Ebru'ya ne oldu?

EFENDİM BBG'de bir olay mutlaka vuku buluyor. Yeni "BBG" yarışması da "beklenmedik" bir şekilde sonuçlandı. Hemen hemen her hafta "birinciliği" bırakmayan Ebru, finalin de birincisi olarak beklenirken ipi Viken göğüsledi. Telsim telefonlarına milyonlar yatıran ve Ebru'nun birinciliği için büyük mücadele veren taraftarları bu sonuç üzerine küplere bindi. 500 milyon lira cep telefonu faturası ödeyen Ebru taraftarı bir hanım, bunun en güzel örneği. İddialar çeşitli; cumartesi gündüz oylama için Ebru'nun numarasını çevirenler bir sonraki BBG yarışması için haklarını kullanmaları yolunda bir uyarı notu ile karşılaşmışlar. Ama yarışma gecesi son ana kadar "oylama devam ediyor" diye anons geçiyordu. Bu iş bir nevi sivil örgütlenme şekline büründü. Yani bir adayı tutmak demek nereden baksanız bir beş bin kişinin birbirinden haberdar olması demek. Böyle bir örgütlenmenin de yarışması oluyor BBG. İnsanlar gündelik yaşamlarını bu yarışmaya, harcamalarını bu yarışmaya, heyecanlarını bu yarışmaya endeksliyorlar. Toplumsal muhalefetin bir şekli de bu yarışmada görülüyor. Örneğin Ebru'ya haksızlık yapıldığını söyleyen ve durumu protesto eden vatandaşlar kanalın kapısının önüne gidiyor. Yani ortada dönenen büyük paraları (tuttukları aday için cep telefonlarına yatırılan paralar) ile bu eğlence olmaktan çıkıp toplumsal bir olay halini almış durumda. Örneğin Mustafa Sarıgül neden BBG evine konuk oldu? Acaba İstanbul şehri için yapılacak seçimlerde kulağa küpe olsun diye mi?

TRT Genel Müdürü adaylarından Mustafa Ruhi Şirin'den bir yazı geldi. Şöyle diyor Şirin: "Milliyet Gazetesi'nin 12.6.2003 tarihli nüshasında köşenizde yer alan RTÜK Komedyası başlıklı yazınızda TRT Genel Müdürü adaylarından ikisinin Mehmet Nuri Şahin ve Mustafa Ruhi Şirin'in BBP üyesi olduğu iddiasına yer verdiniz. Bu bilgi şahsım açısından doğru değildir. Sayın Mehmet Nuri Şahin ve Mehmet Bozdemir'ın adı geçen partiye üyeliği, RTÜK'ün aday belirleme gününden önce RTÜK üyeleri ve ilgilileri tarafından bilindiği gibi atama sürecini etkileyeceği de bilinmekteydi." Şirin devamla 26 yıldır TRT'de görevli olduğunun ve Çocuk Vakfı dışında hiçbir sivil toplum kuruluşuna kayıt olmadığının altını çiziyor. Bakalım bu konuda RTÜK nasıl bir açıklama yapacak? Acaba diğer üyeler de bu durumu biliyor muydu?