The Others Ebru'nun seyir defteri

Ebru'nun seyir defteri

22.11.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ebru'nun seyir defteri

Ebrunun seyir defteri
22 Kasım 1998
Melek DERMAN
Ebrunun seyir defteri
Ebru Şallı'nın Türkiye'nin en güzel mankenlerinden biri olduğuna kuşku yok. Ama konu özel hayat olunca o da mutluluğu yakalayamayanlardan. Popçu Ozan Orhon'la evlenince podyumlara veda eden Şallı, boşandıktan sonra mesleğine geri döndü. Üstelik şimdi çok daha cüretkar.

Ebru Şallı ve Ozan Orhon aylarca erteledikleri kararı geçtiğimiz eylül başında açıkladılar: "Boşanıyoruz"... 19 Haziran 1997'de Sabancı Korusu'nda peri masalı gibi bir törenle evlenmişlerdi. Düğün ünlüler geçidi gibiydi. Orhan Gencebay'dan Nükhet Duru'ya, Faruk Tınaz'dan Erol Atar'a kadar herkes oradaydı. Modacı kayınvalidesi Alev Esen'in diktiği gelinlik içinde göz kamaştıran Ebru'nun şahidi ünlü sunucu Halit Kıvanç'tı. Damat ne kadar istekli olduğunu üç kez "evet" diye bağırarak gösterdi. Gelin ise müstakbel eşinin dudaklarını ısırdı. Ateşli bir çift olacaklardı...

Ortalığı alevlendiren Alev Hanım
Temmuz 1998... Boşanmayı ilk isteyen popçu Ozan Orhon'du. Sonra çok kez vazgeçmek istediyse de eşi Ebru Şallı'yı bu karardan döndüremedi. Ünlü manken kayınvalidesi Alev Esen'i suçluyor, ilişkilerinin bitmesine neden olarak "Ozan'ın annesi her işimize karışıyordu. Evde pişireceğimiz yemekten, alacağımız eşyaya kadar her şeyi ona sormak zorundaydık. Ozan'ı hep bana karşı kışkırttı. Her ikisi de mankenliği bırakmam için inanılmaz baskılar yaptılar. Daha fazla dayanamayacağım. Sanırım benim ünlü olmamı hazmedemediler," diyordu.
Evliliklerinin neden bittiği Ozan'a sorulduğunda ise şöyle bir cevap geliyordu: "Eşimin şöhret hırsı bu ilişkiyi bitirdi. Ebru'nun manken olması bizi çok zor durumlarda bıraktı." Bu arada olayın baş kahramanı modacı Alev Esen de açıklama yapıyor, "Ebru oğluma yakışmıyordu. Ozan'ın ve benim sözümüzü hiçbir zaman dinlemedi. Böyle eş olur mu? Zaten baştan beri bu evliliği istememiştim," diyordu. Bu sözler kavgada söylenmezdi. Nitekim büyük bir kavga patlak verdi. Boşanma kararını açıkladıktan sonraki günlerde Şallı, "Eşim Ozan, onu terk edersem çok kötü olacağını söylüyor. Hızla kilo almaya ve hastalanmaya başladı. Boşanmaktan vazgeçiyoruz. Bir kez daha deneyeceğiz," demişti. Ancak bir kez daha devreye giren ve Ebru'yu giydiği kıyafetlerden mesleğine, evdeki davranışlarına kadar eleştiren Alev Hanım bu sözleriyle ortalığı aleve verdi.
Şallı bu sözlerin ardından "Artık bu evde bir dakika bile duramam. Aylarca onların istekleri yüzünden evde oturdum. Sosyal ve sıcakkanlı bir insandım. Beni ne hale getirdiler. Yeter!" dedi. Levent'teki evlerinde şiddetli bir kavgadan sonra yüzüğünü atarak eşini terketti.
Çift, 7 Ekim Çarşamba günü Şişli Adliyesi 9. Sulh ve Hukuk Mahkemesi'ne ayrı ayrı geldiler. Duruşma, Orhon'un nüfus cüzdanında çıkan sorun nedeniyle 11:00'den 14:00'e ertelendi. Kameraların ve gazetecilerin arasında bile tartışmaktan geri kalmayan çiftin sinirleri gerilmişti. Duruşma sonrasında basın mensuplarına açıklamada bulunan Orhon, "Biz kağıt üzerinde ayrıldık. Ancak birlikte yaşamaya devam edeceğiz," dedi. Ebru Şallı ise "Seni istemiyorum Ozan," diye bağırarak adliyeyi sinirli bir şekilde terketti. Çılgına dönen ve hayli kilo aldığı gözlenen perişan haldeki Ozan Orhon boşanmanın ardından kabuğuna çekildi. Ebru Şallı şu sıralar magazin dünyasının gözde ismi.

