The Others ‘Evinizin badanası tamam patron’

‘Evinizin badanası tamam patron’

09.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

‘Evinizin badanası tamam patron’

‘Evinizin badanası  tamam patron’



‘Evinizin badanası  tamam patron’


Yönetici ekibin oluşturulması; ve strateji konularının uzmanı; Novartis, BP, British Airways, Barclays, AXA, BT, Pfizer gibi onlarca önemli şirketin danışmanı Andy Lothian, ‘özgür bırakılan ve fikirleri ile uçmalarına izin verilen çalışanların, şirketleri için ‘inanılmaz’ projelere imza atabildiklerini belirtiyor.
‘Farklı coğrafyalarda’ iş stillerinin de farklılaştığını anlatan Lothian’a göre, Türk şirketlerinde ‘emre uyum’ kültürü ağır basıyor. Lothian, "Yönetmeye en uyumlu kültürü belirlemek için sübjektif değerler göz önüne alınmalı. Mesela; Türkiye, bir Ortadoğu ülkesi ve emirlere uyum kültürü ağır basar. Japonya, Güney Afrika ve Fransa’da insanların gruplar halinde çalışması esastır. Avustralya’da çalışanların yüzde 96’sı patronunun evini boyamayı reddederken, bu rakam Çin’de yüzde 28’lere düşer. Türkiye ve diğer Asya ülkelerinde ilişkiler daha samimi ve katı bir hiyerarşi var. Kuzey Amerika’da ve Avrupa’da ataerkil modeller daha az" diyor.
Ekip gelişiminde uzman bir şirket olan Insights Learning & Development’ın Genel Müdürü Andy Lothian, Milliyet’in sorularını yanıtladı:

Çalışan kalitesi nasıl artırılabilir?
Temel strateji, çalışanların kendilerini anlayabilecekleri bir yapı içine girmektir. Çalışanların firma kültürünü ve hedeflerini anlaması kadar, yaptıkları işin ne gibi sonuçları olduğunu anlamaları da önemli. Bir müşterimiz, maliyet azaltma projesi içine girdi. Program anlaşılır ve yeterince açık değildi. Üretimde azalma yaşandı. Firma içinde ortak bir dil bulmak çok önemli. Çalışanlara yeni fikirlerini hayata geçirmek için bir serbest alan bırakmak zorunlu hale geldi. İnsanları rahat bırakın uçsunlar! İnsanlara alan bırakmak, güven vermek güçlerini artırıyor ve sizi gerçekten şaşırtacak işlere imza atıyorlar.

Şirket içi eğitimin verimlilikte ne gibi artılar getireceğini düşünüyorsunuz?
Çalışana yatırımla firmanın verimliliği arasında bir korelasyon var. Gelecekte çalışanına para yatırmayanların büyük zararlar göreceği kesin. İşverenler genellikle çalışanlarını kaybetmenin zararını göz önünde bulundurmazlar. Bağlılık bazı araştırmalara göre çalışanların yıllık ücretlerinden 2.4 kat daha büyüktür. Motivasyon kaybının temel nedeni iş ilişkilerinin zayıflığıdır.

Türk firmaları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Özel sektörün büyük bir gelişim gösterdiği açık, ancak temel sanayi ve altyapıda devletin hâlâ büyük payı var. Türkiye’nin AB üyeliği ve IMF temelli programları uygulaması yabancı yatırım oranını artıracak.

Şirket skandalları üst düzey yöneticilik kavramında ne gibi değişikliklere yol açacak?
Skandalların ana nedeni CEO’lara verilen gücün yüksekliği değil, gücün kötüye kullanımıdır. Suçlanan CEO’lara ceza vermek yaranın kenarlarına bant yapıştırmaya benziyor. Önemli olan davranışların değişmesidir. John Donne ‘Hiçbir insan ada değildir’ der. Hepimiz birbirimizle bağlantılıyız. Başkasına zarar vererek aslında kendimize zarar veririz. Başkasını onurlardırırsak da kendimizi onurlandırmış oluruz. Gelecekte CEO’lar ‘benim çıkarıma nasıl hizmet ediyor’ yerine ‘ben nasıl hizmet edebilirim’ diye soracaklar.

Nobel Ödüllü Kahneman’a göre kadınlar erkeklere oranla daha rasyonel kararlar alabiliyorlar. Sizin tecrübeleriniz bu teoriyi doğruluyor mu?
Kadınların yöneticilikte erkeklere oranla daha çok zorlandıkları iddiası yanlış. Kadınların başarı için erkeklerden daha gayretli olmaları gerektiği de söylenir. Biz erkeklerden daha iyi olduklarını gördük. Bazı firmaların yapıları daha ‘erkek merkezli.’ Kadın çalışanları da daha erkeksi oluyor. İngiltere merkezli bir firmayı inceledik. Yüzde 26.5’i kadın. Kadınlar arasında part - time çalışanların oranı yüzde 24, üçte biri özel hayatlarını etkileyeceği için yükselmeyi aklından geçirmiyor. Erkeklerin ise sadece yüzde 2’si part - time çalışıyor ve erkeklerin yüzde 38’i sadece ev işleri ve çocuk bakımı gibi konularda sorumluluk kabul ediyor. Kadınlarda ise bu oran yüzde 54. İlginç bir istatistik de yıllık istifaların yüzde 43’ünün kadınlar tarafından yapılması.

Lothian, birçok firmada yönetim felsefesinin insanlara özgürlük vermediğini düşünüyor. Lothian’a göre firmalar çalışanlarına bir serbest alan bırakmalı. Bu konuda bir de deneyim aktarıyor:
Çalıştığımız CEO’lardan biri haftalık ‘engizisyon mahkemesine’ benzeyen toplantısında, müdürüne bağırarak zor bir soru sordu. Müdür arkasını dönerek ikinci müdüre cevabı vermesini istedi. İkinci müdür suçlanacak bir departman bulur bulmaz suçu onun üzerine attı. Bir keresinde 40 dakika çeşitli departmanların, bir Japon müşterinin eline istediği malların neden gitmediği hakkında birbirlerini suçladıklarına tanık oldum. Hizmet timi, catering’i suçladı, catering satın almayı, satın alma finansı, finans yine hizmet timini suçladı. Bu böylece bir suçlama döngüsü olarak devam etti. Firmada ortak dil kullanılarak departmanlar arası iletişim sağlanmalı.