orası insanın kendini özel hissetmesine neden oluyor." Bu sözler 22 yaşındaki Ceyda Kelleci'ye ait. Ceyda'nın "orası" dediği yer dağ. Sevgilisi Emre Ayan'la (23) Ceyda'yı diğer çiftlerden farklı kılan ikisinin de dağcı olmaları.
Ceyda, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler'de okuyor. Bir yayın grubunda çalışıyor. 3 yıl önce Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Dağcılık Kulübü'nde başlamış, 2 yıl orda eğitim görmüş. Emre'yle de kulüpte tanışmışlar. "Zaten orası çiftleşme yeri gibidir. Yeni biri geldi mi herkes pürdikkat kesilir," diyor. Emre ise YTÜ Kimya Bölümü öğrencisi. Ceyda'dan biraz daha tecrübeli. Eğitmenlik yapıyor. Aynı işi yapan insanların ilişkilerinin bir süre sonra monotonlaştığını söyleyenlere inat, dağcı aşkının bambaşka olduğunu iddia ediyorlar. İşte dağda yaşamdan kareler... * Başlarken hiç kararsızlık ya da korku yaşadınız mı?
Ceyda: Doğaya karşı ilgim vardı zaten. Trekking şirketleriyle günübirlik turlara gidiyordum. Riskli olduğunu biliyorsun ama seni çeken bu riskler zaten bir yandan da.
Emre: Dağcılık aslında çok eziyetli bir spor. Hiçbir şey elde etmiyorsun, yalnız manevi tatmin var. Dağcı kendine yetebilen insan demek. Kendi kendine gidebiliyorsan her şeyi bildiğin kabul edilir. * Nasıl besleniyorsunuz?
Ceyda: Enerji veren, hafif, hazmı kolay şeyler yiyoruz. Özel benzin ocaklarında pişiriyoruz. Yanımıza sıvı şeyler alamıyoruz. Su, kar eritilerek sağlanıyor. Klor tabletleri ve dezenfektanlar kullanılıyor.
Emre: Klasik yemek makarna, bulgur, sucuk... Baharat çok önemli. Tuz falan almak lazım yoksa kasılmalar olur. Maddi endişen yoksa hazır paket yemeklerden alırsın. Bir paketi, yani bir akşamlık 2,5 - 3 milyon. Bizim için en ağır şey sudur. Bir dağcının çantası 20 - 25 kg. arasında olmalıdır. * En çok ne yemek istiyorsunuz dağdayken?
Emre: Geçen sene İran'da dağda çok kötü hava şartlarıyla savaştık. Dönüşte Burger King'ten bir hamburgeri ilk kez hayal ettim. Fakat imkanı yok. Zaten İran'da Burger King yok.
Ceyda: Dağda canının çektiği bir şeyi elinin altında görmek çok motive edici. O yüzden ne kadar ağır olursa olsun bir paket mısır konservesi ya da kivi, muz falan götürmeye çalışıyorum yanımda. * Peki tuvalet?
Ceyda: Kamp yerine yakın bir kaya arkası belirleniyor. Herkes üzerini örtecek şekilde oraya yapıyor. * Hiç yakalandınız mı?
Ceyda: Aladağlar'da kampın 50 - 100 m. ilerisinde bir tepeciğin arkasındaydım. Arkam dönük olduğu için ancak yanıma geldiklerinde fark edebildim kayak yapan Fransızları. Gülüp geçtiler herkes aynı şeyi yaşadığı için. Zaten dağda ayıp, utanma yoktur. * Yıkanabiliyor musunuz?
Ceyda: Yıkanma yok. 3 - 4 gün, bir hafta aynı giysiyle yatıp kalkıyoruz. * Kokmuyor musunuz?
Emre: Herkes koktuğu için kimse rahatsız olmuyor. * Evde, yatağınızda olmayı istediğiniz bir an oldu mu?
Ceyda: Hep oluyor ama indiğin an bitiyor ve bir sonraki faaliyetin planları kuruluyor.
Emre: İran'a ilk gittiğimde hasta oldum. Başağrısı, mide bulantısıyla 5000 metrede olmak zorundaydım. Bütün malzemeyi orda bırakıp gitmek istedim. * Dağda aşk nasıl bir şey?
Ceyda: Sevgilin olmasa da partnerinin güvendiğin ve zor koşullarda sana destek olabilecek biri olması şart. Aşkı orada, mahrumiyet içinde yaşadığında daha güçlü bir şey çıkıyor ortaya.
Emre: Aşk paylaşmak demek ve dağda paylaşılacak o kadar çok şey var ki. 24 saat birliktesin çünkü. Ekstrem şeyleri yaşıyorsun dağda. Aşırı yorgun, aşırı mutlu ya da durgun anların oluyor. Böyle bir durumda yanında bu zor koşulları paylaşabildiğin biri olduğu zaman gerçek sevgi ve aşkı tadabiliyorsun. Bir çift için ilişkilerini test edebilme imkanı bu. * Hiç dağdayken kavga ettiniz mi?
Ceyda: Dağda bir başkan vardır ve onun söyledikleri koşulsuz kabul edilir. Başkan Emre olunca biraz daha nazımın geçmesini istiyorum tabii. Bana çok fazla emir verir gibi davranması üzüyor beni. Halbuki öyle yapmıyor, biliyorum. Herkese davrandığı gibi davranıyor ama...