Kraliçelik yılları
Ebru tescilli güzellerimizden... 1995'te, henüz 18 yaşındayken Türkiye ikinci güzeli seçildi. Birinciliği, söylediğine göre birkaç puanla Yeşim Palanduz'a kaptırmış. O zamanlar Nişantaşı Kız Lisesi'nde okuyormuş. Sınıf birincisiymiş. Çevresinin "Sen bir yarışmaya girsen kesinlikle birinci olursun," sözleriyle cesaretlenmiş. İlk elemeden geçen Ebru, basının favorisi olarak gösterildiğinde gazeteleri arayan ve kimliğini açıklamak istemeyen bir genç kız şöyle demiş: "Ebru çok fakir bir ailenin kızıydı. Mankenlik yapmaya başladıktan sonra biraz rahatladılar. Dikkat edin, yarışmada kendisine torpil yapılacak. Bu önceden kararlaştırıldı."
Bu kişinin ısrarlı telefonları sonrasında Ebru ikinci seçildi. Karar açıklandığında hafif bir baygınlık geçirdi. O sıralar Show Room Ajans'ta mankenlik yapıyordu. "Gölge Çiçeği" adlı bir dizide rol aldı. 1.5 yıl boyunca "Paparazzi" programını sundu. TGRT'de spor spikerliği yaptı. Bir mankenlik ajansı kurduysa da yürütemedi.
Bu arada adını açıklamadığı bir kişiyle büyük bir aşk yaşıyor, evinin kadını olmak istediğini ve evlenince mankenliği bırakacağını söylüyordu. Kazancı artmıştı. Ailesini daha iyi bir eve taşıdı. Talipleri de çoğalıyordu. Evleneceği erkekte, önce espri, sonra zeka ve beyefendilik aradığını, paranın sonradan geldiğini de belirtiyordu. O dönemde kendisiyle yapılan röportajlarda iki konuya değinmeden geçmiyordu. Önce Hülya Avşar'a benzediğini söylüyor ardından ekliyordu: "Oyunculuk yeteneğim yalnızca Şener Şen'le oynarsam ortaya çıkar. Onun bir numaralı hayranıyım."

Çapkın Ebru ajanstan kovuluyor
1997 yılının ilk aylarında Ebru tatsız bir olayla sarsıldı. Bağlı bulunduğu Show Room Ajans'ın sahibi Hakan Seçen basına hakkında şu açıklamayı yapıyordu: "Ebru Şallı mankenlik hayatına 1993'te bu ajansta amatör olarak başlamıştır. Ajans kendisini daha sonradan kataloğa almıştır. Bu süre içinde kendisine pek çok konuda destek olunmuştur. 1997 başı itibarıyla bu mankenimiz gerek özel gerekse iş hayatında skandal niteliğindeki tavır ve davranışlarıyla ajansımızın toplum, manken ve fotomodel nezdindeki itibarını zedelemeye başlamıştır. Ajansımızla olan ilişkisi kesilmiştir. Hakkında yasal işlem yapılacaktır." Bu açıklamadan sonra Şallı'nın tacı da tehlikeye girdi. 3 yıllık sevgilisinden ayrılması, başta futbolcu Sergen'le olmak üzere adını birçok aşk dedikodusuna karıştırması, ajansı dışında işlere gitmesi patronunu çileden çıkarmıştı. Sergen'le, Televole aracılığıyla tanışmışlardı. Programda sık sık ünlü futbolcu için "Sergen, bak tanışırsak...", "Seni gidi Sergen" gibisinden konuşmalar yapıyordu. Şallı ailesi de güzel kızlarının iyi bir evlilik yapmasını istiyordu. Çapkınlığı dilden dile dolaşmaya başlayan, ününü artırmaya çabalayan Ebru Şallı, bu dönemde tiyatrocu Tekin Akmansoy'un torunu popçu Ozan Orhon'dan klip mankenliği teklifi aldı.

Eşini katalogdan seçti
Askerliğini olaylı bir şekilde tamamlayan Ozan (Vatani görevini yaparken Bodrum'un gece hayatında görünmeyi de ihmal etmedi. Ardından kilolarını bahane ederek askerliğini yarıda bıraktı) şöhretini tazelemeye çalışıyordu. Zira, 1992'de çıkardığı "Oldu mu şimdi" şarkısından sonra unutulmaya yüz tutmuştu. Başından bir nişanlılık geçmiş, popüler olduğu dönemlerde çapkınlık yapmaktan geri kalmamıştı. Şimdi "Perişan" adlı şarkısında oynayacak ünlü bir isim arıyordu. Önce Hande Ataizi'yle kamera karşısına geçmek istedi. Ataizi'nden olumsuz yanıt alınca "Manken olsun bari," dedi. Katalogdan Ebru Şallı'yı seçti. Ebru daha sonraları "Ozan'la görüşmeye gittiğimde hiç heyecanlı değildim. Ta ki kendisini görünceye kadar. Sonra aramızda yakınlık doğdu. Her gün görüşmeye başladık. Görüşmelerin ardından Ozan bana evlenme teklif etti," diyecekti.
Çiftin aşkı basında yer aldı. Evleneceklerini modacı kayınvalide Alev Esen'in de olduğu bir basın toplantısıyla duyurdular. Kayınvalide, Ozan ve Ebru birlikte pasta kestiler. Nikah tarihi yaklaştığı sıralarda Ebru, "Evimin kadını olacağım için çok mutluyum. Ozan sürekli üzerime titriyor. Kayınvalidem Alev Hanım ise bizim kusurlarımızı kapatmak için didinip duruyor. Ben biraz özgür giyinip rahat yaşamayı sevdiğim için sık sık tartışıyoruz," diyordu. Ebru bunları gülerek anlatıyor, bekarlara "Umarım benim gibi şirin bir koca bulurlar," diyerek şans diliyordu.

