The Others Editörün tarihle sınavı

Editörün tarihle sınavı

17.03.2008 - 00:16 | Son Güncellenme:

İkinci Kıbrıs Harekâtının şifresi, ‘Ayşe tatile çıkabilir’ sözünün kahramanı Prof. Ayşe Güneş Ayata’nın soyadının ‘Güney’ olarak yazılması Milliyet’e yakışmadı!

Editörün tarihle sınavı

Gazetecilik emek yoğun bir uğraştır. Sekiz sütunluk manşetin de, tek sütunluk haberin işlenmesi de “kuyumcu titizliği” gerektirir. Yazı işleri, en iyi gazeteyi okura sunabilmek için gün boyu koşuşturur.
Muhabirin yazdığı haber, servis şeflerinin editörlerin süzgecinden geçtikten sonra sayfalara dağıtılır ve başlıklanır. Türkiye gibi “haber cenneti” bir ülkede normal günlerde bile iki üç gazete hazırlanır. Birden çok baskı yapılır. Mutfaktaki bu koşuşturma sırasında istenmeyen hatalar oluşabilir.
Fazlı Torbalı adlı 46 yıllık okurumuzun müthiş bir mizah diliyle sorduğu gibi, “Acaba Milliyet’teki bu küçük de olsa gözden kaçan hatalar okuyucunun dikkatini kontrol etmek amacıyla mı yapılıyor?”
Geçen hafta Milliyet’e yakışmayan nice örnek gördük sayfalarda.
Pazartesi günü Devrim Sevimay’ın röportajının birinci sayfada anonslanan bölümünde ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden Prof. Ayşe Güneş Ayata’nın soyadı “Güney” olarak çıkmıştı.
Milliyet gibi siyaset, ekonomi, dış politika ve Ankara haberlerinde iddialı bir gazetede böyle bir hatanın baskı aşamasına dek fark edilmemiş olması üzücüdür.

Haberin Devamı

Turan Güneş’in kızı
Prof. Ayşe Güneş Ayata, İkinci Kıbrıs Harekâtı’nın şifresi olan “Ayşe tatile çıkabilir” sözünün kahramanı eski Dışişleri Bakanı Prof. Turan Güneş’in kızıdır. 1974’teki harekâttan bu yana adı defalarca basına yansımıştır. Milliyet’te editör düzeyinde çalışan bir gazetecinin “Ayşe Güneş Ayata” soyadını “Güney” olarak yazması kabul edilemez.
Ne yazık ki bu başlık atılmış ve 10 Mart pazartesi tarihli gazete bayiye gidene dek kimsenin müdahalesi olmamıştır. Kalite kontrolü açısından bu tür hataların yinelenmeyeceği düşüncesiyle Kayhan Sağlamer’in “Kıbrıs Harekâtı” kitabından anıları genç kuşaklara hatırlatmakta yarar görüyoruz. Gazetecilik açısından “Ecevit’li yıllar” pek çok sıcak gelişmeye sahne olmuştur.
1974 yazındaki “Kıbrıs çıkarması” tarihi bir olaydır. Harekâtın kesinleştiği saatlerde ABD temsilcisi Sisco ile görüştükten sonra Genelkurmay’a giden Başbakan Ecevit’e gazeteciler soru sormazlar!
İkinci harekât öncesi Cenevre’deki barış görüşmeleri kesildiğinde ne yapılacağını Dışişleri Bakanı Turan Güneş’e Ecevit söyler:
“Sen ümidi kesince bana oradan telefonla ‘Ayşe tatile çıkabilir’ dersin, biz de ikinci harekâtı başlatırız!”
İstenmeden yapılan bu hata nedeniyle sayın Ayşe Güneş Ayata ve okurlarımızdan özür dileriz.

Haberin Devamı

DİKKAT ÇEKEN DİĞER HATALAR

Editörün tarihle sınavı

Beşiktaş’a GS amblemi
Spor sayfasındaki bir hata da pek çok okurumuzun tepkisini çekti. İsa Çoşkun’un uyarısı ortak duygulara tercüman oluyor:
“8 Mart 2008 tarihli gazetenizin spor bölümünde 28. sayfada Beşiktaş 1- Gençlerbirliği maçının istatistikleri gösterilirken Beşiktaş yazılan yere Galatasaray amblemi konulmuş. Bu da bir Beşiktaşlı okurunuz olarak hoş karşılayamayacağımız bir durum. Milliyet gibi büyük bir gazetenin böyle bir dikkatsizlik yapması üzücü. Bu konularda daha dikkatli olursanız seviniriz.”

Lazer değil, çanak dinleme cihazı
Mehmet Tekiner adlı okurumuzun uyarısı “Dikkat lazer kulak var” başlıklı haberle ilgili: “Haberde kullanılan fotoğrafın üzerine ‘lazerle dinleme cihazı’ yazılmıştır. Oysa söz konusu fotoğrafta yer ala dinleme cihazı çanak antenli ses dinleme cihazıdır.”   

Haberin Devamı

Ayla Göksel’in fotoğrafı yanlış 
Nevin İlhan adlı okurumuz şu uyarıyı yaptı: “14 Mart 2008 tarihli Milliyet’te yer alan ‘3 Genç Türk liderler listesinde’ başlıklı haberde AÇEV Başkan Yardımcısı Ayla Göksel’in fotoğrafı yerine vakıfta çalışan başka bir arkadaşımızın fotoğrafı yayımlanmıştır. Söz konusu fotoğraf Milliyet İnternet sitesinde düzeltilmiştir. Ancak gazetede yanlış fotoğraf yer almıştır. Arşivinizdeki kayıtlara geçmesi açısından da doğru fotoğrafı koymanızı rica ediyoruz.”

Koğuş mümasili değil, mümessili
10 Mart tarihli gazetede çıkan Bayrampaşa Cezaevi’yle ilgili röportajda “...koğuş ağalarının ismi koğuş mümasili olarak değiştirildi. Koğuş mümasını tutuklular seçti” ifadeleri yer aldı.
Haberi yazan muhabirimiz çocukluğumuzun ilkokullarındaki ‘mümessil’ (temsilci) kelimesini muhtemelen hiç duymadığı için anlamsız sözcüklerin yan yana getiriyor. Ne şefi, ne sayfa editörü ne de düzeltme servisi bu kelimenin ne anlama geldiğini fark edip düzeltmiyor! Doğrusu “mümasili” değil,  “mümessili” olacaktır!

Haberin Devamı

‘Heron PKK’yı tespit etti’
Yalçın Dönmez adlı okurumuz 12 Mart tarihli Milliyet’te “Heron PKK’yı tespit etti” başlığına dikkat çekerek şöyle diyor:
“Bu yanlış bir ifadedir. ‘Heron’ PKK’lıları tespit etti... ya ‘Heron’ teröristleri tespit etti... şeklinde yazılması gerekir. Zira tespit edilen PKK değil, PKK’lı teröristtir.”

Türkçede ‘de’ ve ‘da’nın yeri
Güven Barutçu adlı okurumuz  “de”, “da” bağlaçlarının edat olarak kullanılmasının kendisini rahatsız ettiği belirtiyor:
“Tahminimce haberler bir an önce sayfada yerini alsın diye acele ile yazılıyor ve bu durum da bu tip hataların oluşmasına sebep oluyor. Bu konuda biraz daha dikkatli davranılırsa hem her geçen gün biraz daha bozulan Türkçemize sahip çıkmak açısından hem de okurun yazıyı okurken konsantrasyonunun bozulmaması açısından daha iyi olur.”