Emre: Kavga konusu da çok komik. Sabah çayının suyunu gece hazırlayıp termosa koymak büyük avantajdır ama gece herkes çok yorgun olur ve hemen uyumak ister. Bunu bir kural olarak söylersin. Bir de paylaşma vardır tabii. Yemeği ben yaptıysam suyu o hazırlar. Bu bir tartışma sebebi olabiliyor. Şehirdeki gibi tartışmalar zaten yaşanmıyor. Sen ona baktın, ben buna baktım falan... * Tırmanış sırasında birbirinizi yarı yolda bıraktığınız oldu mu?
Ceyda: Evet, İran'da Demavend dağında. Dağevinde kaldım, hazır değildim, fiziksel olarak da rahatsızdım ve yorgundum. 5000 metrede. Ben daha önce de söyledim, ben kalırım sen devam edersin diye. * Gitmez diye düşünerek mi söyledin, gerçekten mi?
Ceyda: Şehirde olsa belki kırıklık hissederim ama onun gitmesini gerçekten istiyordum. Zaten dağevinde güvendeydim. Emre için çok endişelendim. Dağda her şey olabilir. Geç kalırlarsa ne zaman aşağı inme kararı alacağım, kimden yardım isteyeceğim vs. Bu sorular döndü durdu beynimde.
Emre: Çok zorlandık gitmeye karar verirken. Hava kötüydü ve bilmediğimiz bir yerdi. Eğer onun sağlığı veya kaldığı yer açısından en ufak bir şüphem olsaydı yalnız bırakmazdım, mutlaka ben de kalırdım. Dağevi deyince yine de yapı düşünmeyin. Sadece bizi rüzgardan koruyan metal bir baraka. Ama çığ ya da taş düşme riski yoktu, sıcak sayılabilirdi. O yüzden de güvenliydi. Yiyecek, yakıt, su vardı. Tek şey için endişeliydim: Geri dönemeyebilir ya da kötü hava şartlarında beklemek zorunda kalabilirdik. O halde çok büyük bir psikolojik savaş yaşayacaktık. Dağda seks nasıl yapılır?
Dağcılığın farklı dallarında farklı zorlukların olduğu bilinmektedir. Bu aynen bizim konumuza da yansır. Örneğin yüksek irtifa dağcılığında gerekli olan aklimatizasyon (yükseğe uyum sağlama), o yükseklikte yapılacak seks için çok önemlidir. Kan basıncının ve nabzın düzenli hale gelmesi demek olan aklimatizasyon yeterli ise, cinsel aktivite de olabilir. Yani yan çadırdan gelen sesler bu aktivitenin yapıldığını size belli ediyorsa, o çadırda kalanlar yeteri kadar aklimatize olmuşlardır ve siz de çekinmeden onlarla çıkışınıza devam edebilirsiniz. Kaya tırmanışı sırasında, özellikle birkaç gün duvarda kalınacaksa, kaya hamağında seks yapmanın bazı vazgeçilmez emniyet kuralları olmalıdır. Her zaman koşumunuz (emniyet kemeri) takılı ve emniyet noktası bağlı olmalıdır. Bu tabii her iki partner için de geçerlidir. Bu halde nasıl hareket edeceğiniz ve pozisyon değiştireceğiniz tamamı ile sizin becerinize kalmıştır.
(Robert Rose ve Buck Tilton'un yazdığı "Sex in the Outdoors" adlı kitaptan Hasan Oral'ın çevirisiyle). Başka ne dediler?
* Borga Duruk (24): 1994'te amatörce başladım. Çıktıkça doymak bilmiyorsunuz. Yükseklik, heyecan ve adrenalinden başka bir şey değil bence. Altınızda gerçek anlamda binlerce metre boşluğu hissediyorsunuz. Aslında benim yükseklik korkum da vardır. Bu heyecanı yaşamak belki de. Ufak tefek kaybolmalar oldu. Ama en önemlisi 100 metre kadar düştüm ben. Kollarım falan parçalandı ama vazgeçmeyi hiç düşünmedim. Benim hatamdı ve hava koşullarının azizliği. Sevgilim dağcı değil ama o da yapmak istiyor aslında. Bir seçim yapmam gerekirse herhalde dağcılığı bırakırım. Ama böyle bir şey demez. Orada yaşanan aşk tabii ki daha özel olmalı.
* İlker Soğukpınar (28): 20 yaşında başladım. Aralıklarla yapıyorum. Arkadaşlarım öldü, kardeşim ve ben tehlike atlattık ve biraz ara verdim. Ama o aralarda da malzeme toplayıp hazırlıklar yaptım. Yeni yeni kendime yetebildiğimi hissediyorum aralar verdiğim için. Kimsenin yapamadığı şeyleri yapmanın tadını alıyorsunuz. Normal insanların posterlerde gördüğü manzaraların gerçeğini görüyorsunuz. Doğaya karşı gelmenin bir keyfi var. Dağcılık yapan insanları kılıklarından ayırt etmeye başlarsınız yavaş yavaş. Yani şehirdeyken de yaşanılan bir hayat tarzı olur. Bütün maaşımı hemen hemen bu işe harcıyorum. Buna karşı çıkacak biri sevgilim olamaz.
Yazarlar