The Others Ankara'da cesetkondu

Ankara'da cesetkondu

21.01.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ankara'da cesetkondu

Ankarada cesetkondu


Etimesgut'daki gecekonduda Hizbullah tarafından öldürülen üç kişinin cesedi çıkarıldı. Cesetlerden ikisinin kimliği belirlendi


       İstanbul'daki hücre evlerinden sonra operasyonları Ankara'da yürüten polis, 1997'de yapılan "Kudüs Gecesi"nde Hizbullah propagandasına sahne olan Sincan bölgesindeki Etimesgut'ta ikinci ölüm evini ortaya çıkardı. Tek katlı gecekondunun bodrum katında kazı yapan polis üç kişinin cesedini buldu.
       Hizbullah'ın Beykoz'daki karargahı ve Üsküdar'daki ölüm evini ortaya çıkaran polis, operasyonun Ankara ayağında ikinci evi de buldu. Önceki gece sabaha karşı Etimesgut'ta üç eve baskın yapan polis ikisi kadın beş kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanların Mersin'de iki işadamının kaybolmasıyla bağlantısı olması üzerine üç ilde yapılan operasyonda 4 kişi daha gözaltına alındı.
       Polis, önceki gece yaptığı son baskında da örgütün Ankara sorumlusu "Mehmet Yaşar" kod adlı Selman İpek ile "Recep" kod adlı örgüt üyesi Burhan Özlük'ü yakaladı.
       Ankara Emniyet Müdürü Kemal İskender'in yönetiminde gizli yürütülen operasyonda, sanıklar sorgularının ilk bölümünde Ankara'da da ölüm evi bulunduğunu itiraf ettiler. Etimesgut'ta iki ayrı adres veren sanıkların sorguları sonucunda polis Süvari Mahallesi 307. Sokak'taki üç katlı bir apartmanın bahçesinde arama yaptı.

İkinci evde üç ceset

       Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in gözetiminde yapılan aramada bir sonuç alınamayınca, aynı bölgedeki ikinci eve geçildi.
       Tek katlı bir gecekondu olan evin bodrum katında yapılan kazılarda üç ceset bulundu. İstanbul'daki gibi elleri arkadan bağlı ve çıplak olarak gömülen cesetlerin kimlikleri konusunda araştırma yapan polis, Mersin'den 26 Temmuz 1999 günü kaçırılan işadamları Mehmet Şerif Uprak ile kardeşi Bayram Ali Uprak olduğunu saptadı. Üçüncü kişinin kimliği henüz belirlenemedi.
       Vatandaşların meraklı bakışları altında araştırmalarını devam ettiren polis, sanıkların kalabalık aile görüntüsü altında yaşadıklarını saptadı.

Kamyonla getirdiler

       Sanıklardan Mustafa Gürlüer, kurbanları Mersin'de öldürdükten sonra kamyonla Ankara'ya getirdiklerini itiraf etti. Gürlüer'in 1997 yılında Tarsus'ta öldürülen iki öğretmenin katil zanlıları arasında yer aldığı öğrenildi.
       Selman İpek'in ise Bingöl'den kaçırılan ve Konya'da cesedi bulunan üç kişinin öldürülme olayına karıştığı saptandı.
       Görgü tanıkları tek katlı gecekonduya sık sık kamyonla odun ve tahta getirilip boşaltıldığını belirtirken, ailenin en son salı günü görüldüğü belirlendi. Ailenin, polisin arama yaptığı ilk evden sekiz ay önce taşındığını belirleyen polis, muhtar kayıtlarında inceleme yaptı, ancak olumsuz sonuç aldı.

Dokuz gözaltı

       Polis operasyonda, üç katlı evde oturan doktor Abdurrahman Alpsoy ile yakınları Mehmet Emin Alpsoy ve Şehmus Alpsoy'u gözaltına aldı. Operasyonda ayrıca Mustafa Gözlüer ile birlikte eşi Nesrin Aslan, kardeşi Nuran Aslan, Mahmut Demir (Örgütün askeri kanat sorumlusu), Sadullah Arpa, Mehmet Yaşar kod adlı Selman İpek (Örgütün Ankara yapılanma sorumlusu) ve eşi Nuray İpek ve Burhan Özlük gözaltına alındı.

