The Others Bizim Utku evlenince...

Bizim Utku evlenince...

23.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bizim Utku evlenince...

Bizim Utku evlenince...


Grubun davulcusu (halk arasında böyle bilinir) Utku evlendi. Eh, biraz zaman geçti. Ne zaman yazacaksın, ne zaman yazacaksın diye söyleniyordu. Benden günah gitti.

Aklınıza ilk gelen "Kızın ailesi bu duruma ne dedi?" olacaktır. Utku’nun yırttığı bir nokta vardı. ODTÜ’yü bitirdiği için kartvizite bu diplomayı ekliyordu. Rivayet olunur ki "Kendisi davul çalar ama ODTÜ mezunu mühendistir" diyerek durum idare ediliyormuş...

Düğün İstanbul’da, sahil yolu üzerinde şirin mi şirin, güzel mi güzel (hep öyle derler ya) otellerimizden birinin salonunda yapıldı. Bizim masa grup masası. Yani Bulutsuzluk Özlemi masası. Nejat (Yavaşoğulları) "Yahu çiçek göndermedik. Okan oğlum, şu çiçekçi var tanıdık, arasana hemen bir tane yapsın" dedi. Düşünün hani damat grupta çalıyor ve hatta nikah şahidi bizzat Nejat ve hiçbirimizin aklına bu gelmiyor. Biz hep böyleyiz, grubun tarzı yani. Karışık kuruşuk. Okan da bizim artık kardeşimiz, arkadaşımız ve hatta kankamız durumunda. Aletleri kurar, korur ve sürekli "Abi ben bu işi bırakacağım" der. Bak yine laf karıştı. Ama anlatmak lazım kim kimdir? Biz bunları konuşurken davetliler akın akın geliyor. Yahu gelini unuttuk. Gelin acayip tatlı bir kız. Vallahi benim kanım kaynadı. Önemli olan benim sevip sevmemem sanki. Olsun söyleyeyim dedim. Gelinin babası ünlü bir yayınevi sahibi. Peder beyin de arkadaşı. İlk defa karşılaştık, acayip yakışıklı... "Kim 500 Milyar İster" yarışmasını o sunsa Kenan beyin pabucu dama atılır yani... Gelinin annesi pek bir hareketli. Gecenin organizasyonu üzerinde, bir oraya bir buraya koşturuyor. Okuyunca "Peki benim için bir şey yazmamış" diyebilir. Malum hanımlara yaşları sorulmazmış! Şaka şaka... Gayet bakımlı ve "En iyi kaynana" yarışmasında kesin birincilik alacak kabiliyette. İlk izlenimlerim böyle olmuştu...

Gelin tarafının davetlileri ile bizim Utku’nun davetlileri arasında "imaj" yönünden bir fark vardı. Kemer Country civarında oturup pazarları da "brunch" yapar imaj gelin tarafında mevcuttu. Damat tarafında ise keyifli rakı içip Türk Sanat Müziği dinler bir hal... Bir de tabii müzisyen arkadaşlar. "Bu akşam gitarcı gelmiyor, Hasan’a haber ver", "Oğlum sittin senedir Mustang Sally çalarsınız" muhabbetlerinin döndüğü bir ortamın adamları. Baktım çocuklar gran faça gelmişler. Mojo’nun (Beyoğlu’nun kaşar rock mekânlarındandır) sahibi Batu da gelmiş. Saat 02.00 gibi sahne alıp sabahın ilk ışıklarına kadar çalar. Düğün mekânında iyi kazanan bir reklamcı görüntüsü veriyordu. Şu bol oyunculu aile tipi komedi filmleri var ya, durum aynen öyleydi anlayacağınız.

Düğünün müzik işleri de bu şekilde bedavaya gelmiş oldu. İstanbul’un Etiler geceleri, Ortaköy geceleri bir de harbi Beyoğlu geceleri vardır. İşte bu harbi gecelerin adamları oradaydı ve işi biliyorlardı. Alper mesela, 1950 yılında yaşıyor. Giyimi kuşamı, bıyığı, ayakkabısı, favorisi ile Alper orada kalmış. Kalmış da iyi etmiş. Bir Elvis söyledi, gelin tarafının davetlileri mest. Arkadan bir twist patlattı. Utku kız tarafından 10 puanı kapmıştı anlayacağınız...

Davulcumuzun evlendiği gecenin sonuna gelmiştik. Kimse darılıp gücenmesin... İçimden geçenleri yazdım. Onları mutlu görmek önemli olan. Ve öyleler. Hani derler ya, birbirlerine pek bir yakışıyorlar. Gerisi hikâye. Yani yukarıdaki anlatılanlar gibi.