Atınç Özkan, 16 Ocak'ta düşen F - 16'da şehit olan Pilot Üsteğmen Mehmet Karakuzulu'nun iki gün sonra bulunduğuna ilişkin haberi eleştiriyor. Şehit Pilot Yüzbaşı Recai Özkan'ın oğlu olduğunu belirten Özkan, 19 Ocak'ta yayımlanan haberde, Karakuzulu'nun ne durumda bulunduğuna ilişkin "haberin özüyle ilgisiz" ayrıntıların, acılı aileyi rencide edecek boyutta olduğuna işaret ediyor. Özkan'ın, haklı olarak eleştirdiği ifadeyi, dikkat çektiği sakıncayı yinelememek için buraya almıyoruz.Aynı kazaya ilişkin habere bir eleştiri de, ABD'den yazan Ömer Komili'den. Komili, "F - 16 dağa çarptı, düştü" başlığına itiraz ediyor. "Uçak dağa çarpar. Uçak düşer. Ama uçak dağa çarptıktan sonra nasıl düşer?" diyor. Haberin başlığını, uçağın nasıl düştüğüne ilişkin ayrıntıyla verme çabasının, hataya neden olduğu anlaşılıyor.13 Ocak'ta yayımlanan "Bu da özür mü?" başlıklı haber, Adana'da bir lise öğrencisinin okuldaki sobayı tutuşturmaya çalışırken yanarak ağır yaralandığını ve öğretmenlerin "Büyütecek bir şey yok" diyerek gazetecileri suçlamasını içeriyordu. Dr. Ceyda Ilgaz Büyükbaykal, haberin ekinde, Doğubeyazıt'ta benzer bir olayda öğrencilerini kurtarmak için yanarak ölen öğretmen sayısının, "iki" yerine "üç" olarak verildiğine dikkat çekiyor.Milliyet Haber Araştırma Servisi'nden de bir mesaj var: 23 Ocak Cuma günü "Kurban kesmek Kuran'da yok" başlığıyla verilen haberde görüşü yansıtılan İstanbul Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Hatemi'nin adı, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde görev yapan kardeşi Prof. Dr. Hüsrev Hatemi ile karıştırılmıştır. Düzeltir, özür dileriz.
Dünya Haber Ombudsmanları Örgütü
