The Others Farkınızı farkettirin

Farkınızı farkettirin

22.07.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Marsa Kraft Genel Müdürü Ersoy’un 25 yıllık iş hayatının temelinde, ‘Farkedilebileceğin kadar küçük, eğitilebileceğin kadar büyük bir şirkette çalış’ öğüdü saklı

Farkınızı farkettirin

Farkınızı farkettirin

Marsa Kraft Genel Müdürü Ersoy’un 25 yıllık iş hayatının temelinde, ‘Farkedilebileceğin kadar küçük, eğitilebileceğin kadar büyük bir şirkette çalış’ öğüdü saklı

Burak MERGEN

Küresel çapta ekonomiler yavaşlıyor. Bu gelişme, şirketleri tedbirler almaya ve çalışan sayılarında indirime gitmeye zorluyor. Türkiye’de yaşananlar ise hepimizin malumu. Bu olumsuz gelişmeler, biz çalışanları iş hayatına 'daha karamsar' bir açıdan bakmaya yöneltiyor. Türkiye gibi fırtınalarla dolu bir denizde tecrübeli kaptanlara her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Bu yüzden biz de 'gönül sohbet ister, kahve bahane' misali, Marsa Kraft Genel Müdürü Ümit Ersoy’a bir fincan 'Jacobs' içmeye, gerçekte ise yaklaşık 25 yıllık yöneticilik deneyiminden yararlanmak için sohbet etmeye gittik.

Yaklaşık 25 yıllık bir yöneticilik deneyimine sahipsiniz. Bu kadar uzun bir süre boyunca motivasyonunuzu nasıl korudunuz?
Bu bana çok sık sorulan bir soru. Hatta birçok kişi bana, 'sıkılmadınız mı?' şeklinde bu soruyu yöneltiyor. '25 yıllık bir süre boyunca aynı şirkette nasıl kaldınız?' sorusu çok doğru bir soru değil. Çünkü bu 24 - 25 yıl boyunca şirket, aynı şirket değildi. Ben kendi çalıştığım şirketi üç ayrı döneme bölebilirim. Bunların üçünde de kişiler, çalışma prensipleri, prosedürler, çalışma ortamı ve hatta şirketin ismi bile aynı değildi. Bu nedenle önemli olan çalışma süresinin uzunluğu değil, bu süre içinde sizin neler yaptığınızdır.

Bir yönetici olarak personel seçiminde öncelikle ele aldığınız kriterler nelerdir?
İşe müracaat mektubu yazmak, size sadece bir mülakat yapma imkanı sağlayan bir araçtır. Bunun ötesinde başka bir şey olduğunu sanmıyorum. Mülakatta neler yapılması gerektiği konusunu ise ben karşıdaki kişinin aradığı güveni bulmasıyla özetliyorum. İlginizi, gülümsemenizi ve konuya olan öğrenme isteğinizi yansıtabildiğiniz zaman, bir ekibe çok rahatlıkla katılabiliyorsunuz.

Size yapılan iş başvurularında dikkatinizi çeken ekstrem örnekler de var mı?
Hayatım boyunca birçok kişinin işe kabul edilme şansını uygun olmayan müracaat şekilleriyle heba ettiğini gördüm. Ancak bugün iş arayanları yönlendiren, iş arayan ile firma arasında iletişimi mükemmelce sağlayan bilgi çağına uygun araçlar var. Örneğin secretcv.com’u bu konuda en iyi örneklerden biri olarak gösterebilirim.

İşe alınma sürecinde en belirleyici olan etken sizce nedir?
İşe giriş ve sonrasında sizin teknik bilgileriniz, o ana kadar yüklenmiş olduğunuz özellikleriniz, bence tek başına belirleyici değildir. İlk başta insanların bulunduğu bir ortamda olunduğu unutulmamalı. Bu yüzden bir çalışan olarak insanların sizinle birlikte olmayı ve birlikte çalışıp üretmeyi zevkle istemesi lazım. Uyumsuz bir zekanın bugünkü iş ortamında yararlı olduğuna inanmıyorum. O nedenle ben çevremde gülümseyen ve espri yapan insanları görmek istiyorum. Bence insanlar arasındaki ilişkiler her şeyin önünde. Diğer teknik özellikler öğrenebilir şeylerdir. Eğitim almış bir kimsenin öğrenemeyeceği bir şey olduğuna inanmıyorum.

İş hayatında başarı nasıl yakalanabilir?
Bunun için başta 'nasıl bir iş?', 'nasıl bir şirket?' ve 'nasıl bir üst?' sorularını sormak gerekli. İşyeri tercihini yaparken bir büyüğümle yaptığım sohbette bana çalışılması uygun olan şirketi; 'senin farkedilebileceğin kadar küçük, fakat eğitilebileceğin kadar büyük bir şirket olmalı' diye tarif etmişti. Marsa, işte böyle bir şirketti. Bütün bu süreç boyunca Sabancı Grubu ve Marsa İnsan Kaynakları beni halen bıkmadan, usanmadan eğitmeye devam ediyor.

Çalışanlara kendilerini geliştirmek için ne tavsiye edersiniz?
İş hayatına girenlere sivil toplum örgütlerinde yer almalarını tavsiye ediyorum. Ben başkaları ile bir arada bulunmanın, özellikleri geliştirici rol oynadığına inanıyorum. Aile sahibi olanlara ise, çocuk sahibi olmayı tavsiye ediyorum. Çocuk sahibi olmak, insanı hoşgörülü ve sinirlerine hakim olma konusunda eğiten bir unsur. Çocuğunuzu dövemez ve işten atamazsınız. Kendisinde yönetsel açıdan zaafı olduğuna inananlara, çocuğuna araba kullanmayı öğretmelerini öneriyorum. Böyle bir durumda çocuğunuza sert bir tepki gösteremezsiniz. Çünkü hevesi kırılır, hiç tepki göstermezseniz kaza yapabilir. Böylece tatlı dille karşıdakine iş yaptırabilmeyi öğreniyorsunuz.

NASIL BİR İŞ?
• Gelişmenize fırsat veren bir şirket bulun.
• Eğer mümkünse başarınızın ortağı olmaktan zevk alabilecek bir üst ile çalışmaya çalışın. Eğer üstünüz kendini geliştirmeyi seven bir insansa emin olun, siz de onunla birlikte ilerlersiniz.
• Bulunduğunuz şirkette gelişmenize uygun bir ortam bulamıyorsanız oradan çıkın.
• Şirketinizle barışık olmanız gerekli. İşinizde sizi rahatsız eden bir şeyler varsa bunları değiştirmeye çalışın, olmuyorsa o işi bırakın.
• Yeni seçenek, yeni yol ve yeni imkanları arayın. Çünkü aksi taktirde hem kendinize, hem şirkete, hem de birlikte çalıştığınız insanlara yazık edersiniz.









Yazarlar