Kürtaj evliliği çökertiyor
Nikah tarihinden önce bazı anlaşmalar sözlü olarak dile getirildi. Örneğin, Ebru kayınvalidesinin kendisi için seçtiği ve diktiği gelinliği giyecekti. İtiraz yoktu. Ev döşenirken modacı Alev Hanım'a danışılacaktı. Düğüne gelecek konukları da Alev Hanım seçmeliydi. Ebru hemen çocuk doğurmak istemiyordu. Bu arada Ozan da kaybettiği şöhretini kazanmaya kararlıydı.
Ebru, kayınvalidesi Alev Hanım'ın sahibi olduğu Modart Giyim için modellik yapıyor, onun düzenlediği defilelerde yer alıyordu. Derken Alev Esen, oğlu Ozan ve müstakbel gelinini de yanına alarak bir aile şirketi kurmaya karar verdi. Şirket, düğün ve promosyonlar düzenlemeyi, basın ve halkla ilişkiler dalında hizmet vermeyi amaçlıyordu. Bu şirket hiçbir zaman kurulamadı.
Büyük düğün töreni öncesinde Ozan ve Ebru arasında çeşitli tartışmalar yaşandı. Bunların en şiddetlisi ise Ebru'nun "Kendi evimi kendim döşemek istiyorum. Kimse bana karışmasın," diyerek kayınvalidesini kastettiği tartışmaydı. Damatlık kıyafetleri içinde daha yakışıklı gözükmek için zayıflamaya çalışan ve bu yüzden strese giren Ozan güzel eşinin kalbini çok kırdı.
Ebru görkemli bir düğün töreninden sonra hayallerine kavuşmuş, evinin kadını olmuştu. 19 yaşındaydı. Defileleri uzaktan izliyor, sonradan söylediğine göre teklifleri içi "cız" ederek geri çeviriyordu. Evliliğinin dördüncü ayında hamile kaldığını öğrendi. Eşine bir aylık hamile olduğunu, ancak yaptıkları anlaşma gereği bu bebeğin alınması gerektiğini söyledi. Ozan ise bebeği kesinlikle istediğini söyleyerek konuyu annesine de açtı. Alev Hanım oğlunun mutluluğu için bebeğin şart olduğunu söyledi. Bir hafta süren kavgalar sonucu Ebru kürtaj oldu. Ozan birkaç günlüğüne evi terkederek annesinin yanına gitti. Bu arada Ebru mankenliğe dönme kararı aldı. Evlilik yara almaya başlamıştı.
Cüretkar pozlar veren, birçok diziden ve defileden teklifler alan Ebru, aileyi iyice kızdırmaya başlamıştı. Levent'teki Hukukçular Sitesi'nde oturan çiftin kavga sesleri komşuların dilindeydi. Basına da yansıyan bir söylentiye göre yine bir gece yarısı evden kavga sesleri yükselmeye başladı. Ozan, eşine "Nereden buldun bu kadar çok doları?" diye bağırıyor, Ebru ise "Onları alnımın teriyle kazandım," diye karşılık veriyordu. Yine komşuların bildirdiğine göre Ozan o gece eşini dövdü. Sonra da evden çıkıp gitti. Kısa bir süre sonra da boşanma davası açtı.

Son şans işe yaramadı
Çıkardığı kaseti tutmayan, hızla kilo alan Ozan Orhon eşine "Sana ve evliliğimize son bir şans veriyorum. Her şeyi bırak. Mutlu olalım," diyor, ama şöhreti gittikçe artan Ebru'yu hiçbir şeyden vazgeçiremiyordu. Sunuculuk ve kaset teklifleri de almaya başlayan, ünü gün geçtikçe daha da artan Ebru Şallı, yakın çevresine şunları söylemeye başlamıştı: "Artık dayanamıyorum. Defileye çıktığım gün evde kavga çıkıyor. Beni hapsetmek istiyorlar. Bu iş yürümeyecek." Yürümedi de!