Konya'da toplu mezar iddiası

       İstanbul ve Ankara'da Hizbullah operasyonları sürerken, Konya'da geçen yıl cesetleri toprağa gömülü bulunan öğretmen Hüseyin Tuncer, imam Ali Aslan ve çiftçi Enver Aktaş'ın da bu örgüt tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Hizbullah'ın taban arayışında olduğu önemli merkezlerden olan Konya'da da toplu mezar bulunması olasılığı dile getirildi.
       Konya - Beyşehir karayolunun 13. kilometresi Akyokuş mevkiinde, 27 - 28 Mayıs 1999'da orman işçileri tarafından Muş merkez Adil Yazar İlköğretim Okulu öğretmeni Hüseyin Tuncer (28) ile Yukarı Yongalı Köyü imami Ali Aslan'ın (36) cesetleri çırılçıplak bulundu. Polis, kuşku üzerine bölgedeki 2 dönümlük arazide şişlerle yaptığı kontrollerde Hasköy ilçesinde çiftçilik yapan Enver Aktaş'ın da (34) toprağa gömülü cesedine ulaştı. Daha sonra yapılan soruşturmada cesetleri bulunan Tuncer, Aslan ve Aktaş'ın olaydan 1.5 ay önce Muş kent merkezinden kaçırıldıkları belirlendi.
       Konya Emniyet Müdürü Mehmet Aksu, Konya'da Hizbullah tarafından öldürülerek gömüldüğü öne sürülen 8 yeni ceset bulunduğu haberlerini doğrulamayarak şunları söyledi:
       "Şu anda ne Hizbullah, ne de bir başka örgüt tarafından öldürülerek gömülen bir veya daha fazla ceset bulunmamış, herhangi bir örgüt üyesi yakalanmamıştır. Hizbullah örgütü tarafından öldürüldükten sonra Konya'ya gömüldüğü öne sürülen 8 kişinin cesedinin bulunduğu yolundaki haberler yalandır. Ancak, geçen yıl Konya'da cesetleri bulunan üç kişinin Hizbullah örgütü tarafından öldürülerek gömüldüğü zaten biliniyordu. Bunun dışında ilimizde konuyla ilgili hiçbir olay gelişmedi."
       Aksu, Ankara'da Hizbullah'a yönelik operasyonda yakalananların, Konya'da altı kişiyi öldürdüklerini söylediklerinin anımsatılması üzerine de, aralarında İstanbul'un da bulunduğu birçok kentte terör örgütü Hizbullah'a yönelik operasyonlar nedeniyle tetikte olduklarını, her türlü istihbaratın değerlendirildiğini, ancak şu ana kadar kendilerine ulaşan resmi bir bilgi bulunmadığını belirtti.

Köyden kente

       Hizbullah'ın örgütlendiği ve taban aradığı merkezlere ilişkin kayıtlar üzerinden giden polis Türkiye genelinde gizli operasyonlar başlattı. İstanbul ve Ankara'nın yanı sıra polis kayıtlarında durumlarına dikkat çekilen Batman, Konya, Mardin, Diyarbakır, Gaziantep, Adıyaman, Konya, Kayseri, İzmir, İzmit, Adapazarı, Manisa ve Muğla'da teyakkuz haline geçildiği bildirildi.
       Bu kentlerin bir bölümünde toplu mezar bulunma olasılığı dile getirildi. Bu merkezlerden Doğu - Güneydoğu'da olanların Hizbullah'ın ilk örgütlendiği ve taban bulduğu, Batı bölgelerinde olanlarda ise taban aradığı kaydedildi. Taban aranan Batı bölgelerinde "askeri siyasi kanat" örgütlenmesi yapılmaya çalışıldığına işaret edildi.